Uhud'da neler yaşanmıştı?
İşte Peygamber Efendimiz'in (S.A.S) mübarek dişinin kırıldığı Uhud Savaşında yaşananlar...
ABONE OLBin kişi ile yola çıkan Peygamber Efendimiz (S.A.S), yolda üçyüz kadar münafığın ordu saflarından ayrılmalarıyla güç kaybına uğramış; buna rağmen moralini ve metanetini kaybetmemiş, bütün tedbirleri alırken işte bu tepenin başına da Abdullah b. Cübeyr (ra) komutasında elli kişilik bir okçu birliği konuşlandırdı. Onlara sıkı sıkıya yerlerinden ayrılmamaları hususunda direktif verdi. Hatta galip de gelsek veya mağlup olarak bizim hepimiz de ölsek, cesetlerimizi akbabalar parçalarken görseniz bile yerinizden ayrılmayınız diye de sıkı sıkı tenbih etti. Kendisi Uhud dağını arkasına aldı. Mekkeli müşrikler ise, Ayneyn tepesinin kuzeybatısnda yer alan açık arazide çadırlarını kurdular. İki yüz kişilik bir süvari birliğini ise, o gün halen müslüman olamamış Halid b. Velid (r.a)'in komutasında Ayneyn tepesinin tam güneyinde bulunan hurmalıkların arasına yerleştirdiler.
İşte Efendimiz (S.A.S), bu suvari birliğini ekarte edebilmek için elli kişilik müfreze birliğini bu tepeye yerleştirdi. Savaş başlayıp da ilk etapta müslümanlar müşrikleri püskürtüp, onları kovalamaya başlayınca, gazilerin bir kısmı savaş meydanında müşrikler tarafından bırakılan ganimet mallarını toplamaya başladı. Bunu gören okçular, savaş bitti, kardeşlerimiz ganimet toplamıya başladı, biz de gidelim onlara katılalım dedi ve yerlerini terketmek istediler. Başlarındaki komutanları Abdullah b. Cübeyr çok nasihat etti ise de onlara söz dinletemedi.
Daha önce iki defa Ayneyn tepesinin doğu yakasından geçerek müslümanları arkadan çevirmek isteyen süvari birlği ilk etapta bu imkanı bulamamışlardı. Çünkü okçular onlara bu fırsatı Ancak okçulardan kırk tanesinin yerlerini bırakarak düze indiklerini gören müşrik süvari birliğinin komutanı Halid b. Velid, ani bir saldırı ile geriye kalan okçulardan, komutanları da dahil, on mücahidi şehit ettiler; arkasından da bir nara ile kaçan müşriklere müslümanları arkadan çevirdiğini duyurdu. Bir anda müslümanlar iki ateş arasında kaldı; bundan dolayı da galip iken yarı yarıya mağlup duruma düştüler. İşte bundan sonradır ki, müslümanların yetmişi şehid oldu, yetmişi de yaralı hale geldi. Yaralılar arasında Hz. Peygamber Efendimiz (S.A.S), şehidler arasında da Efendimizin amcası Hz. Hamza (r.a) Efendimiz vardı. Ensar ve muhacirden çok sayıda sahabe şehid olmuş ve yaralanmıştı.