Kimsenin alnında 'tecavüzcü' yazmıyor

ENSAR Vakfı Başkanı Cenk Dilberoğlu ile Ahmet Hakan'ın yaptığı röportaj;

ABONE OL
GİRİŞ 19.03.2016 12:58 GÜNCELLEME 19.03.2016 12:58 RÖPORTAJ
Kimsenin alnında 'tecavüzcü' yazmıyor
Kimsenin alnında 'tecavüzcü' yazmıyor

ENSAR Vakfı Başkanı Cenk Dilberoğlu'na sorulması gereken bütün soruları sordum: “Örtbas mı ediyorsunuz” dedim. “Göz mü yumdunuz” dedim. “Bir tecavüzcünün
vakfınızda ne işi var” dedim. “Bu olayda sizin hiç mi kusurunuz yok” dedim. “Bundan
sonra aileler size nasıl güvenecek” dedim. İşte Cenk Dilberoğlu’nun verdiği yanıtlar.

Vakfınıza bağlı Karaman’daki yurtta bir eğitmenin 45 çocuğa yönelik cinsel istismar iddiasına ne diyorsunuz?

CENK DİLBEROĞLU: Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı, mağdur çocuk sayısını 10
olarak açıkladı. Suçlanan şahıs, 2013 yılında 5 ay süreyle vakfımızda gönüllü etüt
öğretmenliği görevinde bulunmuş, bu süreden sonra da vakfımızla hiçbir irtibatı
olmamıştır. Savcılığın açıklamasında bu şahsın, ilk suç fiilinin 2014 yılında ve farklı
yerlerde işlendiği kanaati oluştuğu beyan edilmiştir. Kanaatimizce vakfımızın bu
olayla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Ancak dosyada gizlilik kararı bulunduğu için
dosyaya vakıf değiliz ve kesin delilleri gördükten sonra bu konuda net bir açıklama
yapabiliriz.

Siz bu olayın örtbas edilmesine mi çalışıyorsunuz?

CENK DİLBEROĞLU: Örtbas iddiası nereden çıkıyor? Savcılığın gizlilik ve yayın yasağı
kararı vermesinden. Bu gizlilik kararı, küçük yaşta 10 çocuğun isimlerinin çeşitli
mecralarda fütursuzca kullanılmasının önüne geçmek için alınmıştır. Çocukların
ruhsal gelişimleri, devam eden okul ve sosyal hayatları göz önünde
bulundurulmuştur. Herkes müsterih olsun: Ortada bu kadar vahim ve ciddi bir suç ve
iddialar varken hiç kimse bu dosyanın üstünü örtemez, örtbas edemez. Buna en
başta biz en şiddetli şekilde karşı çıkarız.

Zamana yayılmış ve sistematik bir cinsel istismardan söz ediliyor. İşin bu kısmı çok vahim değil mi?

CENK DİLBEROĞLU: Vahimden de öte... Savcılık açıklamasından anladığımız
kadarıyla bu şahıs, ilk suç fiilini 2014 yılında işliyor ve günümüze kadar farklı tarih
ve yerlerde bu suçu işlemeye devam ediyor.

Sizin olaydan ilk ne zaman bilginiz oldu?

CENK DİLBEROĞLU: Bu şahsın gözaltına alındığı tarihten birkaç gün sonra...
Karaman’da tanıdığımız birkaç kişi bizi arayarak durumdan haberdar ettiler. Ancak
olayın tüm detaylarını söyleyemediler, çünkü onlar da vakıf değillerdi.

Ailelerden size başvuran olmadı mı?

CENK DİLBEROĞLU: Hiçbir başvuru olmadı bize. Hiçbir sorun yansıtılmadı aileler
tarafından. Aileler de muhtemelen bizim gibi şahıs gözaltına alındığında bu olayı
öğrendiler. O gün bugündür onların da büyük bir yıkım içinde olduklarını tahmin
edebiliyorum. Ailelere ve mağdur çocuklara destek olmak, bizim şu anda en büyük
sorumluluğumuz.

- Böyle sapık bir öğretmen, sizin gibi inanç eksenli bir vakıfta nasıl oluyor da yer
bulabiliyor?

CENK DİLBEROĞLU: Kimsenin alnında “tecavüzcü” yazmıyor. Karaman özelinde
yaptığımız araştırmada bu şahsın itibarının çok yüksek, sevilen ve sayılan bir kişi
olduğu, Milli Eğitim’de ilkokul sınıf öğretmenliği yaptığı ve başarılı bir öğretmen
olduğu için veliler tarafından tercih edildiği, insanların bunları yaptığına
inanamadıkları gibi bilgilere ulaştık. Çevresine son derece güven vermekle birlikte
aslında hastalıklı bir yapısının olduğunu bu olayla birlikte herkes öğrenmiş oldu.

Vakfınıza bağlı bir yurtta bir süreliğine de olsa çalışmış olan gönüllü bir öğretmenin sapık çıkması, sizi ve vakıf çalışanlarınızı özeleştiriye itti mi?

CENK DİLBEROĞLU: Hepimizi şoke etti. Yıkıldık. Bunun neden kaynaklandığını ve
nasıl önlenebileceğini ele alan uzun toplantılar yaptık, yapıyoruz. Bu olaydan
çıkarılacak çok dersler var.

Vakfınıza öğrenci gönderen aileler, bu olayın ardından size nasıl güvenecek?

CENK DİLBEROĞLU: Bu durumdan tabii ki pek çok aile tedirgin olmuştur. Hepimiz
aile ve çocuk sahibiyiz. Bunu çok iyi anlıyoruz. Bir sivil toplum kuruluşunun en büyük
sermayesi hizmeti ve güvenilirliğidir. Biz 37 yıldır tüm Türkiye’de vakıf hizmeti
yapıyoruz. Bugüne kadar on binlerce öğrenci yurtlarımızda kalmıştır. Toplumun her
kademesinde Ensar gönüllüsü var. Bu bağın verdiği güvenle bu vahim durumu
aşabileceğimize inanıyorum.

KARAMAN’da çocuklara yönelik cinsel istismar yapan adamın mahkemesi devam
ediyor. Mahkeme safhasında sizin tutumunuz ne olacak?

CENK DİLBEROĞLU: Karaman’daki olay nedeniyle biz de mağdur olduk. Hatta tabirim
mazur görülsün biz de tecavüze uğradık. Bu sapık fiillerin sahibi, yalnızca küçük
çocuklarımıza ve ailelerine değil, vakfımıza, değerlerimize, birbirimize duyduğumuz
güvene onarılmaz zararlar verdi. Bu şahıs, suçu aynı zamanda Ensar Vakfı’na karşı da
işlemiştir. Bu açıdan hem mağdur küçük çocukların ve ailelerin haklarını korumak,
onlara destek olmak hem de bize verilen zararların hesabını sormak için bu davaya
müdahil olacağız ve suç duyurusunda bulunacağız. Sonuna kadar da bu davanın
takipçisi olarak sanığın hak ettiği cezanın infaz edilmesine kadar olan sürecin bizzat
müşahidi olacağız.

Bu röportajı neden yaptım

KOCA bir vakfı “tecavüzcü” ilan etmek yanlış. Benim en baştan itibaren söylediğim
bu. Ancak durum budur diye Ensar Vakfı’na sorulması gereken soruları sormaktan
kaçınacak mıyız? Tabii ki hayır... Kısacası bu röportajın tek bir amacı var: Vakfa
sorulması gereken soruları sormak.

Cinsel istismarla ilgili küçük bir not

‘TECAVÜZ’ yerine cinsel istismar tabirini kullanmayı tercih ettim. Hukuken de
çocuklara karşı yapılan bu eylem “çocuğun nitelikli cinsel istismarı” olarak geçiyor.
Korunması gereken çocuklar tecavüzün de üstünde bir de istismar edilmiş oluyor.

 

 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR