2 bin 700 yıllık tapınak eski görkemine kavuşuyor
Van Gölü'nün en güzel manzarasına hakim olarak Urartu Kralı 2. Rusa tarafından yaptırılan Ayanis Kalesi ve 2 bin 700 yıllık Haldi Tapınağı, taşları yeniden yerine yerleştirilerek eski görkemine kavuşturuluyor.
ABONE OLUrartu Kralı II. Rusa tarafından Van Gölü'ne hakim tepeye yaptırılan Ayanis Kalesi'nde yürütülen kazı çalışmalarının bu yılki bölümünde 2 bin 700 yıllık tapınağın duvarlarındaki işlemeli taşlar birleştirilerek yerlerine yerleştiriliyor.
2 bin 700 yıl öncesinden bugüne ulaşan süslemeleri, kerpiç duvarları, taş işlemeleriyle Urartu Kırallığı'nın en görkemli yapılarından biri olan kalede 31 yıldır kazı ve restorasyon çalışmaları yapılıyor.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı'nın başkanlığında yürütülen kazı ve restorasyon çalışmalarında bu yıl 30 kişilik uzman ekip yer alıyor.
Çalışmalarda Urartular döneminin en kutsal mekanlarından biri olarak kabul edilen ve yıllardır sırrı çözülemeyen Haldi Tapınağı'nda, mimari üzerine oyulan işlemeli taşlar birleştirilerek eski yerine yerleştiriliyor. Alanında uzman akademisyenlerce özverili bir çalışmayla yapbozun parçaları gibi tek tek birleştirilen motifli taşlarla tapınağın eski görkemine kavuşması sağlanacak.
AÇIK HAVA MÜZESİ OLUŞTURULMASI PLANLANIYOR
Prof. Dr. Işıklı, AA muhabirine, Urartuların son büyük ve görkemli kalesinde tarihe ışık tutacak önemli çalışmaların yürütüldüğünü söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle 31 yıldır kalede çalışmaların devam ettiğini anlatan Işıklı, şu bilgileri verdi "Bu yıl çalışmaları daha çok onarma ve korumaya dönük hedefledik. Çok dar bir alanda kazı çalışmaları yapıyoruz. Hedefimiz kalenin en önemli yapı grubu olan Haldi Tapınağı ve onunla bağlantılı yapı kompleksleri. Burası aslında dünya üzerinde Urartulara ait en iyi korunmuş kültürel miras alanı olarak tanımlanabilir. Çekirdek tapınağı, podyumlu salonu ve olağanüstü taş işçiliği ve buluntular açısından dünya üzerinde bu kadar zengin Urartu verisinin sağlandığı başka bir alan yok."
Kale ve iiçindeki tapınağın ülke turizmine kazandırılması için çalışma yürütüklerini belirten Işıklı, "Bu sene öncelikli olarak tapınağın içerisinde 'sella' olarak tanımladığımız merkez tapınak içindeki onarım ve koruma çalışmalarına ağırlık vermeye çalıştık. Özellikle tapınağın içerisinde dünyada eşi ve benzeri olmayan taş oyma üzerine yapılmış 'intaglio' diye tanımlanan bezemelerle süslü duvarlar var. Yine olağanüstü işçiliği olan ve dünyada eşi benzeri olmayan üzeri bezemeli su mermerleri var. Bu alanda çok ciddi taş restorasyonu yapmamız gerekiyordu. Bunların aslına uygun korunması ve onarılması gerek. Bu yıl elimizde orijinal parçalarla bir bütün yaratmamak hedefindeyiz. Tüm tapınak alanını bir çatı etrafında koruyup Urartuların kutsal değerlerini anlatan, kültürlerini canlı olarak yansıtan bir açık hava müzesi oluşturmayı planlıyoruz."
TAPINAK TÜM İHTİŞAMIYLA TURİZME HİZMET EDECEK
Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Ayşegül Akın Aras da tapınağın duvarlarına orijinal intaglioları yerleştirmek için titiz bir çalışma yürüttüklerini söyledi.
Tapınağın eski görkemine kavuşması için işlemeli taşları tek tek duvarlardaki yerlerine orijinline uygun bir şekilde yerleştirmeye çalıştıklarını ifade eden Aras, "Urartular taş blokların üzerini oyarak din anlayışları doğrultusunda bir birinden farklı motifler koymuşlar. Oyulmuş bu taşlara işlemeli orijinal parçalarını yerleştiriyoruz. Orijinal taşların yerini bulmasıyla tapınak tüm ihtişamıyla turizme hizmet edecek." şeklinde konuştu.