Muhalefetten şaşırtan tornistan: Meclis seçsin!

TBMM’de grubu bulunan siyasi partiler son seçimlere “yeni Anayasa” vaadiyle gitti. Ancak, 2010 yılından sonra TBMM çatısı altında kurulan yeni Anayasa çalışmaları hep muhalefetin engellemeleriyle karşılaştı.

Muhalefet işi en son Cumhurbaşkanının tekrar Meclis tarafından seçilmesi noktasına kadar getirdi. TBMM, 2007’de 367 garabeti nedeniyle bir türlü Cumhurbaşkanını seçememiş ve halkın hakemliğine başvurmuştu. 2014 yılında yapılan seçimde ise Recep Tayyip Erdoğan halkın yüzde 52 oyuyla ilk seçilen Cumhurbaşkanı olmuştu.

Siyasi partiler 12 Eylül darbe anayasasına söylemde karşı olduklarını ifade etse de, fiiliyatta “kırmızı çizgiler” öne sürerek mevcut durumun korunması için adeta bin dereden su getiriyor. Anayasanın ilk 4 maddesi ile ilgili hiçbir tasarruf olmamasına rağmen CHP ve MHP bu maddelerin kırmızı çizgileri olduğunu ilan ederek, yeni anayasa çalışmalarını peşinen baltaladı.

OYALAMA TAKTİĞİ

Muhalefet partileri, 7 Haziran seçimleri öncesinde “başkanlık” gerekçesine sarıldı. Sistem önerisi olan Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişisel ikbal meselesi gibi sunmaya çalışan muhalefet kısmen de olsa halkta kafa karışıklığı oluşturmayı başardı. Ancak 7 Haziran seçimleri sonrasında yaşanan kaotik ortam, terörün tırmanması, ekonomik parametrelerdeki düşüş bir nevi “başkanlık sistem önerisinin” sağlaması gibi oldu. Buna bir de partilerin koalisyon hükümeti kuramaması, seçim hükümetine üye vermemesi de eklenince halk kararını verdi. 1 Kasım seçimlerinde AK Parti’ye verilen yüzde 49.5 oy oranı bir nevi “başkanlık sistemine evet” niteliği de taşıdı.

Başkanlık sistemi vesayet kurumlarının kaldırılması, istikrarın sürmesi, idarenin hızlı karar alması, kuvvetler ayrılığı ilkesinin gerçek anlamda hayata geçiren sistem olarak ilk onayını 1 Kasım seçimlerinde almış oldu.

YETKİ GASPI!

Tüm bunlara rağmen; CHP ve MHP, Cumhurbaşkanının yeniden Meclis tarafından seçilmesinin de tartışılabileceği yüksek sesle dillendirmeye başladı. İki parti de Cumhurbaşkanının yetkilerinin fazla olduğu ve kısıtlanmasını istiyor. Oysa halk 2007’de bu konudaki nihai kararını vermişti. Meclis’in 367 şartı gereği bir türlü Cumhurbaşkanını seçememesi nedeniyle yaşanan kriz, halkın 5 yıllığına Cumhurbaşkanını seçmesine dair düzenlemeyle aşılmıştı.

MUHALEFET SAMİMİ DAVRANMADI

Ramazan Can (AK Parti Kırıkkale Milletvekili): “Geçen dönem muhalefet samimi davranmadı. Vatandaşın bir sivil Anayasa beklentisi olduğu için Meclis’te çalışma yapıyormuş gibi görüntüler. Samimi olsalardı en azından üzerinde mutabakata varılan 60 madde çıkartılabilirdi. İnşallah bu dönem samimi olurlar da bu 60 madde çıkartılır. Samimi olsalar somutlaşmış olan adımlar atılır. Ama yine topu taca atacaklarını düşünüyorum.”

Kılıçdaroğlu: Parlamento seçebilir

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili tekrar başa dönülmesi sinyali verdi. Kılıçdaroğlu, “Eskiden olduğu gibi Meclis’in seçtiği sembolik cumhurbaşkanı sistemine mi dönülmesini istiyorsunuz” sorusuna, “O da tartışılabilir. Parlamenter sistemi güçlendirmemiz lazım. Halkın doğrudan seçtiği parlamenter sistemler de vardır halk doğrudan seçebilir, ama parlamento da seçebilir” cevabını verdi.

Doç. Yazıcı: Teklif ironik

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdinç Yazıcı: “Sayın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı seçimini hatırlayın. Nasıl bir krize dönmüş, nasıl bir kilitlenme yaşanmıştı. Bu kilitlenmeyi yaşayan siyasi erk şimdi, kilitlenmenin sonucu olan cumhurbaşkanını halk seçsin çözümünü buldu ki mecburi bir değişiklikti. Kilitlenmenin sebebi olan siyasi ekibin, eskiye dönmeye yönelik teklifi çok ironik gerçekten.   Muhalefet çözüm üretmek yerine, eskiye geçişi istemek geri vitestir.”