Pınar Şenel: 'Erdal Şenel'in kızı değilim'

Dün Haber7com'da yayınlanan "Fişlemeci paşa akrabalarının TRT aşkı!" başlıklı haberde TRT Dış Yayınlar Dairesi Türkçe Yayınlar Müdürlüğü'nde çalışan Pınar Şenel'in Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Erdal Şenel’in kızı olduğu bilgisi yer aldı. Şenel bu bilginin yanlış olduğunu açıkladı. Açıklama aşağıdaki gibidir. Düzeltir, özür dileriz.

TEKZİP VE DÜZELTİ

Vakit gazetesinden alarak  dün (30.3.2010)   yayınladığınız “Fişlemeci Paşa Akrabalarının TRT Aşkı” başlıklı haberde, Erdal Şenel’in kızı ben olmadığım ve kendisiyle hiç bir akrabalık bağım bulunmadığı halde bana ait fotoğraf ve meslek bilgilerinin kullanılmasıyla mağdur edildim.

Ben 1998 yılında yazılı bölümünü ÖSYM’nin yaptığı genel sınavı kazanarak, ardından, kurum içinde birkaç aşamalı sınav sürecini ve haftalar süren hizmet öncesi eğitimden sonraki son sınavı geçerek, TRT’deki prodüktörlük unvanını kendi hakkımla kazandım. TRT Dış Yayınları’nda yaptığım radyo programlarıyla iki ödül aldım. TRT yayınlarını takip edenler iyi bildiği için burada saymaya gerek görmediğim pek çok başarılı işe imza attım. Meslek hayatım hak edilmiş bir saygı ile anılabilecekken, benimle hiç bir ilgisi olmayan yanlış haber sebebiyle, 11 yıllık kariyerim lekelendi. Beni uzaktan tanıyanların ve hiç tanımayanların hakkımda asılsız bilgi almasına, beni yanlış tanımasına sebep olundu.

Söz konusu haberi sizin de kullanmanız, bu asılsız haberin daha da yaygınlaşmasına yol açtı. Bu hayatî yanlışın düzeltilmesi ve mağduriyetimin bir ölçüde giderilmesinde üzerinize düşen sorumluluğu alarak, bu düzeltiyi   anasayfanızda kamuoyuna duyurmanızı bekliyorum.

Benim tekzip metnimde yer alan cümle  "bunun bir isim benzerliği olduğunu ve konunun benimle ilgisi olmadığını" söylüyor. "Kurumda benden başka Pınar Şenel çalışmıyor" demiyor.

Benim diğer Pınar Şenel'in kurumdaki mevcudiyetine ilişkin bilgi verme sorumluluğum olmadığı gibi, bu bilgiyi edinmesi ve doğrulaması gereken gazetenin haber üreten birimidir.

Benim tekzip metnimde yalnızca kendime ilişkin hususlara yer vermem doğaldır. 

Buna rağmen Vakit gazetesi dünkü (31.3.2010) tepkisini bana yönelterek, habervaktim.com sayfasında fotoğrafımı kaldıracağı yerde, kırmızı çerçeve içine alarak beni mağdur etmeye devam etti. Bugün de gazetenin köşe yazarı Serdar Arseven aynı tutumu sürdürerek benim internet sitelerini yanılttığımı ileri sürdü. Okuduğu metni anlamayan ya da anlamazdan gelen bu zihniyeti şiddetle kınıyorum.