Çakma mehter takımları da var

Yaşar İliksiz’in röportajı

Vakt-i sürûr-u sefâ,
Mehterbaşı hey! hey!
Merhabâ ey mehterân!
Merhabâ, Mehterbaşı!

Hasduuur!''
Haydi ya Allah!''

Nidasıyla kös ve davullara tokmak vurulur, ziller şıngırdar, zurnalar üflenir… Dinleyenin tüylerini diken diken eden müzik başlar ve insanlar hayranlıkla verilen konseri son ana kadar pür dikkat dinler… Eğer önyargılarınız ya da zevk uyuşmazlığı nedeniyle Mehter Müziğinin dinamizm gücünü fark edemiyorsanız, çözüm basit. O müziği hayranlıkla dinleyen yabancı ülke vatandaşlarını gözlemleyin. Onların müzikten nasıl etkilendiği ve dönmeden önce mehter müziği albümleri alma girişimlerine tanık olun…

Mehteri bundan 10 sene kadar önce sadece Harbiye Askeri Müzesinde dinleme şansımız vardı. Şimdi düzinelerce mehter takımı var ve her geçen gün yenileri kuruluyor… Yaşanan Mehter takımı bolluğunu görünce Mehterin ikinci baharını yaşamasına vesile olan, bana göre sivil kanatta dirilişinin piri olan Osman Sak’ı hatırladım.

Eyüp Belediye Başkan Yardımcılığı yaptığı günlerde, Eyüp’teki Mehterhanenin yeniden canlandırılmasını isteyen Osman Sak’ın açtığı yolun ardından bugünkü mehteran bolluğu yaşandı.

'Vakt-i sürûr-u sefâ İstanbul Mehmer Takımı mehterbaşısı Osman Sak’ı ziyarete gittiğimde elindeki miğferin zırh kısmını onarmak için ter döküyordu…  

İstanbul Mehter sadece sahne ve turistik mekânlarda sahne alıp konser vermiyor. Aynı zamanda seminerler ve eğitim çalışmaları da veriyor.  Daha da önemlisi Mehter Takımı kuruyor. Orijinaline uygun mehter malzemesi ve takımları üretiyor…

işte sohbetimizden geriye kalanlar:  

Maşallah, eskiden beri sanatçı ve zanaatkâr ruhlu olduğunuzu bilirdim ama zincir zırhı, nakış işler gibi kolayca örecek kadar maharetli olduğunuzu bilmezdim…   

Hiç sorma! 14 senede mehter malzemesi yapar ve tamir eder hale geldim. İsteyene mehter takımı kuruyoruz, isteyene mehter takımı malzemesi üretiyoruz, üstüne üstlük böyle tarihi zırh ve türevi malzemeleri de tamir ediyoruz. Arkadaşlar isteyen kurumlara mehter takımı kuruyorlar ve eğitim veriyorlar. Şu an Anadolu’dan İstanbul’dan Türkiye’nin dört bir yanından talep var. Hamdolsun bugünleri gördük.

FATİH DÖNEMİNDE 12 MEHTERHANE KURULMUŞTU

Şu ana kadar kaç mehter takımı kurdunuz

10’dan fazla.  İlk mehter takımını biliyorsun Eyüp’te kurmuştuk. Sonra büyükşehir belediyesine de bir Mehter Takımı kurduk İstanbul Üniversitesine de bir tane kurmak nasip oldu.

Bildiğim kadarıyla Eyüp Belediye Başkan Yardımcılığı yaparken başladınız bu işe, şimdi başkanlık koltuğunuz yok ama mehter takımız var. Nasıl başlamıştı Mehter çalışmaları?

Türkiye’de o zaman Askeriye dışında mehter takımı yoktu. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul fethini müteakip kurdurduğu 12 Mehterhaneden birinin Eyüp Sultan civarında olduğunu öğrendim. O Mehterhaneyi neden canlandırmayalım diye düşündüm ve kolları sıvadım. 1996 yılı itibariyle Türkiye’nin en büyük, 9 katlı Mehter takımını kurmuştuk.

9 katlı derken?

9 tane davul, 9 zurna, 9 zil, 9 nakkare, 18 cevgen, 9 def, 9 zırh, 3 sancak, 3 kös şeklinde 80 küsur kişilik, Cumhuriyet tarihinde bugüne kadar görülmüş en büyük mehter takımını kurduk.

"Terbiyem elvermiyor. Soytarı takımı diyemiyorum da ondan çakma diyorum! Kılık kıyafet, icra, repertuar… Mehter takımında olmazsa olmaz değerlere hassasiyet ve saygı anlamında hiç bir şey yok bu arkadaşlarda."

Saz sayısına göre mi belirleniyor katlar, en büyüğü 9 katlı mı?

 Kat meselesi şöyle; katları sazların sayısı katı belirler. 1 katlıda 3 davul, 3 zurna,3 nakkare, 3 zil varsa 3 katlıda 5 tane var. Osmanlı döneminde en büyük mehter takımı 12 katlıdır.  Sultanların mehterleri 12 katlıdır. Vezirlerin mehterleri 9 katlı mehterdir. Sonra aşağıya doğru beyler mehteri 6 kat, 3 kat… Sosyal duruma göre mehter takımı oluşur.

Sizin şu an konserlere çıktığınız Mehter kaç katlı?

3 katlı mehter olarak çıkıyoruz konserlere şu anda.

Neden 9 katlı mehterden 3 kata düştünüz?

Bu o mehter takımı değil. İlk kurduğumuz mehter Eyüp’te kaldı. Siyasi sebeplerden dolayı ayrılmak zorunda kaldık o takımdan. Sonra şükür bugünümüze kendi mehter takımımızı kurduk. İstanbul Büyükşehir Belediyesine 6 katlı mehter takımı olarak hizmet sunduk 2 yıl.  Sonra yine siyasi sebepler dolayısıyla çekildik ve şimdi şirket olarak 2005 yılı itibariye kendi özel takımımızı kurduk İstanbul Mehter adıyla. Buradan hizmet veriyoruz …

ÇAKMA MEHTER TAKIMLARI

Peki, mehter takımındaki arkadaşlar yeni mi, eski takımdan gelenler var mı?

Takımın önemli kısmı, işleri sadece mehtercilik olan ilk başladığımızdan beri birlikte olduğumuz, bir kısmı da daha sonradan bizim yetiştirdiğimiz arkadaşlar. Şu an yaklaşık 50-60 kişilik bir ekibiz.. Bunların önemli kısmı geçimlerini mehterden sağlıyorlar. Duruma göre program olduğunda biz çağırıyoruz, geliyorlar ve programlara gidiliyor.

Peki, bir etkinliğe mehter takımı çağırmak ortalama kaça mal oluyor, etkinliğe göre fiyat tarifesi var mı?

İstanbul içindeki etkinliklere çok ucuza gidiyoruz. Ucuz olmasının birkaç sebebi var. En önemlisi -tabir çok hoş olmayacak ama maalesef böyle- Anadolu yakasında kurulan çakma mehter takımları…

Niye çakma diyorsunuz?

Terbiyem elvermiyor. Soytarı takımı diyemiyorum da ondan çakma diyorum! Kılık kıyafet, icra, repertuar… Mehter takımında olmazsa olmaz değerlere hassasiyet ve saygı anlamında hiç bir şey yok bu arkadaşlarda. Meseleye sadece ekonomik, parasal olarak bakıyorlar.  Maalesef bunlar piyasayı çok kötü düşürdüler. Geçimini sadece bu işten sağlayan insanlar olarak, mecburen onların kırdığı piyasada kimi zaman makul fiyatların da altında rakamlarla etkinliklere gidiyoruz. Yaklaşık 1000 liradan başlıyor ufak bir mehter. Sayıya göre yukarı doğru gidiyor.

Şu anda kaç kişi mehterden ekmek yiyor yaklaşık olarak?

Çok sayıda. Türkiye’de mehter takımı sayısı çoğalıyor. İşin hakkını verenlere ve öze saygılı olanlara sözümüz yok. Biz işin ruhunu önemsemeyip sadece mehter takımı görüntüsü verenlere kızıyoruz… 

ADAM GİBİ İLK MEHTER TAKIMI 1953 YILINDA KURULDU 

Siz başladığınızda Harbiye’de Askeri Müzedeki Mehter Takımı vardı sadece sanırım. Onun dışında var mıydı, biraz tarihe dalalım isterseniz…

Türkiye’de Cumhuriyet döneminde adam gibi ilk mehter takımı Askeri Müzede 1950 yılında kuruluyor.  Müzede hizmet amaçlı kuruluyor, 1826 yılında Yeniçeri Ocakları kapatıldıktan sonra mehterhaneler de kapatılıyor, imha ediliyor. Gerçi İstiklal Savaşı yıllarına kadar ufak tefek çok küçük mehter takımları kurulmuyor değil ama varlıkları uzun soluklu olmuyor.  

Kazım Karabekir Paşanın kurduğu bir mehter takımı var. Kişisel girişimlerle kurulan bir kaç küçük mehter takımı var. Hatta  Cumhuriyet döneminde de ufak tefek mehter takımları kuruluyor ama kısa soluklu ve cılız girişimler onlar. Bu konudaki tüm ayrıntılar merak edenler için www.istanbulmehter.com  sitemizde  mevcut.

Esaslı anlamda kurulan ilk mehter 1950’li yıllarda.. Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut ile İskoçya’ya gittiğinde onların milil gayda takımları ile karşılaşıyorlar. Çok hoşlarına gidiyor, neden bizim böyle milli bir çalgı ekibimiz yok diye hayıflanıyorlar ve Mehter akıllarına geliyor.

Harbiye Müzesi müdürü emekli Tümgeneral Nazım Ertem ile yine müzede eski eserler uzmanlığı görevinde bulunan İbrahim Hakkı Konyalı’yı Ankara’ya çağırarak mehter tarihinin incelenmesi ve aslına uygun mehterhanenin kurulmasını emrediyorlar.

"Mesele şudur; Mehter önce kültürel bir mirastır, kültürel bir davadır,  kültürel bir hizmettir.  Ticaret ondan sonra gelen kısımdır. Ticarettir buna da saygı göstermek gerekiyor. Elimizde bir sopa yok ki göstermeyenlerin tanzim edelim"

O zamanlar Hasan Tahsin Parsadan’dan tutun Münir Nurettin Selçuk’a kadar, Cemal Cümbüş’den tutun da aklınıza gelecek dönemin en büyük üstatlarına kadar, herkesaskeri müze bünyesinde mehter takımı oluşturmak için çalışıyor. İlk Mehter 1953 tarihinde 6 katlı olarak kurulmuş o mehterdir.

Daha sonra kurulmuş olan mehter takımlarının hepsinin menşei Askeri Müzedir. Daha sonra Kültür Bakanlığı çerçevesinde tarihi Türk Müziği Mehter Topluluğu diye adlandırılan bir takım kuruluyor. Neden Mehter Takımı demiyorlar, bilemiyorum? İstanbul Kültür Bakanlığı, İstanbul İl Kültür Müdürlüğü, Tarihi Türk Musikisi Mehter Topluluğu gibi bir isimle sahne alan mehter takımı kuruyor. Tabi ki icraları ve repertuarları gayet iyi…

DİSİPLİNSİZ MEHTER MEHTER DEĞİLDİR

Onun dışında bir kısım Belediyeler Mehter Takımları kuruyorlar. Bursa’da, İnegöl ‘de, Konya’da mehter takımları oluşturuldu. İstanbul’da ilk özel mehter takımını biz kurduk. Maalesef iş çığırından çıktı gibi…  Şu anda Eyüp’te bile 5-6 tane mehter takımı var.

Mantar gibi mehter takımı üremeye başladı. Konuya ekonomik parasal bakmaya başladılar. Disiplinden uzak repertuar ve icradan uzak maalesef mehter takımları olmaya başladı bu bizim çok üzüyor.

Çünkü disiplin edilmemiş mehter takımı, mehter takımı değildir. Mehter her şeyden önce askeri bandodur. Askeri bandoysa disiplin gerektirir. İcrada disiplin, kılık kıyafette disiplin, repertuarda disiplin, elemanlarda disiplin, her şeyde mutlaka disiplin gerekir. Disipline uyulmadığı sürece maalesef mehter takımı mehter takımı olmanın dışına çıkar.

Yok mu bunları disipline edecek, denetleyecek, nizamına uyduracak bir kurum?

Bununla ilgili maalesef kanuni bir müeyyide yok. İnsanların merhametleriyle, insanlığıyla, kültüre saygılarıyla ilgili bir hadise! Biz çok mehter takımları kurduk ve orada bu işin disiplinini bilen arkadaşlar gördüğümüz için gönlümüz rahat olarak geldik. İşin özünü bilmeyen, disipline uymayan yerlere kurmadık kendi adımıza.

İnşallah şu an bir belediyeye daha mehter takımı kurma niyetimiz var. Anadolu’da Ege yöresinde bir belediyemize mehter takımı kurulması isteniyor. Gittik, görüştük, mehter konusunda, davul konusunda, zurna konusunda ve musiki konusunda yeterli arkadaşlar var. İnşallah orada yaklaşık 6 katlı mehter takımı kurulacak.

 Mesele şudur; Mehter önce kültürel bir mirastır, kültürel bir davadır,  kültürel bir hizmettir.  Ticaret ondan sonra gelen kısımdır. Ticarettir buna da saygı göstermek gerekiyor. Elimizde bir sopa yok ki göstermeyenlerin tanzim edelim.

MEHTERDE TROMPET YOKTUR

Eğitim için yeterli başvuru kaynakları var mı?  Bu alanla yayınlanmış özel yayınlar, şunları okumalarını öneririz, şu repertuarı takip etmeleri faydalı olur gibi…

Var, Mehterle ilgili olarak internete girildiği zaman değerli isimlerin hazırladığı özenli çalışmalar bulmak mümkün. Bir kısım kişisel mehter çalışmaları da var. İnternette mehter kitabı diye arasalar en az 15-20 adet mehterle ilgili ciddi anlamda istifade edilecek kitaplar bulabilirler. Bu işin tarziye yönü işin bir de pratik yönü var. Yani Anadolu’da veya İstanbul’da kurulan bir takım mehterlerde zurnayı doğru dürüst çalamayan elemanlar var. Hatta zurna yerine trompet çalan var. Yeri gelmişken söyleyeyim, hatta bu trompet konusu önemli.  Mehterde trompet yoktur. Avrupa sazıdır mehter sazı falan değildir. Mehter sazlarının en eskisinin yaşı 2000 yıldır 5000 yıldır.

"Yeniçeri ocağı kapatıldı, hepsi imha edildi… Kazan devrildi ve mehter marşları yandı. Kuruluşundan 2. Mahmut’a kadarki süreçten kalan marş yok gibi. Sonra cumhuriyete kadar geçen dönemde maalesef nota olmadığından dolayı kaybettiğimiz marşlar var. Bugün elimizde olsa olsa 5-6 tane orijinal Osmanlı marşı var"

Peki, mehter takımında olmazsa olmaz kaç tane temel saz var?

Mehterdeki sazlar şunlar; kös, geriden itibaren sayıyorum, davul, zil, nakkare, boru, zurna. Bunlar bilinen sazlardır. Bu arada işte mehter düdüğü, kuranay, tabılbaz gibi bugün elimizde çok fazla bulunmayan örneği bulunmayan sazlar da var. Temel sazlar bunlar. Mehter bu sazlar üzerine kurulur.

OSMANLILARIN ZENCİ MEHTER TAKIMI DA VARDI

Fatih döneminde 12 tane mehter takımı var dediniz bunlardan kaçı yaşıyor?

Hiçbir tanesi yaşamıyor. Çünkü Yeniçeri ocağının kapatılmasına müteakiben tüm mehterhaneler kapatılmış.  Biz Eyüp’tekini faaliyete geçirdik ama yâd edelim anlamında kurduk. Onun diriltildiği çok fazla iddialı söylem olur. Fatih’in mehterinin devamı anlamında kullanamayız…

Osmanlıdan günümüze kalan kaç mehter marşı var?

Yeniçeri ocağının ihya edilmesini müteabiken yüzlerce mehter marşı bestelenmişse de  çoğu yok olup gitmiştir. Şunu söylemekte fayda var; Yeniçeri ocağı olan her yerde mehterhaneler olmuştur. Afrika’da da mehterhane vardır. Balkanlarda da mehterhaneler vardı. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde mehterhaneler vardı. Yeniçeri ocağı kapatıldı, hepsi imha edildi… Kazan devrildi ve mehter marşları yandı. Kuruluşundan 2. Mahmut’a kadarki süreçten kalan marş yok gibi. Sonra cumhuriyete kadar geçen dönemde maalesef nota olmadığından dolayı kaybettiğimiz marşlar var. Bugün elimizde olsa olsa 5-6 tane orijinal Osmanlı marşı var.

Daha sonraki dönemde bir kısım türküler, bir kısım Türk sanat müziği eserleri ya da cumhuriyet döneminde mehter marşı olarak vücuda getirilen besteler ve güfteler vardır.

MEHTER SANCAĞINDA RAHATSIZLIK DUYANLAR VAR 

Burada bizi rahatsız eden bir başka konu var o da şu; mehter takımı Osmanlı mirasıdır. Arapların değildir, Kürtlerin değildir, Türklerin değildir, Lazların değildir, Çerkezlerin değildir, Afrikalıların değildir, Asyalıların değildir, mehter takımı Osmanlınındır. Osmanlı devletini Türkler idare etmişlerdir. Osmanlı devletinde çok farklı uluslar çok farklı milletler olmuştur. Bu anda Osmanlı mehter takımlarında herhangi bir milletlik sorunu çıkartılmamıştır. Ama günümüzde maalesef çıkıyor.

Biz geçenlerde bir programa gittik.  Etkinliğin sahibi geldi “Ya beyefendi şu sancakları toparlayabilir miyiz, çevreden tepki var” ricasında bulundu. O sancaklardan niye rahatsız olunuyor ki! Beyaz sancak barışı, Yeşil Sancak bereketi, Kırmızı Sancak cihadı temsil eder. Hepsi Osmanlı sancağıdır. Her birinin adı vardır. Kimi üç hilali görünce bir partinin bayrağı olduğunu sanıyor, kimi niye Türkiye Cumhuriyeti Sancağı değil de Osmanlı Sancağı diyor, rahatsız oluyor. Saçma sapan tepkiler… Maalesef dar kafalı adamların ortaya koyduğu tavırlar. Biz kültürel hazımsızlığımızdan dolayı bunları yaşıyoruz.

Mehter sancağı bile problem olur hale geldi yani….

Evet, maalesef mehter sancağı bile problem olur hale geldi.

Peki, mehter sancağını sahnede açmayın diyenler oldu mu?

Yok, hayır tam tersi herkes mehter sancağını istiyor. Çünkü mehter sancağının ne olduğunu bilen biliyor. 3-5 tane cahil, çoluk-çocuk maalesef konuyu çığırından çıkartıyor. Aslında mehterle ilgili uyulması gereken Fatih döneminde hazırlanmış kanunnameler var.

Ne var o kanunnamede?

Disiplinle ilgili konular var. Çok fazla teferruatlı şeyler değil. Genel hatları ile Mehter takımlarını disipline etmekle ilgili.

Osmanlıda her mesleğin piri vardır, mehterin de piri var mı?

Mehterin piri değil de mehterin kullandığı sazların pirleri vardır. Ama şu var, kaçta kurulmuştu Osmanlı 1298 mi?

Genel kabul 1299 ama Halil İnalcık Hocamız kuruluş tarihini 1302 olarak değiştirdi.

Her neyse biz 1298 diyelim o zaman. Dönemin Selçuklu Sultanı 2. Gıyasettin, o zaman Selçuklu beyliklerinden Osman Gazi’ye, Bizans’a karşı kazandığı başarılarından dolayı hediyeler gönderiyor.  Gönderdiği hediyelerin önemli kısmı mehter malzemeleri. Kös, davul, nakkare, vs… Heyet ikindi vakti Osman Gazi’nin huzuruna varıyor ve nevbet vuruyor, Mehter konser veriyor. Osman gazi ayakta dinliyor. Ondan sonra  Fatih Sultan Mehmet’e kadar tüm Osmanlı Sultanları mehteri ayakta dinlemişlerdir. Mehterin kurumsallaşması ve Osmanlının kurulması tarih itibariyle aynı tarihtirler. Biraz önce dediğimiz gibi Osmanlı devleti sınırları içersinde olan her yerde mehterhaneler olagelmiştir.

MEHTER MARŞLARININ SÖZLERİYLE OYNANANMASIN!

Hatta bak, Afrika’daki mehter takımının fotoğrafı var burada. Asır Ajanstan çıkartmış olduğumuz Mehter Albümüyle birlikte verdiğimiz kitapçıktan görebilirsin.  

Tek albüm mü?

Tek albümümüz var şimdilik. 12 parçalık. Söylemek istediğim konuların bir tanesi de şu; mehter takımıyla oynanmasın, mehter takımına saygı duyulsun. Mehter marşlarının sözleriyle oynanmasın, sözleri değiştirilmesin.

Hangi sözlerle oynuyorlar?

Sancak marşı mesela! “Selam sana ey Osmanlı Sancağı” deniliyor orada. “Nedir bu Osmanlı sancağına selam?” deniliyor. Bu sözleri askeri müze değiştirdi ve “Selam sana ey Türk sancağı” yaptı! Nedir bu Osmanlı rahatsızlığı? Nedir bu kompleks? 30 yıl böyle çaldılar. 30 yıl sonra sözler rahatsız etti. Türk sancağı var mı, öyle bir şey yok! Osmanlı sancağı ve Türk bayrağı vardır. Şimdi “selam sana ey şanlı Türk Bayrağı” olarak değiştirdiler. Kimse Osmanlıdan gocunmasın. Kimse “ceddin deden neslin baban”dan gocunmasın. Türk milleti İslam’a hizmetle şereflendirilmiş bir millettir. Bir topluluk kendi kavmini sevmekle kınanamaz. Ben Türküm Türkü severim, Kürdüm Kürdü severim Arabım Arabı severim. Herkes kendi kavmini sever. Bunda hiçbir anormallik yok. Ama benim sevgim, başkasının milletine, kavmine, toplumuna sevgisinin üzerine galebe çalmamalıdır! Hayır, kardeşim, sevilecek bir millet varsa Arapların bizden daha üstünlüğü yok. Kürtlerin, Türklerin, İngilizlerin üstünlüğü söz konusu değil. Böyle şey yok! Kişi kavmini sevmekle kınanamaz. İnsanlar kendi kavimlerini sevebilirler. Ben de kendi kavmimi seviyorum kimse gocunmasın. “Ceddin deden, neslin baban, çok kahraman Türk milleti” diyor marşımız.  Türk milleti gerçekten kahramandır. Trakya’dan Makedonya‘dan Bulgaristan’a kadar İslam denilince akla Türk, Türk denilince İslam akla gelir. Bizlere Türk derken aslında Müslümanlığımızı kastediyor. Ne güzel şeydir bu! Ne hoş hadisedir. Türk denilince Müslüman anlaşılıyor. O zaman Türkiye’de ki Türkler de böyle anlamak zorundalar. Türk kelimesi bu manaya gelmiş, Avrupa’da böyle tanınıyor. Türk = Müslüman. Türkiye’de Türkçü, ırkçı yok zaten. Böyle bir şey olmasın, olmamalı zaten.

Bir de Sultan Aziz marşı var. ‘Askerlerin kişver kûşâ, Sultan Aziz sen çok yaşa’. Sultan Aziz’e bestelenmiş marş ve güfte bu. E, şimdi oldu bu sözler; ‘Askerlerin kişver kûşâ
ey şanlı Türk sen çok yaşa” Kimin hakkı var bunu böyle değiştirmeye? Sultan Aziz için bu ülkenin evladının yapacağı şey onu övmeleridir. Sultan Aziz’den gocunacak neyimiz var bizim?

 Peki, yeni marşlar yazılmasına nasıl bakıyorsunuz?

"inşallah adam gibi köse vurduğu zaman bu ülkenin birlik beraberlik ve kardeşliğine katkıda bulunacağına inanıyorum. Çünkü Osmanlının mirası. Osmanlıyı bir arada tutan harç mehterdir"

Allah rahmet eylersin Yıldırım Gürses’in mehterle ilgili parçaları var. Bazı besteler ve şiirler mehterize edildi.  Ancak son dönemde mehterle ilgilenen iyi bir bestekâr yok, güfte de yok.  Bununla ilgili bir heyecan, gayret de duymadım. İnşallah olur ve olması da lazım.

MEHTER TAKIMI RUS KIZIL ORDUSU KOROSUNA EZDİRİLDİ

Bu anlamda bir çalışma yok ama mehter sazlarıyla icra edilen şarkılar var. Konserler yapılıyor, Rus Kızıl ordu korosuyla bizim Mehter Takımının birlikte verdiği konserler söz konusu…

Buraya bir ünlem işareti koymam gerekiyor. Bu dönemde artık sporla savaş yapılıyor. Müzikle, modayla savaş yapılıyor. Kültürel savaşlar yapılıyor. Kızıl Ordu Orkestrası oradan buraya geldi; 200 kişi! Bizim Kültür Bakanlığının Mehter Takımı 15-20 kişi! Görüntü olarak Kızıl Ordu Orkestrası -1 Kültür Bakanlığı Mehteri - 0. 200 kişi onlar 20 kişi biz! Bir de trompet koyuyorsunuz üstelik işin ruhuna aykırı oldu halde. Bir tane zurna ki zurna mehterin temelidir. Yahu sen bir zurnayla nasıl çıkarsın 200 kişilik ordunun yanına. Böyle bir şeye kimsenin hakkı yok!

Hatırlıyor musunuz Rusya‘nın Çeçenlerin üzerinde baskıları devam ederken de Kızıl Ordu Korosu Türkiye’ye geldi. O zaman Tarkan denilen sanatçının ‘oynama, şıkıdım, şıkıdım’ şarkısı vardı.  Kızıl Ordu Korosu çıktı ve onu çaldı. Çok sempatik göründüler. Hâlbuki Ruslar Çeçenlerin anasını ağlatıyordu. Kimse kusura bakmasın, kültürle yapılan savaşların arka planlarına da bakmak gerekiyor….

Dünyadaki askeri bandoların en eskisi mehterdir. Mehterle ilgili kültür bakanlığı özellikle üzerine düşen görevi ziyadesiyle yapmalıdır. En az 12 katlı mehter takımı kurulmalıdır. Dünyanın dört bir yanına gönderilmelidir.

ROMAN AÇILIMINA BİR AÇILIM DA SAK'TAN

Bu konuda bir de Hükümet’e tavsiyem olacak. Madem Roman açılımdan bahsediyorlar. Roman açılımında samimi iseler Romanların olduğu yerlere mutlaka konservatuarlar kurmalılar.  Ve bu konservatuarlarda mutlaka mehter bölümü olmalı. Buyurun; Roman açılımına bir açılım da benden.

NÜFUSU 50 BİNİ GEÇEN HER YERE MEHTER

Benim elimde olsa Türkiye’de nüfusu 50 binden fazla olan her yere Mehter Takımı kurarım. Her  Mehter takımını da çalması gerektiği gibi çaldırtırım. Mehter, çok önemli!

İnşallah kurulursa Cuma günü şehrin her yerinde Mehter de çalınsın. Cuma günü Müslümanların bayramıdır. O gün lütfen mutlaka mehter çaldırın. Cuma günü bayramdır. Bayram ne demek; şadlık şadımanlık demektir. Bayram nasıl başlar. 'Vakt-i sürûr-u sefa” ile başlar. Yani övünerek, onur duyarak başlar. Mehter de öyle başlar. Bu millete sürûr ve sefa yaşatmaya devam etmek gerekiyor.

Mehter konusu ciddi bir konudur. Herkes özellikle mehter esnafı bu konuya riayet etsinler ve bu ülkenin her tarafında inşallah adam gibi köse vurduğu zaman bu ülkenin birlik beraberlik ve kardeşliğine katkıda bulunacağına inanıyorum. Çünkü Osmanlının mirası. Osmanlıyı bir arada tutan harç mehterdir.

(Haber 7)

Röportajda sözü geçen albümü www.istanbulmehter.com adresinden dinleyebilirsiniz...