Özel hastanelerdeki sezaryen oranı yüzde 40!
Prof. Dr. Karateke, sezaryen ile doğum sayılarındaki artışın sadece Türkiye'de değil, dünyanın diğer ülkelerinde de sorun olduğunu kaydetti
ABONE OLTürk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) Başkanı Prof. Dr. Ateş Karateke, "Türkiye'de kamu kuruluşlarında primer sezaryen oranlarımız yaklaşık yüzde 16, bu dünya çapında kabul edilebilen bir orandır. Özel hastanelerdeki oranlara baktığımız zaman yüzde 40'lara gelen bir oran vardır. Bu 'oldukça yüksek' bir oran olarak kabul edilebilir" dedi.
Prof. Dr. Karateke, sezaryen ile doğum sayılarındaki artışın sadece Türkiye'de değil, dünyanın diğer ülkelerinde de sorun olduğunu kaydetti.
Çin, İran, Mısır, Gürcistan ve Balkan ülkelerine bakıldığında bu oranın yüzde 50 ve üzerinde olduğuna işaret eden Karateke, şöyle konuştu: "Son 24 yılda tüm ülkelerde hızlı artan sezaryen oranları vardır. Belli bir noktaya kadar sezaryen oranlarındaki bu artış bebek ölüm oranlarında azalmayı getirirken, belli bir oranın üzerinde de annede doğumdan sonra çıkan problemlere neden olmaktadır. Türkiye'de kamu kuruluşlarında primer sezaryen oranlarımız yaklaşık yüzde 16, bu dünya çapında kabul edilebilen bir orandır. Özel hastanelerdeki oranlara baktığımız zaman yüzde 40'lara gelen bir oran vardır. Bu 'oldukça yüksek' bir oran olarak kabul edilebilir."
Ateş Karateke, sezaryenin anne ve bebek için hayat kurtarıcı yönüne de işaret etti.Sezaryen olanaklarının bulunmadığı özellikle Sahraaltı Afrika ülkelerinde anne ölümlerinin 100 binde 500 ila 600 civarında olduğunu vurgulayan Karateke, "Yani sezaryen anne ve bebek sağlığını gerçekten koruyan, onu iyileştiren bir operasyon. Sezaryene 'bu uygulanamaz' demek uygun değil. Ama sezaryen belli bir limitin üstünde yapıldığında anne sağlığını, özellikle takip eden gebeliklerde olumsuz etkileyen bir durum olarak karşımıza çıkıyor" diye konuştu.
SURİYELİ KADINLARIN SAĞLIĞI
Avrupa Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (EBCOG) Başkanı Dr. Tahir Mahmood da Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacı kadınların sağlıklarının önemli olduğunu bildirdi.
Türkiye'de kadınların en çok doğum sonrası kanamalardan hayatını kaybettiğine işaret eden Mahmood, şöyle konuştu:
"Bu aslında önlenebilir ve tedavi edilebilir bir mesele. Bu anlamda baktığımızda dünya genelinde bir sorundan bahsediyoruz. Yönetilebilir, tedavi edilebilir sorunlar bunlar. Tartışmamız gereken diğer bir konu ise Türkiye toplumunun gerçekten çok misafirperver davrandığı bir konu olan mülteciler konusu. Türkiye'deki mülteci kadınların durumuna baktığımız zaman yüksek risk grubunda olduklarını görüyoruz. Bu kişilerin arasında zihinsel ve psikolojik olarak problem yaşayan kadınlar da var. Bu sorunları yaşayan insanlar, genellikle fakir ülkelerden geliyorlar. Sınırları aşıyorlar. Çok büyük zorluklar altında hayatlarını idame etmeye çalışıyorlar" şeklinde konuştu.
-
ibrahim 7 yıl önce Şikayet Etpara kazanmak için her şeyi yapıyorlar.Beğen
-
ASİLBEY_ÇUBUK06 7 yıl önce Şikayet EtKendi sağlığını ve çocuğunun sağlığını aklı başında bir kadın kendi sağlığı veya çocuk sağlığı tehlikeye düşmedilçe sezeryanı aklının ucundan bile geçiremez.Hastaneler SGK dan fazla para almak için sezeryan yapıyorlar,bilinçsiz kadınlarda sezeryanın kolay olacağını,normal doğumdan sonra eski haline gelemeyeceğini düşünüp sezeryanı tercih ediyor.Yzaıkki ne yazık.Hem anne için,hem çocuk için.Beğen Toplam 1 beğeni