4 asırlık "Padişah hediyesi" Osmanlı lezzeti

Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme ve konaklarıyla UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Karabük'ün Safranbolu ilçesinde 5 kuşaktır üretim yapan ailenin has beyaz undan hazırladığı simitler, yerli ve yabancı turistlerin beğenisini kazanıyor.

ABONE OL
GİRİŞ 16.03.2021 10:37 GÜNCELLEME 16.03.2021 10:46 SEYAHAT
4 asırlık "Padişah hediyesi" Osmanlı lezzeti
4 asırlık "Padişah hediyesi" Osmanlı lezzeti

Karabük'ün Safranbolu ilçesinde, 1593 tarihli Üsküdar Şer'iyye Sicili'nde "simid-i halka" adı verildiği bilinen Osmanlı simidi, yaklaşık 4 asırdır değişmeyen lezzetiyle üretilmeye devam ediliyor. Padişahlar tarafından ramazanda iftardan sonra askerlere verildiği için "padişah hediyesi" olarak adlandırılan Osmanlı simidinin üretimi, UNESCO tarafından "Dünya Mirası" kabul edilen Safranbolu'da bir aile tarafından hiç ara verilmeden 5 kuşaktır sürdürülüyor.

Osmanlı mimarisi, şehir hayatı ve kültürünü bugüne kadar yaşattığı için "Osmanlı'nın parmak izi" şeklinde adlandırılan, Cinci Hanı ve Hamamı, Köprülü Mehmet Paşa, İzzet Mehmet Paşa, Dağdelen, Hidayetullah ve Kaçak (Lütfiye) camileri, İncekaya Su Kemeri, tarihi konak, çeşme ile arastalar (loncalar) gibi önemli yapılara sahip ilçede, has beyaz undan yapılan simitler, yerli ve yabancı turistlerin beğenisini kazanıyor.

Osmanlı simidi geleneğini Safranbolu'da dedelerinden aldığı terbiye ve eğitimle çocuklarıyla yaşatmaya devam eden Mehmet Koca, gördükleri ilgiden memnun.

"SAFRANBOLU SİMİDİNİN YAPILIŞI FARKLI"

Koca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 150 yıl önce dedesinin babasıyla başlayan simit üretimini dördüncü kuşak olarak sürdürdüğünü söyledi. Halen en eski tarife bağlı kalarak üretilen simitlerin asırlardır ilçede büyük rağbet gördüğünü vurgulayan Koca, simitlerinin kendine has lezzeti bulunduğunu anlattı.

Dedesinin babasından önce de başka aileler tarafından aynı fırında yaklaşık 250 yıldır simit üretildiğine dikkati çeken Koca, "Safranbolu simidinin yapılış olarak bir farkı vardır. Büyük bakır kazanda haşlıyoruz ve odun ateşine atıyoruz. Susamsız olanlar sade, susamlı olanları ise dut pekmezinden yapıyoruz." diye konuştu.

İki oğlunun da beşinci kuşak olarak simit ürettiğine işaret eden Koca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde paket servis yaptıklarını belirtti.

"DÜKKAN ÖNÜNDE KUYRUK OLUYOR"

Ürettikleri simidin ününün ilçe sınırlarını aştığını vurgulayan Koca, sözlerini şöyle tamamladı "Turistlerin genelde ilgisi var. Salgından önce Çinliler ve Japonlar daha yoğunluktaydı. Tadımlık olarak alıyorlardı. Bizi Japonya'da Safranbolu'dan daha çok tanırlar sanıyorum. Bayram gibi özel günde ilçemize gelen yerli turistlerimiz de simidimize ilgi gösteriyor. Dükkan önünde kuyruk oluyor. Pandemi dönemi bitince daha iyi olacak diye düşünüyorum."

 

KAYNAK : AA
YORUMLAR 6 TÜMÜ
  • adlklc 3 yıl önce Şikayet Et
    Rize simidi ne zaman Safranbolu simidi oldu ?
    Cevapla
  • ada 3 yıl önce Şikayet Et
    o simit safranboluya değil kastamonuya has türkülere konu olmuş tirit yapılan kel simittir. öyle tavada tepside pişmez o simitler fırına girmeden pekmezli suda kaynatılır ağaç kürekle fırına kızgın tuğla üzerine bırakılır pişirilir. bir haberi yaparken adam gibi araştırarak yapın milleti yanıltmayın kastamonunun asabını bozmayın
    Cevapla
  • Fevzi 3 yıl önce Şikayet Et
    Helal
    Cevapla
  • Abdullah Gazi 3 yıl önce Şikayet Et
    Üzerinde susamda olsa ne yenirdi be, Yine de elinize sağlık kardeşim.
    Cevapla
  • Yasin cebeci 3 yıl önce Şikayet Et
    Kardeş ben safranboluluyum.susamsizi çok daha güzel dir.yanina bide köpüklü ayran ohhh miss.biz ona cimitsiz simit deriz
    Cevapla
  • Ahmet 3 yıl önce Şikayet Et
    Elinize sağlık
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR