Çelikbilek: Nepal'deki deprem burda olsa...
Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, yapı stokundaki tehlikeye dikkat çekti.
ABONE OLİstanbul’un en özel, en tarihi ilçelerinden biri, Boğaz’ın incisi... Yalıları, sarayları, korularıyla ünlü, bir bakıma İstanbul Boğazı’nın en dingin, en huzurlu, en ağırbaşlı köşesi... Peki kentin bu cennet köşesinde neler oluyor? Beykoz nasıl bir değişim geçiriyor, Beykoz’u neler bekliyor? Malum, en çok yeşil alana sahip bölgelerden biri ve bu nedenle yıllardır 2B sorunlarıyla gündemde. Çok konuşulan 2B arazilerinde son durum ne? İşte Beykoz’la ilgili tüm merak edilenler bu söyleşide... Başkan Yücel Çelikbilek’le Beykoz’un dününü, bugününü, yarınını konuştu.
"MÜLKİYET SORUNUNU ORTADAN KALDIRDIK"
Beykoz denilince konuşulacak çok şey var ama en önemlisi yıllardır gündemde olan 2B arazileri. Oradan başlayalım, durum nedir, çözüme kavuştu mu?
2981 No’lu yasayla bu iş çözülmeye kalkışıldı ama yarım kaldı. İstanbul’daki 2B problemlerinin üçte biri Beykoz’a ait. Bu konuda hükümet aldığı bir kararla çözüm için adım attı ve çıkarılan bir yasayla vatandaşlara satışı gündeme geldi. Biz de belediye olarak daha farklı bir yöntem uyguladık, yasanın içindeki özel proje alanları kapsamını harekete geçirdik. Özel proje alanı ilan ederek mülkiyetini belediyeye aldık ve belediyemiz üzerinden vatandaşa intikal ettirmeye başladık. 100 bine yakın insanımızı ilgilendiren 20 bine yakın parsel söz konusuydu. Beykoz’un nüfusunun 250 bin olduğunu dikkate aldığımızda aşağı yukarı yüzde 40’ına tekabül eden bir insanı mülkiyet sahibi yapmış olduk. Daha önce mülkiyetle ilgili düzenlemeler bitmediği için bölge planlarını gerçekleştiremiyorduk. Çünkü mülkiyet olmadan yapmamızın bir esprisi yok, yapsak bile uygulaması yok. Beykoz önümüzdeki 5 yıl içinde büyük bir değişim yaşayacak. Aynı zamanda bazı bölgelerde kentsel dönüşümü ‘yerinde dönüşüm’ şeklinde uygulamalarımız var. Biz vatandaşların buradan kalkıp gitmesini istemiyoruz. Buna yönelik olarak önce mülkiyeti vatandaşa geçiriyoruz. Mülkiyet kendisinin olmazsa vatandaş talebini geliştiremeyebilir. Buna yönelik planlarımızın birinci etabını bitirip Çevre Bakanlığı’ndan geçirdik ve şu anda uygulaması yapılıyor. İkinci etap planlarının, buna Boğaz da giriyor, bununla ilgili çalışmaları da yaptık ama ilgili düzenleme henüz Meclis’ten geçmedi.
Yani Boğaz’ın dönüşümü yasayı bekliyor...
5 tane Boğaz belediyesi var, Üsküdar, Beykoz, Sarıyer, Beşiktaş ve Beyoğlu olmak üzere ortak çalışmalar yaptık. Asla bölgeyi taş yığınına dönüştürmemeye yönelik, iyileştirme ve bölge halkının burada kalmasını sağlamak adına. Makul bir çalışmaydı ama Meclis’in önüne çok ciddi kanunlar geldi bu süreçte ve bizim bu dönem içinde yetişeceğini umduğumuz bu çalışma maalesef bitirilemedi ve yeni yasama dönemine kaldı. Arkasında farklı siyasi partiler olsa da bütün belediyeler ortak hareket ediyoruz. Bu noktada siyaset olmaz diye düşündük ve kanun metnini müşterek hazırladık. İnşallah önümüzdeki dönem çözülürse biz bölgemizi rahatlatmış olacağız.
"BEN DE EVİMİ TAŞIDIM"
Boğaz’daki yapı stokuyla alakalı bir araştırmanız var mı peki? Depreme dayanıklılık açısından durum nasıl?
Çalışmalar var ama dayanıklılık konusunda durum hiç iç açıcı değil. Eğer Nepal’de olan deprem (7.9) burada olursa Boğaziçi’nde bir tane bina kalmaz ve altından bir tane sağ insan çıkmaz. Boğaz’ın tamamı için söylüyorum bunu. Üsküdar, Beykoz, Sarıyer, Beşiktaş, Beyoğlu dahil. Burada bu yenilemeyi yapmazsak, yeniden düzenleyip yerleştirmezsek hepsinin üzerine toprak dökerler. Doğru söylemek zorundayız. İnsanları amaçlarımız doğrultusunda korkutuyoruz şeklinde yanlış anlaşılmasın. Biz burada yapacağımız düzenlemeler için oturan sayısını aynı tutacağız belki ama kullanılan alanı azaltmış olacağız. Şu anda diyelim ki 1 milyon metrekare alanda oturuyorsa bu insanlar, düzenlemeden sonra 800 bin metrekare alanda oturacaklar. Şu anki yapılanma kadar izin verme şansımız kanun gereği yok bizim. Ya bu çarpıklaşma böyle kalacak ya da biz bunu azaltarak bu insanları yaşayacak hale getireceğiz. Ben de kendi evimin dayanıklılığını ölçtürdüğümde deprem açısından sıkıntılı olduğunu öğrendim. Orada oturarak vatandaşa iyi örnek olamazdım. Yeni ev yapmadan çıkmakla tabii ki zora girmiş de oldum. 5 katlı bir evim vardı ve ailemle çok rahattım, şu anda 140 metrekare bir alana taşınmış oldum o kadar alandan.
Kaynak: Esra Boğazlıyan - Haberturk