Osmanlı camilerini kiliseye çevirdiler! Kırım Tatarları özüne döndürdü
Osmanlı Devletinin hükmettiği ülkelerdeki Türk mimari eserleri araştıran Yüksek Mimar Mehmet Emin Yılmaz, "Kiliseye Çevrilen Türk Eserleri" isimli kitabında Kırım'da kiliseye çevrilen camilerin özüne dönmesi için Kırım Tatarlarının mücadelesiyle iki camiyi geri aldığını anlattı.
ABONE OLOsmanlı Devletinin hükmettiği ülkelerdeki Türk mimari eserleri araştıran Yüksek Mimar Mehmet Emin Yılmaz, Kırım'da kiliseye çevrilen camilerin özüne dönmesi için Kırım Tatarlarının mücadelesiyle iki camiyi geri aldığını söyledi. Osmanlı eserlerinin izini sürdüğü 19 ülkedeki Türk mimari eserlerini "Kiliseye Çevrilen Türk Eserleri" isimli kitabında toplayan Yılmaz, Azerbaycan, Bosna Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Ermenistan, Güney Kıbrıs, Gürcistan, Hırvatistan, Karadağ, Kırım, Kosova, Macaristan, Makedonya, Moldova, Romanya, Sırbistan, Ukrayna, Yunanistan ve Türkiye'de kiliseye çevrilen eserleri inceledi.
Kırım'daki Türk eserlerinin güncel durumlarına ilişkin AA muhabirine konuşan Yılmaz, araştırmaları sonucunda Kırım'da 7 Türk-İslam eserinin kiliseye çevrildiğini söyledi. Eserlerle ilgili bilgi veren Yılmaz, "Kırım'da kiliseye çevrilen camilerin özüne dönmesi için mücadele eden Kırım Tatarları 2 camiyi geri aldı. Alamadıkları camilerden biri kilise olarak kaldı, kiliseye dönüştürülen diğerleri ise süreç içerisinde yıkılarak tamamen kayboldu." dedi.
Yılmaz, Kefe'de 1623 yılında inşa edilen Müftü Camisi'nin Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edilmesinin ardından 1787-1932 yılları arasında Ermeni Katolik kilisesine çevrildiğini kaydederek, "Kilise olarak kullanılmaya başlanan cami, minaresinin şerefeden yukarıda kalan kısmı yıkılarak çan kulesine dönüştürüldü. 1995'te sürgünden vatanlarına dönen Kırım Tatarlarına iade edilerek tekrar cami olarak ibadete açıldı." diye konuştu.
Kefe'de 1665'te inşa edilen Seyyid Musa Efendi Türbesi'nin Müftü Camisi ile 1787'de Ermeni Katolik kilisesinin bir binası olarak kullanıldığını belirten Yılmaz, yapının daha sonra yakıldığını, günümüze sadece tahrip olmuş yıkıntı binalarının ulaştığını bildirdi.
"VATANLARINA DÖNEN KIRIM TATARLARI KİLİSEYİ TEKRAR CAMİYE DÖNÜŞTÜRDÜ"
Gözleve'de 18. yüzyılda inşa edilen Cemaleddin Efendi Camisi'nin Sovyet rejimi tarafından 1928'de ibadete kapatıldığını ifade eden Yılmaz, şehirdeki vandalizm sırasında minaresi yıkılan caminin 1947'de kiraya verildiğini kaydetti. Protestan cemaati tarafından kilise olarak kullanılmaya başlanan caminin, Baptistlere ve Yedinci Gün Adventistleri'ne hizmet vermeye başladığını dile getiren Yılmaz, Sovyetler Birliğinin ortadan kalkmasıyla vatanlarına dönmeye başlayan Kırım Tatarlarının mücadelesiyle yapının tekrar camiye döndürüldüğünü söyledi.
Kerç şehrinde boğazı korumak üzere 1703'te inşa edilen Kale Camisi'nin kiliseye çevrildiğini belirterek, "Kale Camisi yıktırılarak, yerine 1799 yılında 'Meryem Ana'nın Dirilişi' adlı kilise inşa ettirildi. Yenikale, Rusya hakimiyetine geçtikten sonra Kerç Kapısı tarafında bulunan üç farklı cami ya da mescit de ortadan kaldırıldı. 2. Dünya Savaşı esnasında büyük ölçüde tahrip olan kilise günümüze ulaşamadı." ifadelerini kullandı.
KALE CAMİSİ, OSMANLI HAKİMİYETİ SONRASI RUS ORTODOKS KİLİSESİNE ÇEVRİLDİ
Sudak'taki Kale Camisi'nin ise üç kez kiliseye çevrildiğini kaydeden Yılmaz, caminin en eski Türk-İslam eserlerinden birisi olduğunu, 13. yüzyılda Kırım'a Sarı Saltuk'la birlikte gelen Selçuklu Türkleri tarafından inşa edildiğini söyledi. Caminin günümüzde müze olarak kullanıldığını dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti "1373-1475 yılları arasında Dominiken Katolik Kilisesi olarak kullanılan Kale Camii, Sudak'taki Osmanlı hakimiyetinin sona ermesinin ardından 1778'de Ruslar tarafından minaresi yıktırılarak, Aziz Matta adıyla Rus Ortodoks kilisesine çevrildi ve camiye çan kulesi eklendi. 1816'da askeri garnizon olarak kullanılan cami, 1883'te şehirdeki Ermeni cemaatine tahsis edilerek, Ermeni Katolik kilisesi olarak kullanıldı. Daha sonra bir süre depo olarak kullanılan cami, en son 1986'da onarıldıktan sonra müzeye dönüştürüldü."
Yılmaz, 16. veya 17. yüzyılda inşa edilen Bahçesaray'a bağlı Yeni Sala köyündeki Cuma Camisi'nin 1928'de Sovyetler Birliği idaresi tarafından ambar olarak kullanıldığını, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra caminin kiliseye çevrilerek, Ortodoks Hristiyanlar'a verildiğini sözlerine ekledi.