Zayıflama ürünleri Ramazanda risk oluşturuyor
Uzmanlar, metabolizmayı hızlandıran ve sıvı kaybına neden olan zayıflama ürünlerinin özellikle Ramazan ayında kullanılmasının sakıncalarına dikkat çekti.
ABONE OLUzmanlar, kullanım halinde kalp ritminde bozukluklar, çarpıntılar, tansiyonda dengesizlikler, tansiyon düşüklüğü, tansiyon yüksekliği gibi şikayetlere yol açtığını belirtti.
Ankara Koru Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Merve Demirtaş, zayıflama ürünlerinin risklerini anlattı. Zayıflamak için kullanılan ürünlerin metabolizma hızını artıranlar, vücutta su kaybı sağlayan ve vücutta yağ emilimini bozarak kilo vermeye yardımcı olanlar olarak gruplandırıldığını ifade eden Demirtaş, sıcak Ramazan ayında zayıflama ürünleriyle oruç tutulmasının daha da risk oluşturduğunun altını çizdi. Demirtaş, sıcak Ramazan ayında oruç tutmanın, özellikle sıvı kaybı açısından birçok problem oluşturduğunu ifade ederek, gün içerisinde fazla olan bu sıvı kaybını dengeleyebilmenin önemli olduğunu kaydetti.
İFTAR İLE SAHUR ARASINDA 2 LİTRE SIVI TÜKETİLMELİ
Gün içinde vücudun kaybettiği sıvı miktarını dengelemek için iftar ile sahur arasında iki litre su tüketilmesi gerektiğini anlatan Demirtaş, şöyle devam etti: “Burada suyun dışında vücutta kaybedilen sodyum potasyum ve minerallerin tekrar yerine konması açısından maden suyunu çok fazla önerebiliyorum. Sahurda, hem sıvı hem de şeker oranı açısından bir komposto tercih edilebilir. Ufak bir kahvaltıda süt ve süt ürünlerinin yer alması çok önemli. İftara sıvıyla başlanmalı ve mutlaka bir çorba içmek lazım. Çorbanın ardından tüketilebilecek bir ana yemek, sonrasında bir salata, yoğurt, ayran, cacık türünden sıvılar, sıvı almamız açısından mutlaka tüketilmelidir. Metabolizmayı hızlandıran ve sıvı kaybına neden olan zayıflama ürünleri kullanıldığında ortaya büyük sıkıntılar çıkıyor. Yine bu ürünlerin Ramazan ayında kullanılmasıyla kalp atımında bozukluklar, çarpıntılar, tansiyonda dengesizlikler, tansiyon düşüklüğü, tansiyon yüksekliği gibi şikayetlerle karşılaşabiliyoruz.”
Zayıflamak isteyen kişilere zayıflama ürünlerinden ziyade spor yapmayı önerdiğini söyleyen Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: “Vücuttaki kilolardan kurtulmak için hem düzenli ve sağlıklı beslenmemiz hem de spor yapmamız şart. Ben hastalarımı bazen bir spor merkezine yönlendiriyorum, bazen de burada kendim yardımcı olmaya çalışıyorum. Öncelikle spora ilk başladığımızda hastalarıma daha çok yağ yakımına yönelik egzersizler veriyorum. Sonrasında da hastalarımı, bireyin kas kütlesini artıracak, vücudunu da şekillendirecek biçimde daha farklı egzersizlere yönlendiriyorum.”
Metabolizma hızını artıran ürünlerin piyasada yağ yakıcı ürünler olarak da bilindiğini belirten Demirtaş, bu ürünü kullanan kişilerde çarpıntı, kalp atımında hızlanma, tansiyonda dengesizlikler gibi şikayetlerin olduğunu vurguladı.
Demirtaş, zayıflama haplarının vücutta su kaybı sağlayan ürünler grubuna girdiğini söyleyerek “Zayıflama hapları vücutta su kaybıyla kilo verdiğinizi hissettiğiniz ürünler arasında yer alıyor. Vücutta yağ kaybı kesinlikle olamaz. Aslında bu yalancı bir kilo kaybı. Siz tartıda kilo verdiğinizi hissedersiniz, ancak vücudunuzda sadece su kaybedersiniz. Bu ürünleri kullanmayı bıraktığınızda tartıda tekrar yüksek değerleri görmeye başlayacaksınız. Bu ürünler aynı zamanda böbrek sağlığını da olumsuz etkileyip kan basıncında ciddi değişiklikler görülmesine neden olabiliyor.” diye konuştu.
Üçüncü grupta yer alan, vücutta yağ emilimini bozarak kilo vermeye yardımcı olan ürünlerin günümüzde pek bir kullanımının olmadığına değinen Demirtaş, vücutta yağda eriyen A, D, E ve K gibi vitaminlerin olduğunu, bu vitaminlerin vücutta yeteri kadar emilmediği takdirde ciddi sağlık problemleriyle karşılaşılabileceğini açıkladı. Demirtaş, zayıflama ürünlerini özellikle kronik sağlık problemi olan, hipertansiyon hastaları, kalp-damar hastaları, hamileler, 18 yaş altı bireyler ve kilo problemi olan bireylerin kullanmaması gerektiği üzerinde durdu.
ZAYIFLAMA ÜRÜNLERİ SİHİRLİ SÖZCÜKLERLE SUNULUYOR
Zayıflama ürünlerinin sihirli sözcüklerle tüketiciye sunulduğunu aktaran Demirtaş, “Burada önemli olan sihirli sözcükler var. Zayıflama ürünleri ‘tamamen bitkisel’ ibaresiyle karşımıza çıkıyor. Birçok ilacın etken maddesi bitkilerden yapılır. Aslında bitkileri de doz aşımında bir ilaç gibi düşünebiliriz. Burada önemli olan doz. Bitkinin kendisini tükettiğinizde etken maddeyi daha ufak miktarda alırsınız. Ancak bunu kapsül şeklinde aldığınızda daha konsantre miktarı aldığınız için vücutta daha fazla zararı olur.” şeklinde konuştu.