Uğur Arslan yüz yolla evlilik kurtaracak

Evlilik programında 250 çiftin hayatlarını birleştermesine vesile olan Uğur Arslan, edindiği tecrübeyi her geçen gün artan boşanmaları engellemek için kullanacak. Arslan aile yapısının kurtarılması için 100 yol belirledi.

ABONE OL
GİRİŞ 31.12.2010 11:18 GÜNCELLEME 31.12.2010 11:18 RÖPORTAJ
Uğur Arslan yüz yolla evlilik kurtaracak
Uğur Arslan yüz yolla evlilik kurtaracak

Nursel Tozkoporan'ın röportajının ikinci bölümü

Üç kişiyi evlendirenin cennetlik olduğunu söyleyen Uğur Arslan son yıllarda rağbet gören evlilik programlarından birini panteri Songül Karlı ile birlikte başarılı bir şekilde yürütmekte.

Yaptığı programa o kadar kendini kaptırmış ki deyim yerindeyse evlilik üzerine söz sahibi olmuş durumda. İşi daha da ileriye götürerek “ ideal eşi bulmanın 100 yolu” ve “boşanmayı önlemenin 100 yolu” diye iki kitap yazmaya başlamış.

4 yılda çok ciddi bir tecrübe sahibi oldun. Bir kitap yazmayı düşünüyor musun?
Bununla ilgili iki kitap düşünüyorum. Birinin yazımı hemen hemen tamamlandı. Derlemesi ve toparlaması 2 -3 ay alacak.

Kitapların içeriği nedir?
Benim gördüğüm en önemli sorun boşanma oldu. Çünkü insanlar boşanıyorlar ve tekrar evlenmeye geliyorlar. Bize daha çok ikinci evlilikler için geliyorlar. Birinci evlilikler daha az. İnsanlar boşandıktan sonra ikinci evliliklerinde mutluluğu bulamıyorlar. Çok azı bulabiliyor. O zaman insanlar yağmurdan kaçayım derken doluya tutuluyorlar. Birinci evlilikteki sıkıntılı yerleri onarıp devam etmek daha doğru olur. Dolayısıyla ben boşanmayı önlemenin 100 yolu isminde bir kitap yazıyorum. Programdan edindiğim tecrübelerle boşanmayı önlemenin yollarını yazıyorum.   

BOŞANMANIN MALİYETİ EVLİLİKTEN DAHA FAZLA

Boşanmayı önlemenin yolları nedir?
Bir kere boşanmanın maliyeti evlilikten daha fazla. Evlenmek 10 lira ise boşanmak 20 liraya mal oluyor. Hiçbir şeyiniz yok mesela biriyle evleniyorsunuz, eşya falan alıyorsunuz, birikim yapıyorsunuz ve boşanırken onu paylaşıyorsunuz. Maliyeti ne oldu? Evlenirken hiç bir şeyiniz yoktu ama boşanırken bir sürü şeyi paylaşmış oluyorsunuz. Ve o paylaştığınız şeyi tekrar yerine getirmek 10 – 20 yılınızı daha alıyor. Bir de ikinci evliklerin yüzde 85’i birinciden daha kısa sürüyor. Hata ikinci evlilikler 1 yıl, 3 ay gibi kısa sürelerde bitiyor. Eşler kavga ederken daha iyisini bulacaklarını söylerler ama ondan daha iyisini bulmak inanın çok zor. Genelde evliliklerin yüzde 70’inde 3, 5 ve 7’inci yıllarda boşanma oranları çok yüksek. Bir çocuk varsa bu yıllar daha kolay atlatılıyor. Çünkü dikkat ve sevgi çocuğa yoğunlaşıyor.  Aileyi bir arada tutan çocuk bazen boşanma sebebi de olabiliyor. İstenmediği halde çocuk sahibi olmalarda özellikle erkekler bu sorumluluğu kaldıramayabiliyor. Bu da boşanmaya neden olabiliyor.

BOŞANMAYI AİLE İÇİNDE DİLLENDİRMEMEK LAZIM

Bir de boşanmayı aile içinde hiç dillendirmemek lazım. “Seni boşarım” lafını dememek lazım. Birine 40 kere deli dersen deli olurmuş gerçekten. “Seni boşarım” lafları evin içinde çok konuşuluyorsa bir süre sonra o evde gerçekten boşanma oluyor. “Bir eve gelinlikle girersen kefenle çıkarsın” sözüne biraz yoğunlaşmak lazım. Evliliğin başında; “Evet onu çok sevdim, bütün ömrüm boyunca onunla birlikte olacağım” konsantrasyonuyla eşimize ve ailemize yoğunlaşırsak orada daha az sorun çıkıyor.

TARTIŞMAK, KAVGA ETMEK KADINLARDA BİR İHTİYAÇ

Eşler arasında kavga olmalı mı? En uzun evlilikler en çok kavga eden çiftlerde olur derler.Katılıyor musun?
Konuşmayı ve tartışmayı bilen insanların evliliği uzun sürüyor. Bilmeyen insanların evliliklerinde sorun oluyor. Konuşmak ve tartışmak özellikle kadınlar için bir ihtiyaç. Erkekler eşleriyle konuşup, tartışmayı çok fazla sevmiyorlar. Ya birçoğu hiç konuşmuyor ya da bir kısmı da şiddette başvuruyor. Tartışmak, kavga etmek kadınlarda bir ihtiyaç. Bunu karşılayabilecek erkek oranı çok az. Konuşabilen çiftlerin evlilikleri biraz daha uzun sürüyor. İçinde şiddet olan evlilikler bile konuşmayanlardan daha uzun sürüyor.

Eşlerin boşanmaması yönünde gayret etmelerini öneriyorsun. Ama işin içinde şiddet varsa geçimsizlik varsa her şeye rağmen de katlanmak gerekmiyor herhalde…
Tabii ben onlara kangren olmuş sorunlar olarak bakıyorum. Kitapta da öyle yer verdim. Uyuşturucu bağımlısı veya alkolik size ne kadar eş olabilir ki? Böyle biri çocuklarınıza ne kadar anne veya baba olabilir? Zaten evde öyle birinin çocuklara model olması da çok yanlış bir şey… Böyle bir örneğin evde olmaması aslında daha doğru...

İDEAL EŞİ BULMANIN 100 YOLU

İkinci kitabın içeri nedir?
İkinci kitap ideal eşi bulmanın 100 yolu.

İdeal eşi bulmanın yolları var mı hakikaten?

Bu evlilik programlarıyla birlikte ortaya bir elektrik meselesi çıktı. Sıcaklık ya da çekim dediğimiz şey çok önemli. Çünkü siz bir ömür o insanın yüzüne bakacaksınız. Bir de bu ideal eşi seçmenin matematiği,  fiziği, kimyası, coğrafyası vardır. Fiziki yapısının size uygun olması önemli bir şey.

TEN UYUMU ASLINDA KOKU UYUMUDUR

Peki, kimyası derken neyi kastediyorsun?
 Kimyasıyla ilgili yayınlanmış uluslararası çok ilginç makaleler var. Bir insanın kokusu moleküller halinde etrafında yayılı bulunur. Ter veya parfüm değil, ten kokusu. Bir insanın ten kokusu çekici gelmezse bu insanla birlikte uyuyamazsanız bile, çok itici gelir. Ten uyumu derler aslında bu bir koku uyumudur. Her insan kendine has bir ten kokusu salgılar. Bu uyum varsa bir ömür birlikte olabilirsiniz. Bu kimyaya biraz temizlik de girer. Diş bakımı, ağız kokusu gibi. Bazı insanlar bunlara çok dikkat eder.

Ya matematiği nasıl olmalı?
 Eşiniz sizden evin geçimini sağlamanızı mı bekliyor? Yoksa kadın erkek eşittir, ben de çalışacağım mı diyor? Bu işin matematiği iki kişi arasında hesap edilmeli.

Geriye coğrafya kalıyor.
 Din, dil, ırk ayrımı yapmamak güzel bir şey. Ama ne yazık ki insanlar kendi kültürüne yakın olanlarla daha kolay ve daha uzun süre anlaşıyorlar. Yaşadığınız coğrafyaya yakın, o havayı almış insanlarla evlilik daha kolay oluyor.

 Mesela beden eğitimi yani aynı aktiviteleri yapabilmek de önemli. Birlikte voleybol oynamak, sabah yürüyüşünü iki kişinin de sevmesi gibi… Biri kendi başına yüzüyor diğeri tek başına yürüyorsa o kopuk bir ilişki. Biyo-ritminizin aynı olması, kalbinizin aynı atması ve aynı faaliyetleri yapıyor olmak da çok önemli. Tabii 100 yol korkutucu geliyor ama evleneceğiniz ideal insandaki 100 özelliği bulmak mümkün değil. Ne kadar çoğunu tutturabilirseniz artık…

Bence işi zorlaştırıyorsunuz…
O yüzden önce boşanmayı önlemenin kitabını çıkardım. Günümüzde boşanma çok kolaylaştı.

Boşanmalar niye artı?
Eskiden hayat zordu. Evlenecek birini buldunuz mu şükredip evlenirdiniz. Öncelikli ihtiyacınız onunla geçinebilmek değil ekmeğinizi kazanmaktı. İnsanlar herhalde yaşam standartları yükseldikçe ve evlenme boşanma kolaylaştıkça bu işi fazla ciddiye almamaya başladılar. “Aman canım ne var boşanırız olur biter, nasıl olsa ben ayaklarımın üzerinde durabiliyorum” gibi düşünüyorlar.

Bir de insanların dikkatini dağıtan unsurlar çok fazlalaştı. Radyo, televizyon, internet ve dışarısı işte cıvıl cıvıl… Televizyon ve internetin olmadığı dönemlerde akrabalarımızla bir yaşam standardı vardı. Şimdi dış uyarıcılar o kadar fazla ki insanlar eşlerini bu dış uyaranlarda gördükleriyle kıyaslıyor. Televizyonda gördüğü bir sanatçı ile kendi eşini kıyaslıyor. Bunlar da evlilikleri kötü etkiliyor.

AİLELERİN KARŞI ÇIKTIĞI EVLİLİKLER, EŞLERİ ÇOK YALNIZ BIRAKIYOR

Görücü usulü mü, aşk evliliği mi?
İkisini birlikte yapmak çok önemli. Sadece bir kişiyle değil aynı zamanda sizin aileniz ile onun ailesi de bir evlilik yapıyor. Aileler birbirlerinin yüzüne bakamıyorlarsa o evlilik bir süre sonra sıkıntıya girer. Hem ailesi hem de eşiniz sizi sevecek. Sizin aileniz ve siz de eşinizi seveceksiniz. Ailelerin tamamen karşı çıktığı evlilikler bir kere eşleri çok yalnız bırakıyor. Maddi ve manevi anlamda zorlanıyorlar. Aşk meşk de bitince artık evli kalmak için bir sebep kalmıyor.

ÇOK TUTKULU AŞK EVLİLİKLERİ DE RİSKLİ

Sizinki aşk evliliği mi görücü evliliği mi?
Bizim ki hem görücü hem de aşk oldu. Biz birbirimize gösterildik ve birbirimizi sevdik. Biraz görücü gibi oldu ama bizi evlenelim diye tanıştırmadılar. Arkadaş ortamında tanıştırıldık. Öyle gizli bir niyet olup olmadığını bilmiyorum tabii. Biz gördük ve sevdik. Çok tutkulu aşk evlilikleri de riskli. O tutkunun sakinleşmesinden sonra evlenmekte yarar var.

Evliliği düşündüğün zaman mı evlendin?

Evet düşünüyordum…

EVLENECEK KADINLAR, ERKEKLERİN ÖNCE BABALARIYLA TANIŞSIN

Ekran önünde olan insanlar evlenmeyi pek istemezler. Sen nasıl evliliğe karar verdin?
Aile hayatını seviyordum. Bekârlığımda da hep ailemle yaşadım. Özellikle erkek çocuklarının babalarından ne gördüğü çok önemli. Evlenecek kadınlar erkeklerin önce babalarıyla tanışsın. Ve babalarının hayatını incelesinler. Çünkü evdeki erkeğe en önemli model babasıdır. Çocuk bilinçaltında kesinlikle babasını model alır. Bir erkeğin yaptığı hataları kesinlikle geçmişte babası yapmıştır. Bu psikolojik bir gerçektir. Erkeklerde eşlerinin annelerini irdelemeli. Ben babamda çok iyi bir aile modeli gördüm. Her akşam evine gelen, çocukları için canını dişine takan, gözü dışarıda olmayan, karısını aldatmayı bir kere düşünmemiş bir adam. Dolayısıyla yaşım gelince evlenmeyi düşündüm. Ve öyle oldu…

Evlilikte balayı gerekli mi?
Gerçek dost yolculukta belli olur derler.

Ama biraz geç kalınmış olacak…
Aslında ben balayının evlilikten önce tavsiye edeceğim ama ben evlenmeden önce ilişki yaşama taraftarı olan da biri değilim. Evliliğe özel bir şeyler kalmalı. Belki sizin ilk eşiniz değildir, ikinci eşlerdir belki ama bir takım özel şeyler evlendikten sonra yaşanmalı.

EVLİLİKTEN ÖNCE CİNSELLİĞE KARŞIYIM

İkinci, üçüncü eş olsanız bile ben evlilikten önce cinselliğe karşıyım. Evlilikten önce bir takım yolculuklar, paylaşımlar olmalı. Günü birlik de olsa eşe, dosta ziyarete gidilebilir. Yolculukta evleneceğiniz insanla ilgili çok önemli ipuçları alırsınız. Dışarıda yemek yeme adabı nasıl? Seyahat ettiğinizde size nasıl davranıyor? Etrafındaki insanlara karşı nasıl? Yolculukta bir takım sosyal ilişkilerini de görürsünüz. Kimi haz alır, kimisi endişe duyar. Evleneceğiniz kişi ile dışarıda biraz vakit geçirmek, yolculuğa çıkmak önemli bir şeydir.

HACCA GİTTİĞİMİZDE 10 GÜNLÜK EVLİYDİK

Siz balayı yaptınız mı?
Evlendikten sonra yaptım.

Nereye gittiniz?
Biz Roma’ya gittik. Hemen arkasından da Hacca gittik. Hacca gittiğimizde 10 günlük evliydik. Bizim için ilginç iki deneyim oldu. Hem Avrupa’da hem de bir Arap ülkesinde birbirini tanıma fırsatı bulduk. Evlenmeden önce de biz günübirlik geziler yaptık, eşimin ailesinin şehrine, benim ailemin olduğu yerlere yolculuklar yaptık. 

Evlilik programına devam edecek misin?
Evet, bir yıl daha sözleşmemiz olduğu için devam edeceğim. Ben buradan bir veya iki kitap çıkarmanın faydalı olacağını düşündüm. Şiirler de devam ediyor. Şimdiye kadar iki şiir kitabı yazdım. Artık şiirden düz yazıya geçmeye başladım. Kendimde de o yazma ihtiyacını hissettim. Güncel konular, politik,  siyaset, magazin, ekonomi ile ilgili de yazmaya başladım. Bunları bir gazetede ya da internet sitesinde değerlendirme yoluna gideceğim.

EN BÜYÜK HABER SİTELERİNDEN BİRİNDE YAZMAYA BAŞLAYACAĞIM

Köşe yazarlığı mı gözüküyor önümüzdeki günlerde?
Artık yaş 40’a dayandı. Yavaş yavaş yaş kemale eriyor. Daha tam kesinleşmediği için ismini söylemeyeyim ama Türkiye’nin en büyük haber sitelerinden birinde yazmaya başlayacağım inşallah. Artık benim de bir fikrim var demek istiyorum. Ben yıllardır sosyal yardım hareketlerinin içinde bulunmaya o kadar alışmışım ki yerimde duramıyorum. Yetimlerle ilgili çok güzel bir proje hazırlığımız var. Yeni yılda yetimlerle ilgili bir televizyon programına da inşallah imza atacağız.

Seni bu yardımlara iten ne? Geçmişte çok yokluk mu çektin?
Özel hayatımda da hiç planımda, programımda yokken, düşünmemişken kendimi bazen birine yardım ederken buluyorum. Bu sadece televizyon programında da olmuyor. Durup dururken birine bir şekilde faydam dokunuyor. Sanki Cenab-ı Hak bana; “Ben seni hayır işi yapmak için dünyaya gönderdim” diyor. Yardım işlerinde bulunmamı ben Allah’ın bana bir yazgısı olarak algılıyorum.

BU KADAR İNSANIN DUASI DOSTA DUA, DÜŞMANA BEDDUA OLUYOR

Yardım programı mı, evlilik programı mı yapmak daha kolay?
Evlilik programı benim daha evvel yaptığım yardım programlarına göre çok daha kolay bir şey. Bir kere İstanbul’dasınız, stüdyoda günde 3 saat canlı yayın yapıp evinize gidiyorsunuz. Yardım programlarında haftanın 5 – 6 günü şehir dışında oluyorsunuz hatta Afrika’da 10 – 15 gün kaldığım günleri hatırlıyorum. Yardım programı yapan birisi için evli olmak da çok zor. Eve ve çocuklara vakit ayırmak mümkün değil. Bu açıdan evlilik programı yapmak daha kolay. Yardım programı yapmanın da hazzı, bereketi daha farklı. Yardım programlarında aldığım duaların etkisini çok gördüm. Ben yıllarca hiçbir isteğimden mahrum kalmadığımı gördüm. Yardım programları bittikten sonra bile insan yolunun nasıl açıldığını, belaların, musibetlerin kendisinden nasıl uzaklaştığını, ayağına taş değmediğini görüyor. Geçmişte 2.5 milyon kişinin duasını almışız. Bu kadar insanın duası dosta dua, düşmana beddua oluyor.

KAYNAK : Haber 7
YORUMLAR 4
  • Siyasette İnsaf 13 yıl önce Şikayet Et
    DENİZ FENERİ İLE ÇOK GÜZEL İŞLER YAPILDI YAPILIYOR. Reklam kokusu alan arkadaşlar hangi icraata el attılar acaba?
    Cevapla
  • Siyasette İnsaf 13 yıl önce Şikayet Et
    İSTER REKLAM KOKSUN İSTER BAŞKA BİRŞEY OLSUN. En büyük problemlerden birine el atmı. Boşanma sorunu. toplumun başına bela olan çocuklar en çok boşanmış ailelerden çıkıyor.Bu kitap çıkarsa hemen alıp okuyacağım.
    Cevapla
  • bir bilen 13 yıl önce Şikayet Et
    Uğur Arslan mı?. Korkarım O da Ahmet Hakan Coşkun gibi mütedeyyin insanların duygularını kullanıp sonra başka yollara sapan tiplerden. Kendisinden hiç hoşlanmıyorum.
    Cevapla
  • relax 13 yıl önce Şikayet Et
    reklam kokan hareketler bunlar. o toplumun ahlak yapısını dejenere eden , evliliği çocuk oyuncağına çeviren, izlemekten midemin bulandığı evlilik programlarını yapmayı bıraksın yeter.. zaten bu programlarda şov olsun diye evlenenler çok geçmeden boşanıyorlar.. hem eskiden evlilik programlarımı vardı ?
    Cevapla

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR