Çağ açıp çağ kapatan Osmanlı Padişahı

İstanbul’u fethiyle çağ kapatıp, yeni bir çağ başlatan Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet, 540 yıl önce bugün vefat etti.

ABONE OL
GİRİŞ 03.05.2021 13:57 GÜNCELLEME 03.05.2021 13:57 RAMAZAN
Çağ açıp çağ kapatan Osmanlı Padişahı
Çağ açıp çağ kapatan Osmanlı Padişahı

Sultan 2. Murat'ın oğlu olan 2. Mehmet, 30 Mart 1432'de Edirne'de dünyaya geldi.

İki lalası Kasapzade Mahmut ve Nişancı İbrahim ile 1143'te Edirne'den Manisa'ya vali olarak gönderilen 2. Mehmet, aynı yılın sonlarında ağabeyi Amasya Valisi Şehzade Alaeddin Ali Çelebi'nin vefatı üzerine tahtın tek varisi durumuna geldi.

HENÜZ 12 YAŞINDA TAHTA ÇIKTI

Babası Sultan 2. Murat'ın isteğiyle 1444’te, henüz 12 yaşındayken tahta çıktı.

Devletin tecrübesiz genç bir sultanın eline bırakılması iç ve dış sorunlara, isyanlara yol açtı. Balkanlar’da ve Anadolu’da 2. Murat zamanında alınan birçok yer elden çıktı.

Tahtı iki yıl sonra 1446'da babasına devreden 2. Mehmet, 19 yaşına geldiğinde padişahın vefatıyla yeniden tahta çıktı.

Anadolu'da ve Balkanlar’da durumu kontrol altına alan 2. Mehmet, sorun çıkaran Yeniçeri Ocağı'nda da değişiklikler yaparak İstanbul’un fethine odaklandı. 1452 yılının Ağustos sonunda Boğaz’ı kontrol altına alacak Rumeli Hisarı'nın inşası tamamlandı.

54 GÜNLÜK KUŞATMA

2. Mehmet, defalarca girişimde bulunulmasına rağmen ele geçirilemeyen Bizans'ın elindeki İstanbul'u, 54 gün süren kuşatmanın ardından 1453 yılında henüz 21 yaşındayken fethederek "Fatih" unvanını aldı.

Fetih sırasında gemileri karadan yürütüp Haliç'e indirerek savaşın seyrini değiştiren Fatih Sultan Mehmet, bu fetihle Orta Çağ'ı kapatıp Yeni Çağ'ı açtı.

İstanbul'un fethinden sonra şehrin yağmalanmasına izin vermeyerek can ve mal güvenliği garantisi verdiği halkın gönlünü kazanan Fatih Sultan Mehmet, fethin sembolü olarak Ayasofya Kilisesi'ni camiye çevirdi.

KUDRETLİ BİR ASKER

Fatih Sultan Mehmet, ilk tahta çıktığında ve İstanbul'un fethi sırasında sergilediği tutumlar nedeniyle uzun yıllar devlet yönetiminde yer alan Çandarlı Halil Paşa’yı 10 Temmuz 1453'te Edirne'de idam ettirdi.

Toplanmaya çalışılan Haçlı ordusuna karşı 1454'te Venedik ve Cenevizlilerle antlaşmalar yaptı. 1457’de Haçlı donanması Limni, Taşoz ve Semadirek'i işgal etse de Fatih’in İsmail Bey komutasında gönderdiği donanma kısa sürede bu bölgeleri geri aldı.

1461'de Trabzon Rum İmparatorluğu'nun varlığına son veren Fatih Sultan Mehmet, 1462'de Rumeli seferine çıkarak Eflak'ı Osmanlı Devleti'ne bağladı ve 1463'te ise Bosna'yı tamamen ele geçirdi.

Gedik Ahmet Paşa kumandasında Güney İtalya'ya donanma ile ordular sevk eden Fatih Sultan Mehmet, 26 Temmuz 1480'de Otranto’yu ele geçirdi.

Padişahlığı döneminde 25 seferi bizzat yöneten Fatih, babası 2. Murat döneminde 880 bin kilometrekare olarak devraldığı Osmanlı topraklarını, 2 milyon 214 bin kilometrekareye ulaştırdı.

Gut hastalığı olan Fatih Sultan Mehmet, Anadolu'ya çıktığı sefer sırasında 3 Mayıs 1481'de Gebze yakınlarındaki Hünkar Çayırı'nda vefat etti. Cenazesi, kendi adını taşıyan Fatih Camisi'ndeki türbesine defnedildi.

GENİŞ GÖRÜŞLÜ HÜKÜMDAR

Tarihçiler tarafından "askeri deha" ve "büyük devlet insanı" olarak gösterilen Fatih Sultan Mehmet, ordu düzeninde yeniliklere gidip ateşli ve son teknoloji silahları üretti, asker sayısını artırdı.

Devrinin en büyük alimleri Molla Hüsrev, Molla Gürani, Molla Yegan, Hızır Bey ve Hocazade Muslihuddin'den ders alan Fatih Sultan Mehmet, merak ettiği alanlarda da uzman kişileri getirtip özel eğitim aldı. Arapça, Farsça, Latince, İtalyanca, Slavca bilen Fatih Sultan Mehmet, matematik, coğrafya, astronomi, fizik gibi pek çok alanda da bilgi sahibi entelektüel bir hükümdardı.

Şiire de ilgi duyan Fatih Sultan Mehmet, "Avni" mahlasıyla şiirler yazdı. Sanata ve ilme verdiği önemle de bilinen Fatih, padişahlığı süresince birçok medrese yaptırarak, dünyanın farklı ülkelerinden bilim insanlarını İstanbul'a davet ederek himaye etti.

Tarihteki imparatorluk kurucularının vasıflarını taşıyan Fatih Sultan Mehmet, dünya hakimiyetini amaç edinmiş kudretli bir asker ve geniş görüşlü bir hükümdardı. Bazı Rum tebaalar onu, İstanbul'u elinde tutması sebebiyle "Kayser-i Rum" yani Roma İmparatoru olarak gördü.

 

KAYNAK : AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR