Nuray Mert'i namert yapan aslında kimdi?
Kerime Yıldız, "Nuray Mert'i namert yapan 'öteki kadın' hastalığıdır" dediği sosyal tahlil yazısında hatanın büyüğünün muhafazar erkeklerde olduğunu ileri sürüyor:
ABONE OLNURAY MERT’İ NAMERT YAPAN “ÖTEKİ KADIN” HASTALIĞI
Özgeçmişini bilirsiniz. Fevziye mekteblerinden ve Boğaziçi’nden mezun. Beyaz Türk değil. Ailesi CHP’li olduğu ve Nişantaşı’nda oturduğu için öyle algılanıyor. Gerçi oturduğu semti defo olarak görüyor ama düzeltmek gibi bir derdi yok.
Doktora döneminde muhafazakârlarla yakınlaşıyor. Dergâh’ta yazıyor. Katıldığı TV programları ile tüm Türkiye O’nu tanıyor. Asude Cafe’nin müdavimleri arasına giriyor. İftar ve sahurlara eşlerini getirmekten imtina eden bir sürü adamın arasında “ erkek Fatma” misali oturuyor. Rivayetlere göre; onlara adab-ı muaşeret öğretiyor. Kah korkusuzca Ortadoğu barış gezilerine katılıyor, kah başına örtü alıp başörtü zulmüne destek veriyor. Korkmuyor, korkutuyor… Hani bir Allah’ın kulu aklından evlilik geçirse, “evlenince beni döver” diye vazgeçecek kadar korkutuyor. Fakat bizim muhafazakar erkekleri hiç korkutmuyor. Baş tacı ediyorlar. Büyüklerin bacısı, küçüklerin ablası oluyor. Böyle, böyle yıllar geçiyor…
Birgün büyü bozuluyor. Nuray Mert sıkılıyor. Kendi mahallesine dönüyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde net tavır koyuyor. Öteki mahallenin gazete köşelerinde yazıyor. Ve referandumda hayır diyor. Son olarak da malumunuz gerçekten saçmalıyor. O saçmaladıkça bir zamanlar onunla aynı sofrada oturup sınıf atlayanlar “olmadı” abla diye çileden çıkıyor. Hatta imalı yazılarla şizofren kişiliğe işaret edenler bile var. Hani bir şarkı vardır, “o senin aslına rücu edişin” diye. Kızcağız aslına döndü o kadar…
Nuray Mert’e, yani isme takılmayalım. Kadın milletinin itibar gördüğü yere uyum sağlama oyunu yeni bir şey değil. Hatta bugünlerde aynı oyunu bazı başörtülü yazarlar da oynuyor. Yat, kalk Kürt meselesi!
Muhafazakâr taşra delikanlılarının öteki kadını putlaştırması da yeni değil. Ta, Orta Asya’dan beri böyle… Yani genetik! Türk hanlarının, Orta Asya bozkırlarının çetin ceviz fırtına gibi kızlarından yüz çevirip, Çin sarayının süslü püslü, bir o kadar da iki yüzlü prensesleriyle tanıştıklarından beri böyle. Bu yüzden devletleri ellerinden gitti de akıllanmadılar.Bir ara hastalık iyileşti, Osmanlı’da yeniden nüksetti. Saraya Türk kızı, Anadolu kızı girmez oldu. İlle de yabancı. Ve o yabancılar öyle filmler çevirdiler ki, yüzyıllar sonra bile filmlik oldular.
Notre Damme’ın Kamburu romanını hatırlayın. Esmeralda Kuazimado’ya su verir. Zavallı kendisini o kadar hakir görmektedir ki ”bana su verdi” diye sevinçten deliye döner. Muhafazakar erkeklerin durumu buna benziyor...
Fakülte yıllarında garibimize giderdi. Bize sürekli ayar veren, hatta özelimize karışan arkadaşlar, karşı tarafın kızlarının selamından mahcub olurlardı. Bize kurt, onlara kuzu!
Sonra işyerlerinde manzara daha kötü oldu. En zekimiz bile , mini etekli röfleli hanımlar kadar itibarlı olamadı. Onlara methiyeler düzülüp, sigaraları yakılırken, bizler hep eleştirildik. Yaptığımız başarılı işler tebrik edilmedi ama, onların varlığı bile yeterdi. Etek boylarımıza kadar dedikodu edilirken onlar giyim eksperi olarak bizlere örnek gösterildi.
İyi de oldu.
Muhafazakâr bayanlar gözlerinde büyüttükleri beylerin iş hayatındaki pespayeliğini görünce, onların samimiyetini sorguladı ve özgürlüklerini ilan ettiler. Biraz ileriye gidip başörtü ile bağlarını koparanlar dahi oldu. “Madem başı açıklar daha saygın, bizim suçumuz bir metre bez mi ? dediler.
Netice olarak, ne Nuray Mert’in sağda gördüğü itibar garip, ne de sıkılıp gitmesi. Garip olan onunla oturdukları iftar ve sahur sofralarına eşlerini dahi getirmeyen taşra delikanlılarının sayıp sövmesi...
Sıkıldı sizden. Kızcağızı baş tacı ettiniz, siyasi deha gibi davrandınız... Ama desteklediğiniz, söz geçirdiğiniz partinizle meclise sokmadınız… Otur otur nereye kadar? Şizofren filan da değil. Sizinle biraz kafa buldu, şöhreti yakaladı ama hedef tutmadı… Alkışlar bitti, şimdi intikam alıyor. Sakin olun. Siz cevap verdikçe oyun devam ediyor ve eğleniyor.
Aslında “beter olun” diyeceğim geliyor da neyse…
Kerime Yıldız
kerimeyildiz@gmail.com
(Haber 7)
-
ercü 9 yıl önce Şikayet Etsizin yani(başörtülü-tesettürlü değil)yazarlarda da şeklii olarak değişme var..onu niye irdelemiyorsunuz ?başörtü sorunu çözüldü ama tesettür ün içi boşaltildı..Beğen
-
seyyid ali battal 13 yıl önce Şikayet Etkocaman bir ALKIS. china guanghzo da okudum yazinizi bu kadar guzel anlatilir. bu kadar guzel bir resim cekilir. muhafazakar karakteri bu kadarmi guzel tasfir eder bi insan.. ama zor olmasa gerek yasamissiniz okul yillarinizda. bu guzel resme china kadar buyuk bir alkis gonderiyorum.... bundan sonra YAZILARINIZI takip edecegim.Beğen Toplam 2 beğeni
-
Mehmet 13 yıl önce Şikayet EtCan cikar Huy cikmaz.. Ya ozaman büyütücek bir durum yok, birakin birazda PKK ya takilsin, birazda onlarin bacisi, yoldasi olsun, onlarda milletvekili adayi yapmazsa, onlarada hakaret eder, onlarda namert der, büyütücek bir durum yok, bu kadin kimmis neciymis, meshur olmak icin P.Film bile cevirir böyleleri...Beğen Toplam 2 beğeni
-
Metin Yazar 13 yıl önce Şikayet EtBunların hepsi aynı. PKK'nın fikir namusu var diyerek PKK'lıları namuslu ilan eden ülkücü zihniyet şimdi de başbakanın G.Doğu'ya yaptığı büyük hizmetleri ve yatırımları PKK'nın haber ajansına "Bunlar Kürt soykırımının ön hazırlıkları olabilir" diyerek adeta hedef gösteren Nuray Mert'i namuslu ve dürüst ilan ediyor. Dilerim bu zihniyete oy verenler bu kez kafayı biraz daha fazla çalıştırır ve bu zihniyeti meclise sokmazlar.Bu zihniyetin mecliste olmasının hiç kimseye bir yararı yok. Olsa daha önce olurdu. Batan 24 banka,yok olan deprem paraları,apo'yu af ve rahşan affı ve ekonomik krizden başka bu ülkeye ne hizmetleri() oldu?Beğen Toplam 3 beğeni
-
umut beydağı 13 yıl önce Şikayet Etdoğanizmin etkisine girince böyle oluyor. bakınız ahmet hakan, bakınız taha akyol, bakınız taha akyol, bakınız fatih altaylı böyle gider yani..Beğen