Uzmanı açıkladı: Düzenli kan bağışı kalp krizi riskini azaltıyor!
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Sağlam 19-65 yaş arasında olan ve 50 kilo sınırını geçen sağlıklı herkesin kan bağışı yapabildiğine dikkat çekerek kan bağışının kalp krizi riskini azalttığını söylemiştir.
ABONE OLDünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre en güvenilir kanın, kişinin kendi özgür iradesiyle, hiçbir karşılık beklemeksizin, gönüllü, düzenli ve bilinçli olarak verdiği kan olduğunu ifade eden Medical Park Ordu Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Sağlam, “19 yaşından gün alan 65 yaşından gün almamış olan ve 50 kg üzerinde herkes kan bağışı yapabilir. Kan vermek, kalp krizi gibi birçok önemli hastalığın riskini azaltır” dedi.
Boynunda şişlik olanlar dikkat! Kötü huylu tümör olabilir
HASTALIKLARA KARŞI KORUYOR
İnsanların hayatlarına olumlu katkılar sağlama düşüncesinin insanı psikolojik olarak rahatlattığını ve mutlu olmasına katkı sağladığını söyleyen Uzm. Dr. Hüseyin Sağlam kan vermenin vücuda yararları hakkında şunları söyledi: “Kan vermeden önce vücudumuzla ilgili birçok parametre boy, kilo, kan basıncı, kan tetkikleri yapılarak zaten kısa bir check-up yapılmış olur. Sağlık durumu değerlendirilerek bulunan olumsuzluklar hakkında kişi bilgilendirilerek erkenden önlem alması sağlanır. Kan verilmesi, kan yapan doku ve organların uyarılmasına sebep olur. Vücudun yeni kan üretmesi sağlanır. Düzenli kan verenlerde bazı önemli hastalıklara karşı koruyuculuğun arttığına dair bilimsel veriler vardır. Özellikle kalp krizi geçirme riskini azalttığı, damar hastalıklarını engellediği veya bazı komplikasyonları önleyebildiğine dair veriler bulunmaktadır. Ayrıca karaciğer, akciğer, kalın bağırsak gibi bazı kanser türlerinin gelişme riskini azaltmaktadır. Yine demir fazlalığı olan kişilerde kandaki demirinin uzaklaştırılmasıyla demir birikiminin azaltılması, hücreler için zararlı oksidatif ajanlara karşı vücut direncinin artmasında etkili olduğu bilinmektedir. Kandaki şeker üre, kreatinin, kolesterol, trigliserit, ürik asit gibi metabolitlerin normalleşmesine olumlu etki eder. Böylece metabolik hastalıkların da kontrol altında tutulmasına yardımcı olur.”
KİMLER KAN BAĞIŞI YAPAMAZ?
Bazı hastalıklar yüzünden kişilerin yaşam boyunca kan veremeyeceklerini söyleyen Uzm. Dr. Hüseyin Sağlam, kan vermeyi engelleyen hastalıkları şöyle sıraladı: “Kanama eğilimi olanlar Anemi hastalığı ve kan hastalığı olanlar, kanser hastaları, kronik böbrek hastaları, epilepsi ve dejeneratif nörolojik hastalığı olanlar, faktör konsantresi alanlar, kronik bronşit ve astım hastalığı olanlar, kronik karaciğer yetmezliği-siroz hastaları, kalp hastalıkları; aort stenozu, anevrizma, kardiyomyopati, koroner tromboz, kronik kalp yetmezliği, aritmi (ağır kardiyak aritmi öyküsü veya tedavi gerektiren aritmi), myokard enfarktüsü öyküsü, kardiyak stent takılı olanlar, otoimmün hastalığı (romatizmal ateş vb. gibi) olanlar, AIDS, Hepatit B ve C hastaları hiçbir zaman kan veremezler. Bunun dışında ilaç kullanan bazı hastalar tedavisi bitip iyileşinceye kadar kan veremezler. Gördüğü tedavi sonrası takibinde olduğu doktorunun da yönlendirmesiyle kan vermeye başlayabilirler.”
KAN ÜRÜNLERİNİN YERİNİ DOLDURACAK İLAÇ YOK
Tıp alanındaki süratli ve hızlı gelişmelere rağmen hâlâ kan ve kan ürünlerinin yerini dolduracak veya bu anlamda kullanılabilecek yeni ilaçlar veya güvenilir alternatif tedavi yöntemlerinin bulunamadığını söyleyen Uzm. Dr. Hüseyin Sağlam, açıklamasında şu bilgilere yer verdi: “Bu nedenle kan ve kan ürünlerinin kullanımı, son derece hayat kurtarıcı öneme sahip olup kan ihtiyacı giderek artmaktadır. Bazı zamanlar özellikle doğal afetlerde ve günümüzde olduğu gibi pandemi durumlarında bu ihtiyaç en üst seviyelere çıkmaktadır. Böyle olmasa bile, bazı hastalık hallerinde o kişi için olmazsa olmaz bir özellik kazanmaktadır. Bu anlarda elimizin altında bu ihtiyacı karşılayacak kadar kan ve kan ürünleri olmalıdır. Tüm bunlara ek olarak bizim de kan ve kan ürünlerine ihtiyacımız olabileceği gerçeğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Kan bağışçısı olmalıyız, kan vermeliyiz. Böylece birçok insana faydalı olacağımız gibi kendi vücudumuza da faydamız olacaktır.”