Gökçek: CHP tarihinin en kabiliyetsiz lideri

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için demediğini bırakmadı. "CHP'liler beni çok sever ben de onları" diyen Gökçek, Kılıçdaroğlu ile ilgili sözünü sakınmadı.

ABONE OL
GİRİŞ 19.05.2013 11:32 GÜNCELLEME 19.05.2013 12:03 RÖPORTAJ
Gökçek: CHP tarihinin en kabiliyetsiz lideri
Gökçek: CHP tarihinin en kabiliyetsiz lideri

Keçiören ile başlayan belediye başkanlığına 4 dönem üst üste seçilerek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak devam eden Melih Gökçek, Türkiye Gazetesi'ne konuştu. Gökçek, başkanlık, Ankara, sosyal medya ailesi ve tabiki de CHP ile ilgili ilginç değerlendirmelerde bulundu.

Belediye başkanlığında 30. yılını doldurmak üzere olan Gökçek, önümüzdeki seçimlerde aday adaylığı için net konuştu.

Melih Gökçek, başarısının sebebini "Başarının temelinde tek bir şey vardır; o da mazlumun, fakirin, fukaranın haklarını koruyup, kollayacaksınız. Onların duasını aldınız mı başarı otomatik gelir." sözleriyle anlattı.

Türkiye Gazetesi ekibini makamında ağırlayan Başkan Melih Gökçek, sorulara şu cevapları verdi:

2. kez Avrupa ödülü alan Kentler Birliği Başkanlığı'na seçildiniz.

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Avrupa'daki kentlere dört tane ödül veriyor. Bu ödüller, Avrupa diplomasi, şeref bayrağı, şeref plaketi ve büyük Avrupa ödülleridir. Dört ödül Avrupa kentleri içerisinde sadece üç kent tarafından alınmıştır. Birincisi Lahey, ikincisi Viyana, üçüncüsü ise Ankara'dır. Onlar bu ödülü yirmi beş yılda aldılar, biz ise bu dört ödülü sadece sekiz yılda aldık. 72 üye ile kurul toplandı ve ikinci kez oy birliğiyle beni başkan seçtiler. Avrupa ödülü alan Kentler Birliği başkanıyım.

Keçiören Belediye Başkanlığı ile başlayıp dört dönem üst üste seçilerek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak devam, meslekte 30 yılın başlıklarını sizden alalım...

84-89 Keçiören Belediye başkanlığı yaptım. 89'da Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü yaptım. 1991'de ise milletvekili seçimlerine girdim ve 94'de Büyükşehir Belediye Başkanı seçildim. 4 dönem üst üste seçildim ve 20. yılımı yaşıyorum. Yani ömrümde yaklaşık 25 yıl Belediye başkanlığı yapmış oluyorum. Bu çok ciddi bir rekordur.

Dört yıl üst üste Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmenizdeki sebepler size göre nelerdir?

Başarının temelinde tek bir şey vardır; o da mazlumun, fakirin, fukaranın duasını almaktır. Onu aldınız mı başarı size otomatik gelir. Onların haklarını koruyup, kollayacaksınız, engelliye şefkat göstereceksiniz, çocukları seveceksiniz ve merhametli olacaksınız. Bunları yaptığınız zaman seçilmemeniz için hiçbir sebep yok.

20 Ekim'in sizin hayatınızdaki öneminden bahseder misiniz?

20 Ekim benim ve eşimin doğum günü, milletvekili seçildiğim gün ve aynı zamanda da evlilik yıldönümümüz...

2014 birkaç seçimin buluştuğu bir yıl olacak. Sizin öngörünüz ne yönde?

Biz yine Ak Parti olarak Allah'ın izniyle açık ara farkla alırız seçimleri. Başbakanımızın yapmış olduğu politikalar halk tarafından oldukça benimsenmiş durumdadır. Tüm dünyada işsizlik artarken, Türkiye'de işsizliğin azalması çok önemli bir adım. IMF'nin borçlarını bitirmemiz de oldukça önemli bir gelişme...

Başkentimizin Belediye Başkanı olarak Ankara'yı siz anlatın bize...

İlk önce biz Ankara'yı nasıl devir aldık, buna bakmak lazım. Ankara tam anlamıyla bozkır bir haldeydi. Ankara'da ki yeşil alan kişi başına 2 metre kareydi. Şu anda ise kişi başına düşen yeşil alan 19 metrekaredir ve bununla beraber aynı hızla nüfus da iki kat artmış durumdadır. Her sene 71 yıllık Ankara tarihi kadar yeşil alan ilave ettik.

Ankara'da çevre kirliliği hat safhadaydı ve kuşlar kondukları dallardan teker teker aşağıya dökülüyorlardır. O zamanlar Ankara'da iki yüz, üç yüz bin arası araç vardı. Tek ve çift plaka uygulaması yapılıyordu. Ben bunların hepsinin filmlerini çıkarttım ve önümüzdeki günlerde herkese bu Ankara'yı hatırlatacağız. Ben geldiğimde tam olarak araç sayısı üç yüz elli bindi şuanda bir milyon dört yüz yetmiş bine çıktı bu sayı.

2050'YE KADAR ANKARA'NIN SUYU VAR

Belediye başkanı olduğumda tam 154 bin doğalgaz abonesi vardı. Şimdi ise 1 milyon 400 bine çıktı. Bunlarla beraber Ankara'da neler değişmedi ki. Çöplüklerden çıkan dumanlar ve pis kokular kentin etrafını sarar ve herkes bu duruma isyan ederdi. Şimdi ise öyle bir durum kalmadı. Ankara'nın pis suyu Sakarya nehrini kirletirdi. Onunda arıtmasını yaptık ve bitti. Ankara bir ara susuz kalma durumunda kaldı ve şu anda 2050 yılına kadar su sıkıntısı diye bir şey kalmadı.

Her sene yüz kilometre yeni yollar yapılacak ki, geçen seneki trafik eşit durumda dursun. Peki, yaptık mı? Evet yaptık. Ankara'nın merkezi bir tane olduğu için sıkışıklık oluyor. Ancak Ankara beş milyonluk kentler arasında trafiği en rahat olan kenttir.

Ankara'yı sağlık merkezi yapmak için başbakanımızın direktifiyle iki dev hastane kurulmaktadır. Bu iki hastane kurulduğu zaman tıbbın merkezi haline geleceğiz. Onun dışında Ankara'daki termal sularının da çok iyi değerlendirildiği söylenemez. Ancak biz bu suları da kendi çabalarımızla çok iyi bir şekilde değerlendirme yoluna giriyoruz.

Ankara'nın göç alma ve göç verme oranı nedir?

Ankara'da iki sene içerisinde iki yüz kırk bin kişilik bir göç oranı vardır. Bu göç niye diye sorarsanız, bu göçün pek çok nedeni olabilir ama en önemli nedeni, Ankara'ya gelecek olan insanların aç kalmayacaklarını düşünmeleridir. Diyorlar ki, 'belediyemiz bizi doyurur.'

Sosyal medyada aktif olmanız, takipçileriniz ve mesajlarınız bu röportajı yapmak istememdeki önemli nedenlerden biri. Sizce Sosyal Medya önemli mi?

Tabii ki çok önemli, her tür gelişme, fikir ve yaşananlardan dünyadan aktif olarak bilgileniyorsunuz, fikrinizi beyan ediyorsunuz. Bunu da belirtmek isterim ki, benim yaşımda sosyal medyayı teknolojiyi kullanan az kişi vardır. Bir yerden başka bir yere giderken, örneğin, ofisimden Bilkent'te giderken yolda tweet atabiliyorum. Akşam yemek yerken, boş bulduğum vakitlerde Twitter'e girip tweet atıyorum. Genelde ofisimden saat üçle beş arası bir saatte çıkarım yol boyunca da sosyal medyayı takip edebiliyorum. Genelde vakit buldukça uyuyan biri olduğum için gece, sabaha karşı ayakta olduğum saatlerde tweetlerimi paylaşıyorum. Yoldayım, mesai saati diye ee senin burada ne işin var, yahu yoldayım, teşekkür etsene... '500 bine ulaştığımda, o gün bırakacağım' diye sözüm var ama ertesi gün bir sürprizle... (gülerek)

Ahmet Hakan ile karşılıklı tweetleriniz ilgi çekiyor.

