Tahliyeler yerine yargı tartışılmalıydı
CMK 102’de yapılan değişiklik sonrası tahliyeleri kullanıp siyaset yapmak ve buna ortak olmak bana göre yanlıştı. Sorunun temeline bakan kişi oldukça azdı. Bu konudaki eleştirilere ilişkin bir değerlendirme.
ABONE OLYeni medya düzeni ve internet medyası üzerine değerlendirme ve Engin Ardıç’a cevap…
Sosyal medya kullanımı konusunda bir yaklaşım; “Gazeteciler her zaman haber kuruluşlarını temsil ederler ve çalıştıkları medyanın ismine veya güvenilirliğine ya da gazeteci olarak kendi statülerine halel getirebilecek hiçbir şey yazmamalıdırlar.”
TARTIŞILMASI GEREKEN ADALET SİSTEMİ
Geçen hafta bize gelen eleştirilerin başında CMK 102’de yapılan değişiklikler nedeniyle gerçekleşen tahliyelere yeterince yer vermediğimiz geliyordu.
Aslında bu eleştiri çok gerçekçi değil. İsteyen arama bölümüne ‘tahliye’ yazıp arama yapabilir. Çıkan sonuçlar içerisinde, tahliyelerle ilgili tüm görüşlere yer verildiği görülecek.
Bu konuda bir okurumuz “Sitenizde niye CMK 102 ile ilgili tahliye haberleri yok hükümet sopasını size de mi gösterdi?” diyerek iki tahliye örneği vermiş. Yargılaması devam edenlerin serbest bırakılmasını eleştirerek, bu konuları gündeme getirmemizi istemiş.
Okurumuzun bu konuda Haber 7’de çıkan haberleri yeterince takip etmediğini düşünüyorum. Ya da beklentisini karşılayamadık.
Fakat ben tahliyeler konusunda farklı düşünüyorum. Bugüne kadar yargılama sürelerinin uzunluğu ve suçu sabit olmayan kişilerin uzun süre haksız yere cezaevinde kaldığını söylerken, henüz sonuçlanmamış davalar konusunda ‘suçluları bırakıyorlar’ diye yaygara koparmayı doğru bulmuyorum. Serbest bırakılan kişiler suçlu değil zanlıdır ve suçları sabit değildir. Bu noktada tartışılması gereken adalet sistemindeki yavaşlıktır.
Uzun yıllar süren yargılamalar sonucunda bu kişiler ya suçsuz iseler. Suçluysalar bir yargılama neden 14 yıl sürer… Davaları uzun süre devam edip cezaevinde kalan ve sonra suçsuz olduğu anlaşılan kişiler ne olacak? Aynı durum Ergenekon sanıkları için de geçerli. Ya yargılama sonucunda bu insanlar beraat ederse. Haksız yere yıllarca cezaevinde yatmaları kabul edilebilir mi?
Bize mail gönderen ve itiraz eden okurumuz, yargılamanın uzun sürmesini, yargılanan kişilerin suçlu olduğu yönünde güçlü bir kanıt olarak görüyor. Ben buna katılmıyorum. Daha hızlı ve doğru kararlar veren bir yargı, bu tür düşüncelerin önünü kesecektir. Ki geçen yıl, karnından vurulduğu halde, mahkemede bacağından vuruldu diye yargılanan bir şahısla ilgili haberi bizzat ben yapmıştım.
İşin özü, tartışılması gereken tahliyeler yerine yargı sistemindeki çarpıklıklar olmalıydı. Tabi ki tek yanlı bir tartışma değil, hükümetin üzerine düşen sorumluluklar ve yargı sistemindeki aksamalar tartışılmalı.
İNTERNET MEDYASI VE ENGİN ARDIÇ
Son dönemde sıkça internet medyası, sosyal medya, yeni medya düzeni, vatandaş gazeteciliği gibi kavramlar duyuyoruz.
Bilginin belli güç odakları dışında da serbestçe dolaşabileceğini ve internetin en uygun ortam olduğunu Wikileaks ispatladı. İnternet gazeteciliği de sokaktaki vatandaşa söz hakkı tanıyan bir mecra oldu. En azından insanlar aracısız bir şekilde görüşlerini, sorunlarını aktarma ortamı buluyor.
