Tomoterapi ilk kez devlet hastanesinde

Kanser hastalarının tedavisinde radyoterapi yöntemi uygulanırken sağlam dokuları maksimum düzeyde koruyan son teknoloji Tomoterapi özel bir hastaneden sonra ilk kez bir devlet hastanesinde kullanılacak.

ABONE OL
GİRİŞ 06.02.2010 10:41 GÜNCELLEME 06.02.2010 10:41 SAĞLIK
Tomoterapi ilk kez devlet hastanesinde
Tomoterapi ilk kez devlet hastanesinde

Kanser hastalarının tedavisinde radyoterapi yöntemi uygulanırken sağlam dokuları maksimum düzeyde koruyan son teknoloji ''Tomoterapi (TomoTherapy) İstanbul'daki özel bir hastaneden sonra ilk kez bir devlet hastanesinde, Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kullanılmaya başladı.

Sağlık Bakanlığı Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Metin Doğan, radyoterapinin kullanılabildiği tüm kanser hastalarına uygulanabilen yönteme ilişkin AA muhabirine bilgi verdi.

Kanser tedavisinde yüksek teknolojinin kullanılmasıyla daha etkin ve tam iyileşme şansının yakalandığını belirten Doğan, sık kullanılan yöntemlerden birinin halk arasında ışın tedavisi olarak bilinen radyoterapi olduğunu anımsattı.

Radyasyon onkolojisinde son teknolojinin kanserli hücreleri etkin şekilde yok eden ''Tomoterapi'' cihazı olduğunu ifade eden Doğan, ''Bu yöntem, halk arasında nokta atış olarak adlandırılan tekniğin en geniş ve en hassas kullanımıdır'' dedi.

Birçok kanser hastasına umut olan cihazın şimdiye kadar Türkiye'de sadece İstanbul'da özel bir hastanede kullanıldığını belirten Doğan, ikinci cihazın üniversite ve Bakanlık hastaneleri içinde ilk kez Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hizmet vermeye başladığını bildirdi.

Gün içerisinde ortalama 10-15 hastaya uygulanabilen tedavinin, diğer yöntemlere kıyasla oldukça pahalı olduğunu belirten Doğan, tedavinin tüm masraflarının Sosyal Güvenlik Kurumu geri ödeme kapsamında bulunduğunu, hastalardan hiçbir şekilde para alınmadığını kaydetti. Doğan, hastaların tomografi bilgilerinin akşamdan cihaza yüklendiğini ve sabaha kadar ışın verilecek bölgeler hesaplanarak en uygun tedavinin yapıldığını anlattı.

''SAĞLIKLI DOKULARDA KORUMA SAĞLIYOR''

Radyasyon Onkolojisi uzmanı Dr. Faik Çetindağ da Tomoterapi'nin, uzmanların radyoterapiyi uygun gördüğü her kanser hastasına yapılabildiğini belirterek, ''Baş-boyun kanserleri başta olmak üzere beyin, omurilik tümörleri, tüm vücut ve tüm batın ışınlamaları, akciğer, mezotelyama, prostat, mesane, jinekolojik ve meme kanserlerinde uygulanabilir'' diye konuştu.

Tomoterapi'den özellikle baş-boyun kanserlerinde çok etkili sonuç alındığını vurgulayan Çetindağ, şunları kaydetti:

''Özellikle baş-boyun tümörlerinde kullanılan teknik, direk görüntü eşliğinde yoğunluk ayarlı radyoterapi tedavisi ve her gün kritik organlar ve tümör dokuları, alan kontrolü yapılarak tedavi doğrulanır. Örneğin, bu kanser türünde hastalar, mevcut radyoterapi uygulamaları sonrasında geç yan etki olarak ağız kuruluğu ile karşılaşır. Tomoterapi tedavisinde ise tükürük bezlerine verilen doz en düşük düzeye indirilebildiğinden ağız kuruluğu bir yan etki olmaktan çıkar.

Göz gibi diğer yöntemlerde tedavi sürecinde korunması çok zor olan organlar, Tomoterapi sayesinde çok rahat korunabilir. Ayrıca, beyindeki diğer dokular ile batın ışınlamalarında böbrek, rektum, mesane, bağırsak gibi az doz ışın alması gereken organlar da Tomoterapi ile daha fazla korunabilir.

Öte yandan lösemi, lenfoma ve kemik iliği transplantasyonu gereken hastalara yapılan tüm vücut ışınlamaları, diğer yöntemlere oranla daha kaliteli yapılır.''

Çetindağ, yöntemin farklı doz uygulamalarına olanak verdiğini de belirterek, beyinde birden fazla tümör olması halinde o tümörlerin yüksek dozda, beynin kendisinin ise düşük dozda ışınlanabildiğini söyledi.

''MİLİMETRİK MESAFELERİ AYNI ANDA IŞINLAYABİLİYOR''

Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Medikal Fizikçi ve Fizik Yüksek Mühendisi Olcay Ayas ise Tomoterapi'nin radyoterapi tedavisinde tümöre istenilen dozu yüksek hassasiyetle verirken, sağlıklı doku ve organları maksimum seviyede koruyan en gelişmiş ve etkili tedavi sistemi olduğunu vurguladı.

Tomoterapi cihazıyla çok küçük tümörlerin yanı sıra daha zor ışınlamaların da çok yüksek hassasiyetle yapılabildiğini anlatan Ayas, ''IG-IMRT (Görüntü kılavuzluğunda yoğunluk ayarlı radyoterapi) ve plan adaptif gibi gelişmiş tedavi tekniklerinin kullanıldığı en gelişmiş sistemdir'' dedi.

Ayas, Tomoterapi'nin tek seansta 160x40 santimetre alan içindeki tüm lezyonları ışınlayabilen tek sistem olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

''Sistemle birden fazla tümör aynı anda ışınlanmaktadır. Özellikle metastatik tümörlerde bu cihaz kolaylık getiriyor. Bu teknikle, hastalar ışın tedavisinin yarattığı olumsuz etkilere daha az maruz kalıyor ve en önemlisi sağlıklı dokularda inanılmaz derecede koruma sağlanıyor. İki tümör olması halinde de daha homojen ışınlandığı ve iyi koruma sağlandığı için dozu çok yükseltilebiliyor.

Diğer yöntemler 3-4 santimetrelik tümörlerle sınırlı kalırken, Tomoterapi milimetrik mesafeleri aynı anda kesintisiz olarak ışınlayabiliyor. Yöntemle, aynı anda hem koruyucu hem de yok edici tedavi yapılabiliyor.''

Tomoterapi sisteminin, bünyesinde bilgisayarlı tomografi cihazı prensibi barındırdığı için hastanın tedaviye başlamadan önceki dokularının, tümörün yeri ve büyüklüğünün görülebildiğini anlatan Ayas, ''Hastanın etrafından tüm açılardan yoğunluk ayarlı radyoterapi (IMRT) veriliyor. Her tedavinin başlangıcında bütün detayın en ince ayrıntılarına kadar görülmesi sağlanıyor ve buna göre tedavi planlanıyor. Tedavi planı yapılan hastanın, süreç içinde kilosunun, tümörün şekli ve büyüklüğünün değişebileceği için, yöntemin özellikleri sayesinde her gün bu değişiklikler saptanabiliyor ve tedavi buna göre düzenleniyor'' diye konuştu.

KAYNAK : AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR