Başbakan'ın istediği cami fırın ve hapishaneymiş

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Katar'ın başkenti Doha'da Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras ile yaptığı görüşmede Erdoğan'ın, Samaras'tan Atina'ya camiye izin vermeleri halinde camiyi Türkiye'nin yapabileceğini söylemesi Atina'daki Müslümanları sevindirdi. Ancak yaklaşık 400 yıl Osmanlı yönetiminde kalan Atina topraklarında bulunan camilerin bugüne kadar yaşamamış olması dikkat çekti.

Yunanlıların Osmanlılara karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinde dini boyutları ve özgürlükleri ön plan çıkarttıkları bilinirken, Yunanlıların Osmanlı'dan emanet camilere sahip çıkmaması Müslüman izlerini silmek için uygulanan politikayı tekrar gözler önüne serdi.

1832 yılında Osmanlı İmparatorluğundan bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana hiçbir Yunan hükümet şehirde bir caminin inşa edilmesine izin vermedi. yüzde 90'ı Ortodoks Hristiyan olan halkın çoğunluğu, camilerin "Yunanlılıktan uzak" olduğunu düşünüyor.

ERDOĞAN FETHİYE CAMİİ'Nİ ÖNERMİŞTİ

Başbakan Erdoğan, Yunanistan'a yaptığı ziyaretlerde daha önce defalarca Fethiye Camii'nin restore edilmesini istemişti. İlk defa 2006 yılında gündeme gelen restorasyon fikrini 2010 yılında tekrar hatırlatan Erdoğan, Yunan Başbakan Yorgo Papandreu ile birlikte gerçekleştirilen ortak basın toplantısında, "Atina'daki Fethiye Camii'nin restore edilmesi için izin istiyorum. Fethiye Camii'ne restore izni verilirse çok mutlu olacağım" sözleriyle gündeme getirmişti.

Kaynaklarda yer alan bilgilere göre Atina Fethiye Camii, 1458 yılında Fatih Sultan Mehmet'in şehri fethetmesinin anısına inşa edilmiş. Fethiye, Akropolis eteklerindeki eski şehir diye anılan Plaka mahallesinde bulunuyor. Fethiye Camii'ne yaklaşık 300 metre uzaklıkta bulunan bir diğer Osmanlı camii Mustafa Ağa (Voyvoda) bulunuyor. Türk televizyonlarının Erdoğan'ın Atina ziyaretinde gündeme getirdiği Fethiye Camii yerine yanlışlıkla görüntülerini yayınladıkları Voyvoda Camii, bugün Yunanistan El Sanatları Müzesi olarak hizmet veriyor. Fethiye ve Voyvoda Camii'lerinin bulunduğu bu bölgede, Osmanlılardan günümüze kalan daha başka tarihi eserler de yer alıyor. Dikdörtgen plâna göre inşa edilen Fethiye Camii, ana kubbe, ana kubbeyi destekleyen dört yarım kubbe ve ana kubbeyi taşıyan 4 sütundan oluşuyor. 4 daha küçük kubbe ise caminin dört bir köşesine yerleştirilmiş. Son cemaat yeri, dört mermer sütun üzerine oturan 5 kubbeden oluşuyor. Sade mermer kapı, Osmanlı motifleriyle süslenmiş. Cami girişinin sağına ve son cemaat yerine bitişik yerleştirilen çeşmedeki süslemeler de dikkat çekiyor.

Roma Agorası içerisinde ve dikkat çeken şirin yapısıyla bir köşede yer alan Fethiye Camii'nin minaresi yıkılmış. Ancak minarenin sadece yerden yaklaşık bir metre yükseklikteki temel duvarları 5 basamağıyla açıkça belli oluyor. Minare, camiden yaklaşık 2 metre uzaklıkta ve caminin sağ köşesinde yer alıyor.

HAPİSHANE YAPILDI

Yunanistan'ın bağımsızlığı sonrası Fethiye Camii, önce okul daha sonra farklı amaçlar için kullanılmış. Bir dönem şehrin hapishanesi olarak hizmet veren cami, kışla mekânı da olmuş. 1890 yılından önce un ambarı, 1935 yılına kadar ise uzun yıllar ordunun ekmek fırını olarak hizmet vermiş. Şu anda kilitli olan cami içerisinde eski eserlerin bulunduğu belirtiliyor.

17. YÜZYILDA DÖRT CAMİ VARDI

Atina'ya 1667-1670 yıllarında ziyaret gerçekleştiren Evliya Çelebi şehirde dört cami, yedi mescit, bir medrese, üç mektep, iki han ve üç hamam olduğunu yazmıştı. Çelebi şehirdeki Bey Camii ile Hacı Ali Camii'nin isimlerini vermişti.