Eskiden kasetler, ses kayıtları; devleti, siyasi partileri yakından ilgilendiren önemli bilgi ve belgeler büyük medya kuruluşlarına verilir/sızdırılırdı. Onlar da duruma göre bunları yayınlar ya da kasalarında saklarlardı.
İnternet sayesinde bu tür bilgi ve belgeler artık bazılarının kasasında farklı amaçlar için saklanmıyor.
Bu girizgâhı yapmamın nedeni geçen hafta yayınlanan bir yazıydı. Sabah gazetesinden Engin Ardıç, internet gazeteciliğini ve internet gazetecilerini sert bir üslupla eleştirmiş. Ardıç’ın haklı olduğu noktalar var. Ancak bu işi hiç doğru yapan yok mu?
Ardıç ne diyor; altyapıları yok, kadroları yok, sermayeleri yok, yorumlar çok ağır. Hatta Sabah yazarı, yorumlar için şu ifadeyi kullanıyor, “önüne gelen ruh hastasına yorum yaptırma”…
Engin Ardıç internet gazeteciliği yapanları iki sınıfa ayırıyor. Birincisi işsiz gazeteciler ikincisi ise bulundukları noktadan daha fazla ileri gidemeyecek olan gazeteciler.
İnternet yayıncılığı özü itibariyle çok sıkı kurallara bağlı değil. Zaten yapılan toplantılarda, seminerlerde, ahlaki yayıncılık yapanların hayatlarını sürdürebileceği tespitleri yapılıyor.
Engin Ardıç’ın haklılık payı olan eleştirileri sıralarken, bir satır da bu işi doğru yapanlar olduğunu söylemesi gerekirdi. Eleştirilerde haklılık payı olduğu, eleştirilerin dozajının fazlalığına yapacağım itiraza engel değil. Konuya ilişkin habere ve Ardıç’ın yazısına BURADAN ulaşabilirsiniz.
SOSYAL MEDYAYI KULLANIRKEN GAZETECİ OLDUĞUNUZU UNUTMAYIN
Sosyal medya ve vatandaşlık gazeteciliğinden bahsetmişken ve Engin Ardıç’ın şikayetçi olduğu okur yorumları konusuna değinmişken, gazetecilerin sosyal medya kullanımı ve okur yorumları üzerine yaklaşımlara yer vermek istiyorum.
Aşağıdaki metin ICFJ ve Medya Derneği’nin düzenlediği internet gazeteciliği etiği seminerinden alıntılanmıştır. Yorum kurallarıyla ilgili Türkiye örneği Haber 7 olarak değiştirilmiştir.
Haber Kuruluşlarının Sosyal Paylaşım Ağlarına Yönelik Politikaları
Sosyal paylaşım ağlarının kullanımı anaakım gazeteciler arasında popülerlik kazandıkça, daha fazla haber kuruluşu çıkar çatışmalarını, tarafgirlikle ilgili soruları ve güvenilirlik konusunda ortaya çıkabilecek sorunları engellemek için kılavuzlar oluşturuyor. Bu kılavuzların büyük çoğunluğu, sosyal medya kullanımının şu iki temel ilkesine dayanıyor:
(1) Mesleki: Gazeteciler her zaman haber kuruluşlarını temsil ederler ve çalıştıkları medyanın ismine veya güvenilirliğine ya da gazeteci olarak kendi statülerine halel getirebilecek hiçbir şey yazmamalıdırlar. Sosyal medya sitelerindeki tartışmalara/argümanlara karışmaktan kaçınmalıdırlar.
(2) Kamusal: Hiçbir sosyal medya içeriğinin gerçekte mahrem olmadığını hesaba katın. Rakiplerinizin de takip ettiğini hesaba katın. Patronunuzun da takip ettiğini hesaba katın.
Bu iki temel ilkenin ötesinde, medya sitelerinde, bilhassa iş yorum yapmaya geldiğinde kaçınılacak bir başka tuzak var.
Karşılıklı etkileşim dijital medyanın en büyük avantajlarından biri, fakat aynı zamanda bazı çetrefilli meseleleri de gündeme getiriyor. Haber sitelerinin büyük kısmı, online haberlere yorum yazılmasını kolaylaştırarak okurları müdahil olmaya teşvik ediyor. Buradaki düşünce, merak doğuran genişletilmiş bir okur tartışması yaratmak.
Kullanıcıların çoğunluğu yorum yazmıyor, fakat belli ki başkalarının ne dediğini okumayı seviyorlar. Gazetelere sosyal medya araçları sağlayan bir şirket olan Pluck'tan Steve Semelsberger, San Francisco Chronicle'a yorumların sayfa görme sayılarını yüzde 15'e kadar yükseltebildiğini söylüyordu. Fakat yorumlar hakaret edici olabilir ve tartışmalar yozlaşıp nefret söylemine dönebilir, bu da haber kuruluşunu zor durumda bırakabilir. Aşağıda bununla başa çıkmanın bazı yollarını bulacaksınız.
Filtreleme
Haber kuruluşlarının büyük kısmı, müstehcenlik ve etnik veya ırksal hakaret gibi belli kelimeleri içeren yorumları otomatik olarak filtreleyen yazılımlar kullanıyor. Bazıları, filtreyi kullanıcı isimlerine de uygulamaları gerektiğini acı tecrübeler sonucu öğrenmiş durumda. Kullanıcıların ne tür yorumlara izin verilmeyeceğini bilmelerini sağlamak önemlidir; bunun için bir hizmet açıklaması yapılabileceği gibi, her sayfaya bir not da konabilir.
Sözgelimi Kansas City Star'ın açıklaması şu: "Hedefimiz canlı, açık, medeni tartışma. Lütfen kişisel saldırılardan veya ırkçı, vülger veya uygunsuz yorumlardan kaçının." Arap haber kanalı El Arabiya yorumları filtreleyen ve uygunsuz bulunanları eleyen bir ekip çalıştırıyor. Sitede yer alan kullanım anlaşmasında, yorumculardan "sitenin interaktif bölümlerine (yorumlar, forum) başkalarının haklarını ihlal eden materyal göndermekten veya yayınlamaktan kaçınmaları" isteniyor.
Türkiye'de de çeşitli haber kuruluşları okur yorumları için sıkı kurallar uyguluyor. Haber 7’nin uyguladığı kurallara buradan ulaşabilirsiniz: http://www.haber7.com/haber/20100316/Haber-7-yorumlari-icin-genel-ikazlar.php
Mimleme
Filtreler ne kadar sıkı olursa olsun, nahoş yorumlar aradan kaçabilir. Haber sitelerinin çoğu, itiraz edilebilir buldukları yorumları mimlemelerini veya "ihlal bildirmelerini" isteyerek okurların yardımına başvuruyor. Sitenin editörleri kullanım şartlarını ihlal eden yorumları böylece kaldırabiliyor. Bazı haber kuruluşları, belli sayıda kullanıcı tarafından mimlenen yorumları otomatik olarak kaldıran yazılımlar kullanıyor. Ve bazıları sitenin standartlarını defaten ihlal eden kullanıcıları yasaklıyor. Yasaklanan kullanıcıların bazıları yeni bir kimlikle geri dönmeyi deniyor.
Kayıt
Birçok site kullanıcıların yorum yapabilmesi için kaydolmalarını ve giriş yapmalarını şart koşar. Bazıları (sözgelimi Wall Street Journal) gerçek bir isim ve işler durumda bir e-posta adresi ister; yorumların gönderilebilmesi için bunların doğrulanması gerekir. Arap gazetesi El Kuds el Arabi de yorum gönderilmesi için geçerli bir e-posta adresini şart koşmaktadır. İsimsiz yorumlara izin veren, fakat yine de kullanıcıların kaydolmasını zorunlu kılan siteler de vardır.
Moderasyon
Bazı siteler, yayınlanmadan önce bütün yorumların bir editör tarafından gözden geçirilmesini sağlar. Sitenin popülerliğine bağlı olarak bu oldukça ağır bir iş olabilir. Birçok sitenin haberlere yapılan yorumları gönderildikten sonra gözden geçiren ve hizmet şartlarını ihlal edenleri silen editörleri ve muhabirleri vardır.
Düzeltmeler
Haber kuruluşlarının büyük kısmı basılı veya görsel olsun, geleneksel medyada hataların düzeltilmesi yönünde politikalar uyguluyor, fakat bu politikalar hatalar online yayınlandığında ortaya çıkan sorunları halletmeye yetmeyebiliyor.
Bir hata tespit edildiğinde, bazı kuruluşlar doğru olmayan bilgiyi siteden basitçe kaldırıyor veya daha önce gönderileni değiştiriyor. Ne yazık ki, haberi daha önce okuyanlar yanlış bilgilenmiş oluyor ve habere sonradan dönseler bile, önceden doğru olmayan noktalar olduğu konusunda uyarılmıyorlar.
Bazı internet siteleri, birçok basılı gazetenin kullandığı 'düzeltiler kutusu'na benzer bir sayfa oluşturuyor; bütün hatalar burada not ediliyor ve düzeltiliyor. Fakat belli bir haberin okurları düzeltildiğinden haberdar olmayabiliyor. Bu yüzden birçok site artık haberin içinde veya yanında, neyin neden değiştirildiğini gösteren bir not koyuyor.
İhsan AYDIN - Haber 7
OKUR TEMSİLCİSİ
ihsan.aydin@haber7.com
http://ihsanaydin.net/
http://twitter.com/iaydin
-
Zindansızım 13 yıl önce Şikayet EtGuzelmiş. BU adalet Herkese Varda Bi Hizbullahamı Yok Bir Hizbullah cıktı diye Yerinde oyniyorusnuz..terorist basının bebek katilinin hergun haberini memnuniyele verenler islama okadarmi kit nefret kusuyorlar bunasil muslumanlik bunasil zihniyet bunasil dusunce ben bu hizbullahı sevmeye basladim cunku bu ulkede hakli olanin basını kesmeye cok merakli insan varBeğen
-
Ahmet Özbir 13 yıl önce Şikayet EtCANDAŞ-CHP-YARGI MUHABBET O BİÇİM, 16 YILDIR DOSYALAR RAFTA NE BİÇİM?!. Yargıtayın Başkanı, üyeleri orada burada konuşuyor, tahliye edenler kendileri, 5-6 yıl önce uyum kanunları çerçevesinde birçok değişiklik yapılmış, bugünlerin geleceği yani perşembenin gelişi çarşambadan belli olduğuna göre, ne yaptılar bu güne kadar, muhabbet, CANDAŞla, CHPyle birlikte adeta İSTİKRARA yani T.C. Hükümetine nasıl stoplanma yapılır onun davası güdüldü. Çok büyük yanlış yapıldı. Bu Yargıtayla buraya kadar, büyük istifaların başlamasını bekliyorum. Artık hizmet edecek gençler oraya gelmelidirlrBeğen
-
Ferit Demirci 13 yıl önce Şikayet EtYasa. Pardon yasayıda yargı hazırlayıp onaylamıştı,Haklısınız.Herkesi kendi zekanızda görmeyin lütfen.Beğen
-
Ahmet Ar 13 yıl önce Şikayet EtPARDON! NOKTALI VİRGÜL HÂLÂ YOKMUŞ. Sevgili okur temsilcimiz... Sizden başka merci bulamadığımız için size yazıp duruyoruz. Sitemizin noktalama işaretleri dökülüyor. Ben noktalı virgül var sanıyordum, bundan önceki yorumumda parantez içinde yazdım, gene çıkmadı. Bu, birçokları için pek mühim bir şey olmayabilir. Fakat önemini bilenlere sorun bir de... METİN YAZAR a ilgisi için teşekkür ediyorum. Bakın başkaları da ilgileniyor. Tekrar edelim: Noktalı virgül ve kesme işaretini istiyoruz, hemen...Beğen
-
Kamil 13 yıl önce Şikayet Etahmet bey. siz bildirmeseniz benim bu noktalama işaretlerinin artık yapılabildiğinden bile haberim olmayacaktı,ne kadar ilgili biriyim değilmi? ))) neyse şimdi yazıma geçeyim tartışılması gereken elbetteki adalet sistemi ama bu ülkede işi cıvıtıp işin içinden çıkmak çok kolay olduğu için bu işler böyle yürüyor,bakıyorsunuz bir kurumun en yetkili kişisi iş çözeceğine bir güzel ağlıyor sonra şunlar şunlar olsaydı böyle olmazdı gibi hiç bir ülkede görülmeyen konuşmalar yapıyor,normalde işi beceremeyen gider ama bizde ???Beğen