Süleyman Soylu: Yaşananlar bir darbedir
Soylu, 17 Aralık operasyonu ile başlayan olaylar silsilesine ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.
ABONE OLAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, 17 Aralık operasyonuna ilişkin, ''Hrant Dink cinayetini, Kahramanmaraş olayını, Danıştay saldırısını, Rahip Santoro cinayetini ve Gezi olaylarını düzenleyen irade ile bugünkü operasyonu yürüten irade aynıdır'' dedi. Yaşananların demokratik ülkelerde bir darbe olarak nitelendirileceğine de dikkat çeken Soylu, ''CHP ve Kılıçdaroğlu da bu komplonun tam göbeğindedir" ifadesini kullandı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, 17 Aralık operasyonu ile başlayan olaylar silsilesine ilişkin, Habertürk Gazetesi'nden Kübra Par'ın sorularını yanıtladı. Gündeme ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulunan Soylu, operasyonun perde arkasına ilişkin önemli açıklamarda bulundu.
"Yolsuzlukla mücadele edecek yegane kurum AK Parti'dir"
Türkiye'de yolsuzluk konusunda eleştirilecek son kurumun AK Parti olduğunu söyleyen Soylu, "Ak Parti dahil kim elde ettiği güçten imtiyaz sağlarsa bunun bedelini öder" diye konuştu. Soylu, AK Parti'yi böyle bir anlayışla karşı karşıya bırakmanın kabul edilemeyeceğini vurgulayarak, "'Yargı kararını verene kadar herkes suçludur, bu yolsuzdur' diyemeyiz. Yolsuzlukla mücadele edecek yegane kurum AK Parti'dir. Sayın Başbakanımız da "Babamın oğlu olsa tanımam" diyerek bunu söyledi" ifadelerini kullandı.
"O iddianın safsata olduğu ortaya çıktı"
"Eğer AK Parti'nin korktuğu bir şey olsaydı yargı ve emniyet konusunda bu kadar rahat davranabilir mi?" diye soran Soylu, Daha düne kadar insanlar AK Parti'yi 'Polis devleti oluşturdunuz, yargıyı egemenliğiniz altına aldınız' diye eleştiriyordu. Bu iddianın safsata olduğu gün gibi ortaya çıktı" dedi.
"Fişleme suçu isnat edilebilecek son partiyiz"
Kamu kurumlarındaki görevden almalara ilişkin, "Tahtaya listeye asılıyor da o isimler alınıyor diye bir şey yok" diyen Soylu, fişleme suçu isnat edilebilecek en son partinin AK Parti olduğunu da belirterek, "Eğer siyasi irade ile paralel devlet yapılanması hissetmişse devlet, bunu bulup çıkarmalıdır. Türkiye'de farklı gruplara bu masondur, bu Cemaatçidir diyerek bir tasnifi kesinlikle yapmayız" değerlendirmesinde bulundu.
"Garip bir durum"
Dış unsurların kendi düzenlerini muhafaza etmeye çalıştıklarını da kaydeden Soylu, "Türkiye'yi hala eski nizamda, demokratik reflekslerin zayıf olduğu bir ortadoğu ülkesi olarak görüyorlar. Masaya oturduğumuzda bir hukuk devleti olduğumuzu kabul ediyorlar ama uzlaştıklarında 'Sizi eski bildiğimiz alışkanlık üzerinden tarif etmeye çalışırız' diyorlar. Böyle bir garip durum var" ifadelerini kullandı.
"Dink, Kahramanmaraş, Danıştay ve Gezi'yi gerçekleşirenlerle aynı el"
AK Parti'nin toplumun hiçbir kesimini ötekisezliştirerek siyaset inşaa etmeyeceğine dikkat çeken Soylu, "Cemaat diyerek, Hizmet hareketi diyerek, bir kesimi zan altında bırakmaktan imtina ediyorum" dedi. Soylu, Hrant Dink cinayetinin emrini kim vermişse, Çevik Bir'in 28 Şubat davasından tahliyesini de o sağlamıştır. Kahramanmaraş, Çorum olayını, Danıştay saldırısını hayata geçiren irade ile bugün Türkiye'yi kaosa döndürmek isteyen üst irade aynı iradedir. Rahip Sontora cinayetini, Malatya'daki Zirve Yayınevi'ne yapılan baskını gerçekleştiren, Gezi'de toplumsal kaos yaratıp Türkiye'yi birbirine kırdırmaya çalışan irade aynı iradedir" diye konuştu.
"CHP ve Kılıçdaroğlu da komplonun göbeğinde"
Yapılan operasyonun resmen hükümete bir komplo olduğunu da söyleyen Soylu, "30 Mart seçimlerini ifsad etmek üzere yapılan siyasi bir komplodur" dedi. CHP ve Kılıçdaroğlu'nun da komplonun göbeğinde yer aldığını kaydeden Soylu, "Anayasa değişikliği konusunda 60 maddeyi değiştirelim teklifinde bulunan Kılıçdaroğlu, niçin bu teklifi geri çekti? Bu ortak hazırlanan bir komplodur" değerlendirmesinde bulundu.
"Zekariya Öz denilen kişi böyle bir güç devşiremez"
Soylu, savcının Zekeriya Öz olmasının tesadüf olup olmadığı sorusuna ise, "'Dün Ergenekon'u halletti bugün de AK Parti'yi halletmeye çalışıyor' derseniz Zekeriya Öz denilen kişi böyle bir güç devşiremez. Böyle bir hakkı yok" yanıtını verdi.
"Bu bir darbedir"
Demokratik ülkelerde bunun bir darbe olduğunun da altını çizen Soylu, "Hukukun üstünlüğü olan ülkelerde bu bir darbedir. İşleyişin dışında bir süreç gelişiyorsa bu bir darbedir" ifadelerini kullandı.