Ahmet bazen ezilince kaçıyor, susuyor. 100 kez tweetleştiysek, 98'inde kaçıyor. 'Programında ben moderatör olayım sen konuk, var mısın dedim' hâlâ kaçıyor. Çünkü benim orada yapacağım bir şey karizmasını çizer. (gülerek)

SİYASET ZOR İŞ...

Başkanlıktan geçelim babalığa, oğullarınızla aranız nasıldır?

Siyaset yüzünden özellikle çocuklarım büyüyene kadar onları çok fazla ihmal ettim diyebilirim. Babalık yaparken onlarla yan yana günlerimiz oldukça az. Anneleri çocuklarıma hem analık, hem de babalık yaptı. Ama iki oğlum da babalarını inanılmaz çok severler.

"Eşinin rızasını alan kişinin Allah yolunu açık edermiş" diye bir söz duydum, size uyarlarsak ne dersiniz?
Benim yoğun tempomdan dolayı ev ve çocuklar ile ilgili birçok sorumluluğu eşim üstlendi. Her şekilde ben eşimden razıyım ama o razı mı bilemem (gülerek)

Hemen burada bir parantez açalım. Röportaj esnasında Nevin Hanım aradı, Başkan telefonu bana verince hemen geçen konuşmayı anlatıp sordum. Nevin Hanım içtenlikle, yazacaksın bu söylediğimi deyip cevapladı sorumu: "Eşim hiçbir zaman yalan söylemez ama yanlış söylemiş, razıyım hem de çok" dedi, ben de zevkle yazdım...

CHP'liler beni çok sever ben de onları

CHP ilgili doğru ve sağlam kaynaklı bilgiler paylaşıyorsunuz. İlişkileriniz nasıl desem?

CHP'liler beni çok severler, ben de onları çok severim. Karşılıklı muhabbetimiz vardır. CHP'nin içinde sayılırım. Çünkü orada çok sayıda dostum vardır. Onlarda yaptığım sohbetlerde aldığım bilgiler bana yetiyor, artıyor bile...

Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili eleştirileriniz var.

Rabbim Kemal Kılıçdaroğlu'nu, CHP'nin başından eksik etmesin. O orada kaldığı sürece CHP'den ne köy olur ne de kasaba. Kılıçdaroğlu, CHP tarihinin en kabiliyetsiz lideridir ve hatta bu tartışılamaz bile. Kendisi gaf ve pot kralıdır. O sadece insanlara iftira atmayı ve yalan söylemeyi bilir. Arzu eden benim şahsıma ait internet sitesinden izleyebilir. Kılıçdaroğlu, zamanında sayaçlar üzerinden iftira attı bana, "Hadi bakalım cevap ver" dedi. Uğur Dündar'ın proğramında karşı karşıya geldik, ben konuyu açtım, o başka konudan bahsetti. Sorduğum konuya 38 kere gelicem dedi, gelmedi. Ben yüzüne iftiracı olduğunu açıkça söyledim.

Mustafa Sarıgül ile ilgili öngörüleriniz nedir?

Kemal Kılıçdaroğlu'nun gitmesi ve yerine Mustafa Sarıgül'ün gelmesi bence mümkün bile değildir. Çünkü Kılıçdaroğlu adı gibi biliyor ki, Sarıgül CHP'den adımı atar atmaz ister belediye başkan adayı yapsınlar ya da yapmasınlar, ne olursa olsun ilk kongrede Sarıgül Genel Başkandır.

Peki MHP...

Biz MHP'yle ittifak yapan bir partiyiz. MHP'yle Refah Partisi arasında ittifakı kuran kişi benim. Ama son zamanlardaki hırçınlıkları hiç hoşumuza gitmiyor. Üzülüyorlar. Türkiye'de terör biterse Milliyetçi Hareket Partisi de bitecek diye düşünmeleri çok yanlış. Bizim partimizde MHP'den de arkadaşlar var. MHP Partisi'ni kapatsınlar gelsinler beraber siyaset yapalım.

Ankara için yapmak istediğiniz fakat henüz yapamadığınız hayalleriniz var mı?

Bunlardan bir tanesi, Ankara'ya dev bir tema park ve dev bir hayvanat bahçesi kurmak. Hayvanat bahçesinin yapımına başladık ve çalışmalarımızı hızla devam ettiriyoruz. İkinci olarak ise Ankara'ya inanç ve kültür merkezi kurmak istiyorum.

Başkanlığa aday mısınız?

Allah nasip ederse Başbakan'ımız uygun görürse aday adayıyım.

Siyasete nasıl ilgi duymaya başladınız?

Lise ikideyken önümde yaşı bizden büyük olan bir kız vardı, adı da Ayşe'ydi. Çetin Altan'ı bize devamlı olarak empoze etmeye kalkardı. Bende bu davranışı yüzünden ona gıcık olurdum. Sırf Çetin Altan'ın o zaman ki yazılarına karşı bende alerji oluştu. Bu etkenlerden dolayı Gaziantep'te özellikle ideolojik kitaplar satan kitapçılara gider gelir oldum. Siyasete ilgi ve alakamda böylelikle oluşmaya başladı. Daha sonra üniversiteye girdikten sonra bir dernek kurdum, adı da Gaziantep Milliyetçi Gençlik Derneği'ydi.

OĞULLARINA GÖRE MELİH GÖKÇEK:

3. kardeşimiz Ankara

Melih Bey'e nasıl bir baba olduğunu sorduğumda, 'ben bilemem, çocuklara soracaksın' dedi. Ben de sordum, işte cevapları:

Ahmet Gökçek: Babama karşı olan sevgimin ifadesi yok, her zaman Rabbime şükrediyorum ki böyle bir babanın evladıyım. Ben; Rabbimi, Efendimizi, kul hakkı yememeyi, dürüstlüğü, haramdan uzak durmayı en önemlisi merhameti hep babamdan yaşayarak öğrendim. Babam eşittir canim, Rabbim beni iki cihanda ondan ayırmasın...

Osman Gökçek: Melih Gökçek çok merhametli, evlatlarına çok düşkün bir babadır. Biz 3 kardeş gibiyiz aslında, 3. kardeşimiz Ankara... Bizi mutlu eden, en çok ilgiyi gören de o...

KAYNAK : TÜRKİYE GAZETESİ
YORUMLAR 7 TÜMÜ
  • mehmet öztoprak 11 yıl önce Şikayet Et
    AAA... adam çok komik ya. ben izlerken gülerek izliyorum bu adam genel başkan değilde tiyatrocu olsaydı. daha iyi iş yapardı. yeni şener şen gibi olurdu herhalde
    Cevapla
  • mehmet coşkun 11 yıl önce Şikayet Et
    CHP liler sever seni.... almış karsısına şakşakcı birini sordugu soruya bak chp ile ilgili sağlam kayaklar var diyor ...bu kadar cok kraldan cok karalcı olumaz adam padişah gibi hala aday olacam diyor chp lileri eline gecme saa sevgilerini cok farklı gösterirler şaşar kalırsın ...
    Cevapla
  • tuncay ayaz 11 yıl önce Şikayet Et
    vatansevere. gökçek o programda..kemalin yüzüne karşı iddanı ıstap edemedin şerefsizsin iftiracısın dedi adamın gıkı çıkmadı..bu nasıl mat etmek..adam demezmi ben iddamı şı şekild eıspat ettim sen bana sıl şerefsiz dersin diye..veya olayı yargıya taşımazmı..bna şerefsiz dedi diye..neden yapmadı bunu
    Cevapla
  • Hayati Kahveci 11 yıl önce Şikayet Et
    BÜYÜKSÜN BAŞKAN!. Lafı yeri geldi mi söyler herkes nasibini alır...
    Cevapla
  • bgungor 11 yıl önce Şikayet Et
    amam kral akıl verme. Bunları uyandırma iyi gidiyor de
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR