Kültür turizmi için Güneydoğu'nun en güzel rotaları

Normalleşme süreciyle turizmde yeniden adından söz ettirmek isteyen Güneydoğu Anadolu Bölgesi, kültürel mirasıyla binlerce yıllık tarihe yolculuğun kapısını açmak isteyenleri bekliyor.

ABONE OL
GİRİŞ 06.10.2021 17:47 GÜNCELLEME 06.10.2021 17:47 Rotalar
Kültür turizmi için Güneydoğu'nun en güzel rotaları
Kültür turizmi için Güneydoğu'nun en güzel rotaları

Normalleşme süreciyle turizmde yeniden adından söz ettirmek isteyen Güneydoğu Anadolu Bölgesi, kültürel mirasıyla binlerce yıllık tarihe yolculuğun kapısını açmak isteyenleri bekliyor.

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ile mücadele döneminde turizmden istediği payı alamayan Güneydoğu Anadolu Bölgesi, normalleşme süreciyle yeniden eski canlı günlerine kavuşmak istiyor.

Bu anlamda kültürel mirasını turistler için cazibe merkezi olarak sunan Güneydoğu Anadolu Bölgesi, tatilini kültür turizmiyle geçirmek isteyenleri binlerce yıllık tarihi yolculuğa çıkarıyor.

 

 

İLK DURAK GAZİANTEP

Gastronomi turizmiyle de dikkati çeken Gaziantep, tatilcilerin genellikle ilk durağı oluyor. Kente gelen turistler, şehrin tarihini anlayabilmek için Zeugma Mozaik Müzesi başta olmak üzere çok sayıda müzeyi geziyor.

 

 

Bakırcılar Çarşısı, Elmacı Pazarı ve Gaziantep Kalesi'nin çevresi gibi yerlerde kentin eşsiz dokusunu hissetme imkanı bulan turistler, dünyanın en büyük hayvanat bahçelerinden olan Gaziantep Hayvanat Bahçesi'nde de keyifli zaman geçirebiliyor.

Yorulan turistler, UNESCO'nun gastronomi alanında "Yaratıcı Şehirler Ağı"na dahil ettiği Gaziantep'te restoranlarda mükellef sofralarda ziyafet çekebiliyor.

Gaziantep'te Yesemek Antik Kenti'nin yanı sıra Fırat Nehri'ni de yakından incelemek isteyenler için Rumkale gezilmesi gereken diğer alanlar arasında yer alıyor.

NEMRUT DAĞI İÇİN İSTİKAMET ADIYAMAN

Gaziantep'teki seyahatlerini tamamlayan yerli ve yabancı turistler, Adıyaman'da da seyri muhteşem bir manzaraya kendilerini bırakabiliyor.



Güneşin en güzel doğup battığı yer olarak bilinen Nemrut Dağı'nı sınırlarına sığdıran Adıyaman'a geçen turistler Nemrut'un yanı sıra Perre Antik Kenti'ni de gezebiliyor.

MEDENİYETLERİN BEŞİĞİ ŞANLIURFA

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin olmazsa olmaz illerinden birisi olan Şanlıurfa da bu rotada önemli bir yer tutuyor.



Dünyanın en eski tapınak kalıntıları olarak kabul edilen 12 bin 500 yılık geçmişe sahip Göbeklitepe ile turizmin parlayan yıldızı konumunda olan Şanlıurfa'da, doğal güzellikleriyle ön plana çıkan Halfeti'nin yanı sıra tarihi Harran ilçesi ve Hazreti İbrahim'in doğduğu rivayet edilen bölge olan Balıklıgöl, gezilip görülmesi gereken yerlerin başında bulunuyor.

KADİM KENT DİYARBAKIR

Bölgede binlerce yıl çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan, tarihi ve turistik mekanlarıyla göz dolduran kadim kent Diyarbakır "yeni normal" süreçte ziyaretçilerini ağırlamak için kapılarını ardına kadar açıyor.



Kültürel zenginliğiyle baş döndüren Diyarbakır'a gelen ziyaretçileri, UNESCO Dünya Miras Listesi'ndeki görkemli surlar ve Hevsel Bahçeleri karşılıyor.
Üzerindeki kabartma ve figürlerle medeniyetlerin izlerini yansıtan, 5 bin 700 metreden oluşan surların tarihi Keçi Burcu üzerinden tüm ihtişamını izlemek mümkün.

İSLAM'IN 5. HAREM-İ ŞERİF'İ: ULUCAMİ

Sur ilçesinde, İslam'ın 5. Harem-i Şerif'i olarak bilinen, Anadolu'daki en erken ve en anıtsal cami olarak nitelendirilen Ulucami kentte görülmesi gereken önemli değerlerden.

Tarihi Hasanpaşa Hanı, Diyarbakır Evi veya Sülüklü Han'ın mistik atmosferinde yöresel lezzetlerle sunulan kahvaltının ardından, kentin yetiştirdiği ünlü kişiliklerden Cahit Sıtkı Tarancı ile Diyarbakırlı fikir adamı Ziya Gökalp'in doğduğu müze evde, geziye küçük bir mola vermek mümkün.



Anadolu'nun ilk üniversitelerinden olan Mesudiye Medresesi ile Ahmet Arif Edebiyat Müzesi, Zinciriye Medresesi, Cemil Bey, İskender Paşa ve Süleyman Nazif konakları, tarih ve edebiyat tutkunlarının ziyaretini bekliyor.

Mor Petyum Keldani Kilisesi ve Ermeni Surp Gregos Kilisesi, 15. yüzyılda yapılan Şeyh Matar Camisi ile kentin geleneksel sivil mimari örneklerini yansıtan bazalt taştan yapılmış evlerin bir arada bulunduğu, çan ve ezan seslerinin birbirine karıştığı Yenikapı Sokak, yüzlerce yıl farklı dil ve dine mensup kişilerin yaşamına tanıklık etmesiyle ziyaretçilere hoşgörünün güzel bir örneğini yansıtıyor.

HER SOKAĞI TARİH KOKUYOR

Eşsiz konuma sahip Hazreti Süleyman Camisi, 115 dönüm alanda yapılan rekreasyon çalışması ile İçkale, cami ve sahabe türbelerini ziyarete gelenler, tarihi ve doğayı iç içe yaşıyor.

Kente 3 kilometre uzaklıktaki 800 yıllık tarihi Erdebil Köşkü'nü gezenler, Ongözlü Köprü, altından akan Dicle Nehri'ni, karşısındaki Kırklar Dağı'nı ve Diyarbakır Surları'nı izleyerek günün yorgunluğu atabiliyor. 

ZERZEVAN KALESİ TARİHE IŞIK TUTUYOR

Çınar ilçesinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Roma İmparatorluğu döneminde askeri yerleşim olarak kullanılan 3 bin yıllık Zerzevan Kalesi, ziyaretçilerine büyülü bir atmosfer sunuyor.


Kur'an-ı Kerim'de isimleri geçen Zülkifl ve Elyesa peygamberler dahil 9 peygamberin medfun olduğuna inanılan Eğil ilçesi de manevi ikliminin yanı sıra Kralkızı Baraj Gölü, sur sarnıçları ve tarihi yapısıyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

GECESİ GERDANLIK GÜNDÜZÜ SEYRANLIK KENT: MARDİN

Yörede "gecesi gerdanlık gündüzü seyranlık" olarak bilinen taşın ve hoşgörünün kenti Mardin, camileri, medreseleri, kiliseleri, manastırları ve kendine özgü mimarisiyle göz dolduruyor.

Mardin'i ziyaret edenler butik otellere dönüştürülen tarihi konakların yanı sıra şık oteller, otantik Mardin evlerinde de konaklayabilir.

Mardin Müzesi, kentte ilk görülmesi gereken yerler arasında. Sarp kayalar üzerinde yer alan kaleden kenti izlemek, gün doğumu ve gün batımında bir başka güzel.
Gece, kente özgü taş mimarisi örneğini yansıtan Erdoba Konakları veya Cercis Murat Konağı'nda Reyhani müziği eşliğinde zengin yöre mutfağının lezzetleri tadılabilir.
Deyrulzaferan Manastırı, kayalara oyulmuş Meryem Ana Kilisesi ve Mor Yakup Manastırı'nın yanı sıra, Midyat'a 23 kilometre mesafedeki Mor Gabriel Manastırı dünyada üçüncü büyük manastır olarak tarihe tanıklık ediyor.

Kent merkezine 30 kilometre uzaklıktaki "Mezopotamya'nın Efes'i" olarak tanınan Dara Antik Kenti, tarihe ilgi duyan ziyaretçilerini ağırlamayı bekliyor.

KAYNAK : AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR