"Yüksekova Alpleri"ndeki Sat Buzul Gölleri
ülkemizin her köşesindeki doğal oluşumlu güzelliklerden her geçen gün yenisi keşfediliyor. Zaten bilinenleri ise muazzam manzaralarla karşımıza çıkıyor. İşte Hakkari'deki Cilo Dağları'ndaki Sat Buzul Gölleri bunlardan biri. Öyle güzel bir manzarası ve doğası var ki giden herkesi hayran bıraktığı gibi fotoğrafları görenleri de şaşırtıyor. Rengarenk çiçekler arasında bir araya gelen manzara görmeye değer.
ABONE OLHakkari'nin Yüksekova ilçesinde, el değmemiş doğasıyla öne çıkan, yeşilin tüm tonlarının, gökyüzünün maviliğinin, beyaz kar kütleleriyle buluştuğu Cilo Dağları'ndaki Sat Buzul Gölleri, eşsiz manzarası ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine başka bir dünyanın kapılarını aralıyor.
Güvenlik güçlerinin son yıllarda bölgede terör örgütü PKK'ya karşı yürüttüğü başarılı operasyonlarla huzur ve güven ortamının tesis edildiği Yüksekova'da yüksek rakımlı yaylalar ve doğal güzelliklerin bulunduğu alanlar, vatandaşların ziyaretine açıldı.
Bölgede saklı kalan güzellikleri görmenin mutluluğunu yaşayan ilçe sakinleri ile doğaseverler, düzenledikleri etkinliklerle terörden arındırılan bölgelere giderek yıllar sonra kavuştukları huzurun tadını çıkarıyor.
3 bin 500 rakımlı Cilo Dağı'nda yer alan ve "kesin korunacak hassas alan" ilan edilen Sat Buzul Gölleri de rengarenk açan çiçekleri, masmavi suyu ve erimemiş kar kütlelerinin bir arada görülebildiği eşsiz manzarasıyla ziyaretçilerini ağırlamaya başladı.
İsviçre Alpleri'ni aratmayan Cilo ve İkiyaka dağlarının zirvelerinde yer alan buzul gölleri, 20 metre yüksekten akan şelaleleri, seyrine doyumsuz manzarası ve el değmemiş doğasıyla görenleri büyülüyor.
Terör saldırıları nedeniyle 1995 yılında yaşadıkları İkiyaka Sat köyünü terk etmek zorunda kalan vatandaşlar da yıllar sonra köylerine ve buradaki buzul göllerine gelerek piknik yaptı, eşsiz doğanın tadını çıkardı.
- "Turizm akımının olacağını düşünüyoruz"
Sat Buzul Gölleri'ne gelen Yüksekova Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Osman Doğramacı, AA muhabirine, bölgede sağlanan huzur ikliminden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bölgenin doğa turizmine müsait olduğunu ve bunun değerlendirilmesi gerektiğini belirten Doğramacı, şunları kaydetti:
"Daha önce bu bölgelere gelmek kolay değildi ama bugün şükürler olsun ki terörle mücadelemizin geldiği nokta itibariyle buralarda gezebileceğiniz, bu doğa harikası yeri görebileceğiniz bir imkan söz konusu. Biz de hep beraber buraya geldik, bu güzel ortamı paylaştık. İnşallah ilerleyen zamanlarda nasıl İsviçre Alpleri'ne vatandaşlar gidiyorsa Yüksekova, Hakkari'ye de gelecek. Sırf buraları görmek için dünyanın dört bir yanında bir turizm akımının olacağını düşünüyoruz. Tabii buraların korunması şartıyla... Buralar doğa harikası yerler. Buzul gölleri, sadece Yüksekova'nın değil Türkiye'nin önemli değerlerinden birisi. İnşallah buralarla ilgili çalışmalarımız tamamlandığında vatandaşlarımız ülkenin her yerinin ayrı bir cennet olduğunu görecek."
Doğramacı, her karış vatan toprağının çok değerli olduğunu ve sahip çıkmak gerektiği vurguladı.
İlerleyen dönemlerde buraları hep beraber, turistlerle yaşayacaklarını ve yaşatacaklarını söyleyen Doğramacı, "Temmuzun sonuna gelmemize rağmen çiçeklerle rengarenk bezenmiş durumda. Bu zamanda böyle bir güzelliği görmek mümkün olmayabilir. Güvenlik güçlerimiz burada 3 bin 500'e varan rakımda görev yapıyor. Onların sayesinde ülkemiz şu an huzur içerisinde. Bu huzur devam edecek." diye konuştu.
- "Güvenlik açısından hiçbir sıkıntı yok"
Yıllar sonra doğduğu İkiyaka köyünü ziyaret etmenin sevincini yaşayan Naif Çelik ise "Keşke her zaman buralar böyle huzurlu olsa ve terör olayları hiç olmasa. Önceki yıllarda terör olayları nedeniyle gelemiyorduk ama şimdi devletimizin sayesinde rahatlıkla gelebiliyoruz. Güvenlik açısından hiçbir sıkıntı yok. Buralar anlatılmayacak kadar güzel. Buna sahip çıkmamız gerekiyor. Bu huzur ortamında kaymakamımız da bizleri ziyaret etti. Çok mutlu olduk." ifadesini kullandı.
Nizamettin Donat da "Devletimiz köylerimize kadar yol getirdi. 1995'te köyümüzü boşaltmak zorunda kaldık. O günden bu yana köyümüze gelemiyorduk. İlk kez bu yaylalara gelebildik." dedi.