Taklidi aslını geçti
Mağazasında 300 ila bin 500 arasında satılan kaz tüyü montların sahtesi, orijinalini çoktan solladı.
ABONE OLŞimdilerde herkesin üzerinde outdoor kabanlar var. Tekstilde işportanın peşine takılmışken çok ilginç bir iddia ile karşılaştık. Sektörde tutunmak isteyen bazı markalar önce taklit ürün piyasasının kapısını çalıyor.
İstanbul’un taklit piyasasında bu yıl outdoor giyim ürünleri rüzgarı esiyor. Şimdilerde herkesin üzerinde, aynı tür mont görüyorsunuz. Teknik özelliklerinden dolayı 4 mevsim kullanılabilen ürün anlamına gelen outdoor markalar, son dönemde dünyanın da gözdesi. Bu kabanlar, su geçirmez dış katman, kaz tüyü veya yalıtımlı bir iç kısımlardan oluşuyor. Gobi çöllerinde, Himalaya'da, Kuzey kutbunda test edilip bizlere ulaştırılıyor kendileri.
ORİJİNALİ BİN, SOKAKTA 100 LİRADAN SATILIYOR
O yüzden çok pahalılar. Orijinal fiyatı 300 ile bin 500 lira arasında değişen ürünler şimdilerde; sokakta alenen satılıyor. İşportada 50 ila 250 liradan; Kadıköy ve Taksim'in pasajlarında ise 100 ile 300 liradan alıcı buluyor. Pazarlıkla yarı fiyatına bile alırsınız. Seyyar satıcılar da sıcak tutan kaz tüyü satışlardan memnun.
Ancak içlerinden birisi öyle bir şey iddia ediyor ki ‘söylemezsem çatlarım’ misali. Buna göre, taklit piyasasında sergilenecek ürünleri bazen talep, bazen de firmalar belirliyor. Nasıl oluyor da önceki sene, adını bile duymadığımız bir marka aniden tüm tezgahları süslüyor? Herkesin üzerinde kendine yer buluyor. Hatta ülkemizde doğru dürüst mağazası olmayan markalar, işportacıların elinde yükseliyor. Bu işe bir tuhaflık var dedik ve hikayeyi dinledik.
STRATEJİMİZ: REKLAMIN İYİSİ KÖTÜSÜ OLMAZ
Bu iddiaya göre; Türk perakende pazarında tutunmak isteyen bazı markalar, modellerin sahtesinin üretilip piyasaya sunulmasına ses çıkarmıyor. Hatta zımnen destekliyor. Nedenine gelince, hazır giyimde güçlü rakiplerle mücadele edip, isminizi duyurmak zorundasınız. Bunu başarmak yıllar alırken sahte ürünler sayesinde bu süre aylara inebiliyor. İşte iddia odur ki, kolay ve hızlıca pazarda yer edinmek isteyen şirketlerin yetkilisi, ilgilisi veya adı sanı her kimse birisi sahte piyasa ile dirsek temasında bulunuyor.
SEKTÖRDE TUTUNMAK İSTEYENİN YÖNTEMİ
Birleşik Markalar Derneği'nin kapısını çaldık açan olmadı, şirketlere danıştık haliyle toz kondurmadı. Biz de bildiğimiz en iyi yere yani sokağa çıktık.
Üsküdar Meydan’da ünlü outdoor markaların taklitlerini sergileyen satıcı, her akşam tezgah açtığını ve bu montlardan günde 5 ile 10 adet sattıklarını söylüyor. 50 ile 160 arasında sergilenen kabanların dalgıç kumaşından yapıldığını ve kış için birebir olduğunu anlatmayı ihmal etmiyor. “Mağazasında bin liradan ancak alabilirsin bunu” diyen satıcının yorumu dikkat çekici: “Şimdi markalar bu kadar bize karşı. Ama logolu kabanınla sen sokak sokak dolaşıp her yerde reklamını yaparken sesini çıkarmıyor. Neden? Çünkü işine geliyor. Metroda, manavda, kasapta bu kabanı gören de alıyor. Bu arada mağazasını gören de yok.”
RAFLARLA AYNI ANDA İŞPORTADA
Taksim ve Kadıköy'ün ünlü pasajları da bu tür kaban ve ceketlerin satıldığı yerlerin başında geliyor. Tezgahtar Murat, “Abi bizde bilmiyoruz, mal almaya giderler Merter, Bayrampaşa, Sultanbeyli ve Çekmeköy’deki atölyelerden getirirler. O sene neyin moda olacağını işte şu siyah poşetlerden çıkan ürünü görünce anlarız” diyor. Murat, bu yıl içi kaz tüyü olduğu iddia edilen montların kapış kapış gittiğini söylüyor. Pasajdaki mağaza yetkilisi, ürünlerin dalgıç kumaşından yapıldığını içlerinde kaz tüyü değil elyaf maddesi olduğunu anlatıyor ve ekliyor: "Zaten ötesi kimin umurunda, hemen tezgaha düşsün yeter."
Markası yazsın yeter
"Vatandaş bunu bilmiyor mu" diyoruz cevabımız hazır: “Bilmez mi abicim. Benim müşterim gençlerdir, son modayı takip eder. Onlar için önemli olan marka yazsın, üzerine yakışsın eh bir de yakışıklı olsun.” Kadıköy'de satış yapanlar da,bu yıl ki kutup modasından memnun. Aynı konuyu sorunca, "Abi Antartika'da bile üşütmez bu. Gerisini sorma, işin piyasası derin. Sonra suçlu sen olursun. Hadi çevir şuradaki vatandaşı sor bakalım, aynı şeyi söyler. Aynı mal, belki daha kalitelisi bazen aynı makineden çıkar gelir. Herkes bilir, kimse birşey söylemez" diyorlar.Aslında şunu bize özetliyor: "Bir mevsim tüm mağazalarda benzer modelde ve renkte ürünler satılır. Sonra adına moda denir."
Montu giy tanıtımı yap
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odası (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, hükümetin ve meslek kuruluşlarının mücadelesine rağmen sahte ürünlerin bir şekilde piyasadaki yerlerini aldığını belirterek, “Daha mağazadaki raflara gelmeden katalogdan veya vitrinden görüp birebir taklidini yapıyorlar” diyor. Palandöken, “Ayakkabı, çantada da aynı durum geçerli. Bir ürün önce taklit piyasada moda oluyor. Vatandaş, çok başarılı taklidi görünce onu tercih ediyor. Haliyle sektörde tutunmak isteyen markanın logosunu üzerinde taşıyan vatandaş bilmeden onun reklamını yapıyor. Üstelik teknoloji sayesinde ufak bir atölyede bile seri sahte üretim yapabilir onlarca mağazaya dağıtabilirsiniz” bilgisini veriyor.
Afiyet olsun!
Onun dışındakiler malum. Kaz tüyü mont, su geçirmez yelek, üşütmeyen ceket, başa gelmeyen dert, kutuplarda test, nakitte jest... Yolun başındayken nelere inanmışız? Eksik mi yazdık fazla mı? Ayılar da kutupta kaldılar mı açıkta? Anlayacağınız kafası iyice karışan, yolunu da şaşıran bizim yakışıklı prens, vahşi piyasa ormanında kaybolmuştu. Rivayete göre, kapitalizm canavarının midesine inmeden önce bizim pamuk kalpli kurbağanın ağzından şu sözler dökülür: " Büyükanne, gözlerin neden bu kadar büyük? Seni daha iyi görebilmek için yavrum. Peki dişlerin neden bu kadar uzun büyükanne? Seni daha iyi yiyebilmek için ..."