"Türk düşmanlığı üzerinden iç politika yapıyorlar"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Avrupa'nın dört bir yanında, hem AB'nin hem de Avrupa Konseyinin üzerine yükseldiği değerleri inkar eden reddeden, imha eden anlayışlar güç buluyor ve devam ediyor. Türkiye düşmanlığı, Türk düşmanlığı üzerinden iç politika yapıyorlar." dedi.
ABONE OLBakan Bozdağ, Laçin ilçe meydanında vatandaşlara hitabında, halk oylaması konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Dünyada 10 civarında terör örgütüyle eş zamanlı mücadele eden başka ülkenin olmadığına dikkati çeken Bozdağ, sadece terör örgütleriyle değil bu örgütlere silah temin eden, bu örgütlerin yularını elinde tutan karanlık dış güçlerle de eş zamanlı mücadele ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin güçlü olmasını istediklerini vurgulayan Bozdağ, "Zayıf bir Türkiye olsun diye uğraş veren içimizde ve dışımızda çevreler var. Karanlık güç odakları var. Anadolu'da Türkiye devletinin, Türk milletinin hür, bir, var olarak yaşaması, güçlü olması için bu topraklarda siyasi istikrarın tam ve sürekli olması şarttır. Eğer siyasi istikrar tam olmazsa, sürekli olmazsa Türkiye istikrarsızlıkların ülkesi haline gelir. Zayıf iktidarlar milletimizi de devletimizi de daha büyük bir zaafa uğratır. O yüzden biz diyoruz ki; Türkiye'nin öyle bir sistemi olmalı ki bu sistem daima siyasi istikrarda olsun. Güçlü iktidarlar ortaya çıkarsın."
Bozdağ, Türkiye'de millet sayesinde AK Parti iktidarıyla istikrar olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Bütün bu imkanlar AK Parti'de var neden AK Parti sistem değişikliği istiyor? Türkiye'deki istikrara baktığımızda liderlere bağlı bir istikrar var. Parlamenter sistemin çoğulcu bir istikrarı yok. Atatürk var o dönemde istikrar var. Adnan Menderes var o dönemde istikrar var. Turgut Özal var istikrar var. Recep Tayyip Erdoğan var istikrar var. Bütün istikrar dönemleri güçlü liderlerin olduğu dönemle sınırlı. Ama bu liderler siyasetten çekilince Türkiye hep istikrarsızlık gördü. İstikrarsızlığın bedelini hep aziz Türk milleti ödemiştir. Liderlere bağlı istikrar değil sisteme bağlı bir istikrarı bizim Türkiye'de tesis etmemiz lazım."
Bu sistem değişikliğinin Recep Tayyip Erdoğan için olmadığını vurgulayan Bozdağ, "AK Parti için değil, MHP için değil, bu sistem değişikliği aziz Türk milleti için ve Türkiye devleti için. Bu bir parti meselesi değil bir millet meselesi, bir memleket meselesidir ve onun için üzerinde duruyoruz. Tam da Tayyip Bey'den sonra Türkiye'de istikrar olsun, güçlü iktidar olsun diye biz bu sistem değişikliğini istiyoruz." diye konuştu.
- "Bunlar kendilerine demokrat"
Almanya'daki programlarının iptal edilmesine de değinen Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Alman Bakanı randevu talep etmişti. Adalet Bakanıyla görüşecektik randevumuzu biz de bunun üzerine iptal ettik. Almanya'da faşist bir uygulamayla karşı karşıya kaldık. Sayın Cumhurbaşkanımız ne dedi; 'Bu nazizmin yansımasıdır, bir yeni versiyonudur.' Ama Almanlar bundan çok alınmış. Açıklama üstüne açıklama yapıyorlar. Allah aşkına bir Türk Adalet Bakanı'nın orada vatandaşlarıyla bir araya gelerek kapalı bir salonda buluşması, konuşması bir insan hakkı değil mi? Bir toplanma hakkının gereğini yerine getirmek değil mi? Bir ifade hürriyeti hakkı değil mi? Madem siz demokrat bir ülkesiniz, hukukun üstünlüğü var. O zaman neden Türk toplumunun toplanma hakkına saygı göstermiyorsunuz? Neden Türk toplumunun istediği bir hatibi dinleme hakkını dinleme hakkına saygı göstermiyorsunuz? Neden bir Bakan'ın, meşru hükümet temsilcisinin kendini ifade etmesine imkan tanımıyorsunuz?"
Bozdağ, demokrat bir ülkenin güvenlik tedbirlerini alacağını, uygulamalarını ona göre yapacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Ama yapmadılar, rahatsız oldular. İzin de vermiyorlar. Güya demokrat. Bakın çok net söylüyorum bunlar demokrat falan değil. Kendilerine demokrat, kendilerine insan hakkı, kendilerine hukuk isteyenler sadece. Kendileri için istediklerini başkaları için istemeyenler. Demokrat dediğin kendisi için istediği hakkı ve hürriyeti herkes için ister. Ama bunlar öyle değil. Bu faşist uygulamalara nazizmin ayak seslerine karşı Sayın Merkel'e de hükümetine de buradan bir kez daha sesleniyorum; eğer antisemitizme, eğer ırkçılığa, eğer İslamofobyaya, eğer yabancı düşmanlığına karşı tedbir almazsanız, bu aşırılıkları yapanların dümenine kapılır onların kayığına binerseniz gün gelir Almanya'da sizi de bunlar konuşturmaz. Biz bulunduğumuz her yerde hakkın, hukukun demokrasinin insan haklarının savunucusu olmalıyız. Avrupa'nın dört bir yanında, hem AB'nin hem de Avrupa Konseyinin üzerine yükseldiği değerleri inkar eden reddeden, imha eden anlayışlar güç buluyor ve devam ediyor. Türkiye düşmanlığı, Türk düşmanlığı üzerinden iç politika yapıyorlar."