Kadınlardan 300 yıllık geleneğe dokunuş

DURMUŞ GENÇ - LEVENT KİŞİ - Menteşe ilçesinde kaybolmaya yüz tutmuş ipek dokumacılığını verilen eğitimlerle öğrenen kadınlar, hem 3 asırlık geleneklerini devam ettirmenin hem de aile ekonomisine katkı sunmanın mutluluğunu yaşıyor.

ABONE OL
GİRİŞ 07.03.2017 11:53 GÜNCELLEME 07.03.2017 11:53 KÜLTÜR
Kadınlardan 300 yıllık geleneğe dokunuş
Kadınlardan 300 yıllık geleneğe dokunuş

Kent merkezine 20 kilometre uzaklıktaki yaklaşık 2 bin 500 nüfuslu Yeşilyurt Mahallesi'nde yaşayan erkeklerin büyük bölümü geçimini tarımdan sağlıyor, kadınlar ise tezgahlarda el emeği göz nuru ürünlerle 300 yıllık ipek dokumacılığını yaşatmaya çalışıyor.

Kaybolmaya yüz tutan bu sanat, Halk Eğitim Merkezi ve İŞKUR'un iş birliğiyle açılan dokumacılık kurslarıyla kadınların ellerinde canlanıyor. Geçen yıl açılan kurslardan mezun olan 40 kadından kimisi evinin avlusunda kimisi ise iş yerlerinde ipek dokumacılığıyla önemli oranda gelir elde ediyor.

Dokuma ustası Zeynep Karacan tarafından verilen kursa, 21 kadın devam ederken ipekten elde edilen dokumaların ünü ülke sınırlarını da aştı. Kadınların ellerinde şekillenen kumaşlar, "Truva" ve "Harry Potter" gibi pek çok Hollywood filmindeki kostümlerde de kullanıldı.

- "Yeşilyurt'u 'turizm mahallesi' yapacağız"

Dokuma ustası Karacan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yeşilyurt el dokumalarının yaşatılması için çaba gösterdiklerini söyledi. Açılan kurslara yöre kadınlarının yoğun ilgi gösterdiğini ifade eden Karacan, turistlerin asırlık tezgahlarda dokunan ürünleri görmelerini istediklerini vurguladı.

Burada dokumacılık eğitimi alan kadınların iş yeri açmaları ya da evlerinin bahçesinde bu mesleği yaşatmalarını sağlamak istediklerini dile getiren Karacan, şöyle konuştu:

"Bu konuda valimiz ve kaymakamımız bize ciddi destekler veriyor. Üretimini yaptığımız ürünleri sergileyip, satışa hazır hale getirerek Yeşilyurt'u küçük bir 'turizm mahallesi' yapmaya hazırlanıyoruz. Bunun için çok iyi potansiyelimiz var. Yüzde 100 doğal yollarla üretimi yapılan kumaşların insan sağlığı için de büyük önemi var. Yaptığımız tasarımlarla dokuduğumuz ürünler gündelik hayatta her aşamada kullanılabilecek şekilde hazırlandı."

- "Arada bir kuşak kaybımız var"

Babaannelerinin dokumacılığı büyük bir özveriyle yaptığını ancak annelerinin bu işi yapmadığını anlatan Karacan, arada bir kuşak atlandığına dikkati çekti.

Karacan, "Aradaki kopukluğu gidermek için şimdi yeni kuşak dokumacılığı öğreniyor ve bu işten büyük zevk alıyor. Kurstan mezun olan bazı kadınlarımız evlerinin bahçesine kendi imkanlarıyla tezgah kurarak bu işi yapmaya başladı. Bunun en güzel yanı, kadınlarımız bir tarafta kendi evinde tezgahlarda üretim yaparken diğer taraftan da günlük işlerini aksatmıyor." diye konuştu.

Kursiyerlerin 18-70 yaşlarında olduğunu vurgulayan Karacan, kadınların bu zahmetli ve zor işin üstesinden birbirlerine destek vererek geldiğini belirtti. Kurslardan önce bu işi yapan 2-3 kişi kaldığını dile getiren Karacan, ancak verdikleri eğitimlerden sonra sayının 50'ye çıktığının altını çizdi.

- 67 yaşında dokumacılık belgesi aldı

Atölyede dokumacılık yapan 67 yaşındaki Nadire Özkan, en yaşlısı olmasına rağmen kursu başarıyla tamamladığını dile getirdi.

Yeşilyurt'ta kadınların son yıllarda dokumacılığa büyük ilgi duyduğunu belirten Özkan, şöyle konuştu:

"Özellikle gençlerin bu işi öğrenmesi ve gelecek kuşaklara aktarması lazım. Bu nedenle ben de bu kurslara önem veriyorum. Atalarımızın bize bıraktığı bu mirasa gençlerimiz de sahip çıksın ve yaşatsın. Ben 80 yaşında olsam yine dokurum. Sanatın kötüsü olmaz. Gençlerimiz yeter ki öğrensin. Elinde bir sanatı olsun. Herkesin doktor, hemşire olması lazım değil. Çırak olmadan usta olmaz."

- "Dokuduklarımı çocuğum gibi seviyorum"

Kursiyerlerden Gül Ünlü, kursa başlamadan önce ev işleri ve hayvancılık yaptığını söyledi. Kursa arkadaşının tavsiyesiyle başladığına işaret eden Ünlü, "Anneannem ve annem dokumacılık yaptı ama ben hiç yapmamıştım. Tezgaha oturup dokumaya başlayınca çok ilgimi çekti. Bu işi devam ettirmek için kendim tezgah yaptırdım ve evimde bu tezgahta dokuma yapmaya ve üretim yapmaya devam edeceğim. Dokuduğum ürünler güzel olunca çocuğum gibi seviyorum." diye konuştu.

Ünlü, 4 ayda 150-200 kadar ürün dokuduğunu, ürünleri satılınca çok sevindiğini dile getirdi.

Kursiyerlerden Firuzen Kara, 4 aydır kursa torunuyla katıldığını söyledi. Bu yolla ev ekonomisine katkı sağladığını anlatan Kara, "Burada yeni dostluklar kuruyoruz. Gençlerle yaşlılar burada bir araya geliyor ve herkes birbirinden farklı şeyler öğreniyor." dedi.

En genç kursiyer 17 yaşındaki Halise Öztürk ise tezgahlarda ürettiği ürünlerle aile bütçesine katkı sağladığını ifade etti. Burada dokumacılığı öğrenip, ileride kendi çocuklarına da öğreteceğini anlatan Öztürk, "Amacım ata yadigarı bu mesleği yaşatmak ve kendimi geliştirmek." şeklinde konuştu.


KAYNAK : AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR