Tarihi günümüze taşıyan dünyanın en görkemli 7 sarayı
İmparatorlukların ve krallıkların, düşmanlarına büyüklüklerini göstermek ya da kendilerini güvende tutmak için inşa ettirdiği ihtişamlı saraylar, günümüzde dahi ilk günkü heybetini koruyor. Tarihin tanıkları bu görkemli sarayları derledik.
ABONE OLDünya, tarih boyunca pek çok kral ve imparator gördü ve bu büyük devlet adamları, güçlerini ihtişamlı, devasa saraylar ve kaleler inşa ederek gösterdi. Bu görkemli saraylar, güç göstergesi olduğu kadar kültürün de birer yansıması olarak tarihin tanıklığını yapıyor. Yüzyıllardır ilk günkü ihtişamını koruyan, dünyanın en güzel saraylarını sizler için derledik.
Topkapı Sarayı- Türkiye
Osmanlı İmparatorluğu'nun kalbi Topkapı Sarayı, Türkiye'nin en görkemli sarayları listesinde ilk sırada olmayı hak eden muhteşem detaylara sahip bir tarihi yapıttır. Yüzyıllar boyunca padişahların ve sultanlarının ikametgahı olmakla beraber devletin yönetim merkezi olan Topkapı Sarayı, el işçiliğinin en güzel örnekleri çiniler, altından ve sedeften işlemeler, görenleri kendine hayran bırakıyor.
İstanbul Boğazı ve Haliç arasında yarımadanın en güzel noktası Sarayburnu'nda bulunan Topkapı Sarayı, Bab-ı Hümayun (Saltanat kapısı), 1. avlu Alay meydanı, Alay köşkü, Bab-üs Selam (Orta kapı), 2. Avlu Divan meydanı, Divan-ı Hümayun, Adalet kulesi, Enderun avlusu, harem ve çok sayıda köşk, cami, bahçeleriyle dünyanın en büyük sarayları arasında bulunuyor.
İshak Paşa Sarayı- Türkiye
Yapımı tam 99 yıl süren Türk mimarisinin en etkileyici eserlerinden İshak Paşa Sarayı, Osmanlı'nın son büyük eserlerinden biridir. Sanat tarihi yönünden büyük bir değere sahip olan sarayda Selçuklu mimarisi ve Avrupa barok sanatının da kullanıldığı sarayda İran sanatına da yer verilmiştir. Türkiye'de nadir rastlanan şato tipindeki saray, aynı zamanda dünyada ilk defa kalorifer tesisatı döşenen saray olarak da dikkatleri çekiyor.
Ahıskalı ustalar tarafından inşa edilen İshak Paşa Sarayı'nın önemli kısımları tarih içerisinde tahrip edilse de Cami kısmı, sağlamlığını korumuştur. Kabartma ve zengin bitki motifleriyle bezenmiş duvarları, selamlık kısmında bulunan ahşap konsolda yer alan kanatlı ejder, aslan ve insan figürleri Türk sanat tarihi açısından eşsiz bir değere sahiptir.
İshak Paşa Sarayı, Yaşar Kemal'in Ağrı Dağı Efsanesi kitabında Gülbahar ve Ahmed'in aşkına şahit olan yer olarak karşımıza çıkmaktadır.
El Hambra Sarayı- İspanya
Granada ve Endülüs denince akıllara ilk gelen muhteşem mimarisiyle El Hambra Sarayı olacaktır. Granada'ya yalnızca El Hambra Sarayı'nı görmek için bile gidebilirsiniz ve buna pişman olmayacağınız bir mimarlık harikasıyla karşılaşabilirsiniz. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunan saray, İslam sanatının zarafeti ile detaylarla gizlenen ihtişamın en güzel örneğini sunuyor.
Dünyaca ünlü Game of Thrones dizisinin çekimlerine de ev sahipliği yapan Granada'da bulunan El Hambra Sarayı, ilk önce kale olarak inşa edilmiş fakat 1333 yılında 1. Yusuf döneminde saray olarak kullanılmaya başlanmış. Binbir gece masallarından bir yapıt olarak görünen sarayın birbirine bağlı sayısız odası, geniş avlularının hepsi uyum içerisinde eşsiz bir mimari örneği oluşturmaktadır.
Sarayın içi, güneşin geliş açısına göre tasarlanmış ve bu sayede saraya giren konukların sultanı hemen görmesinin önüne geçilmiştir. İç tasarımın diğer zarif detayı ise El Hambra Sarayı'nın kubbesi, Hira Mağarası'ndan esinlenilerek küçük girintiler halinde yapılmıştır.
El Hambra Sarayı'nı gezerken bahçesine ulaştığınızda adeta büyüleneceksiniz. Cennetten bir köşeye benzeyen bahçede havuzlar ve çiçekler birer birer nakış gibi işlenmiştir.
Neuschwanstein Kalesi- Almanya
Almanya'nın Füssen kenti yakınlarında muhteşem bir doğada bulunan Neuschwanstein Kalesi, Avrupa'nın en çok merak edilen ve gezilen saraylarından biridir. Peri masallarındaki şatolara benzemesi nedeniyle yoğun ilgi gören saray, Kral 2. Ludvig tarafından kralın gözlerden uzak özel konaklaması için inşa edilmiştir.
Disneyland'daki şatonun yapımına da ilham olan Neuschwanstein Kalesi, yemyeşil bir alandan göllere uzanan düzlüklere bakan şahane bir manzaraya sahiptir.
Yasak Şehir- Çin
Çin'in ulusal miraslarından biri olarak kabul edilen Yasak Şehir, Ming ve Qing Hanedanları dönemlerinde imparatorluk sarayı olarak inşa edilmiş 8 bin 700'den fazla odaya sahip devasa bir komplekstir. Kraliyet rengi olan yeşilin bolca kullanıldığı saray, dünyanın en geniş sarayı ve en iyi korunmuş ahşap yapısı olarak UNESCO Dünya Mirası Koruma Listesi'ne alınmıştır.
Hükümdarın güvenliğini sağlamak için etrafı su kanallarıyla çevrelenen saray, dünyanın en iyi güvenlik önemleriyle korunmaya alınmış ve bu sayede 600 yıl içerisinde hiçbir imparator sarayda suikaste uğramamıştır.
Çin Devrimi sonrasında önemini yitiren saray, günümüzde müze olarak ziyaretçilerini kabul etmektedir.
Umaid Bhawan Sarayı- Hindistan
Hindistan'ın Gaj Singh ve Jodhpur kraliyet ailelerinin evi olarak bilinen Umaid Bhawan Sarayı, bir kısmı müze bir kısmı otel olarak kullanılmaktadır. 2016 yılında "Dünyanın en iyi oteli" seçilen saray, Rönesans, İngiliz ile Moğol mimarisi tarzından esintilerle tasarlanmıştır. 15 yılda 3000 işçinin çalışarak tamamlayabildiği saray, şehrin en önemli cazibe merkezlerinden birini oluşturuyor.
Bahçesi, özel koleksiyonları, arabaları ve eşyaları görebileceğiniz Umaid Bhawan Sarayı, lüks yaşamın hakim olduğu Hindistan'ın ortasında bir vaha görüntüsü oluşturuyor.
Pena Ulusal Sarayı (Palacio da Pena)- Portekiz
Lizbon'un şirin kasabası Sintra'nın en yüksek tepesinde bulunan Pena Ulusal Sarayı, 19. yüzyılda inşa edilmiş hem görkemli hem de renkli bir saray. Saray, yapıldığı ilk yıllarda manastır olarak kullanılmış fakat çok yüksek bir zirvede bulunmasının sonucu olarak yıldırım düşmüş ve kullanılamaz hale gelmiş. Olaydan yaklaşık 100 yıl sonra Portekiz Kralı 2 Ferdinand, Alman bir mimara sarayı yeniden inşa ettirmiş. Ferdinand'ın da tavsiyeleriyle ortaya bu renkli saray çıkmış ve Pena Sarayı, ulusal varlık listesine dahil edilmiştir.
Soğuk gri renkli saraylar ve kalelerin aksine masal şatosu gibi görünen Pena Sarayı, kubbeleri ve kuleleriyle Sintra'nın yeşil ovası üzerinde adeta güneş gibi parlıyor. Petra Sarayı'ndan Sintra'yı hatta açık havalarda Lizbon'u bile izleyebilirsiniz. Ayrıca Sarayın içinde bulunduğu Ulusal Park'ta küçük gölcüklerin etrafında yürüyüşler yapabilir mağaralar ve şapelleri ziyaret edebilirsiniz.
-
safiye kanitoğlu 2 yıl önce Şikayet Etçok güzelmişBeğen