Pandemide en çok ilgi gören rotalardan!

Temiz havası ve doğal güzellikleriyle adından söz ettiren Denizli'nin Beyağaç ilçesi, Hanay Evleri, Kartal Gölü, Topuklu Yaylası ve anıt ağaçlarıyla ziyaretçilerini bekliyor.

ABONE OL
GİRİŞ 01.09.2021 09:35 GÜNCELLEME 01.09.2021 09:35 SEYAHAT
Pandemide en çok ilgi gören rotalardan!
Pandemide en çok ilgi gören rotalardan!

Denizli’de Hanay Evleri, Kartal Gölü, Topuklu Yaylası ve anıt ağaçlarıyla ünlü Beyağaç, pandemi yasaklarında en fazla ilgi gören ilçelerden birisi oldu. Temiz havası ve doğal güzellikleriyle adından söz ettiren Beyağaç, ziyaretçilerini bekliyor. Denizli’nin Muğla iline sınır ilçesi koruma altında olan 1350 yaşındaki kızılçam ormanıyla ünlü, Kartal Gölü, Topuklu Yaylası, Yumaklı Yaylası, Karagöl gibi doğal güzelliklere sahip, serin ve temiz havasıyla ünlü doğa harikası ilçe pandemi yasaklarında büyük ilgi gördü.

Belediye tarafından yaptırılan Hanay Otel Evlerinde konaklayan yerli ve yabancı misafirler, ilçenin ve doğal güzelliklerin tanıdı çıkarttı. Beyağaç Belediye Başkanı Mustafa Akçay, bölgenin parlayan yıldızı oldukları söyledi. Beyağaç’ın tanıtımına, doğa turizminden daha çok pay alabilmesi için projeler hazırlamaya devam ettiklerini anlatan Başkan Akçay, yerli ve yabancı turistleri, doğa tutkunlarını ilçeye davet etti. 

EREN GÜNÜ ETKİNLİKLERİ

Beyağaç’ta Muğla ve çevre illerde yaşayan Yörükler için son derece önemli olan Eren Günü’nün yapıldığını, her yılın son Perşembesi Çiçek Baba zirvesinde toplanan yörüklerin mezar etrafında 3-5-7 kez dönerek dua ettiklerini kurban kestiklerini anlatan Başkan Akçay, “Bugün atalarımızın geleneksel olarak her yıl yapmış olduğu Köyceğiz ve Beyağaç ilçeleri arasındaki coğrafyada Göl yeri dağları dediğimiz ama yöre halkının Sandıras Dağları dediği Çiçek Baba zirvesinin olduğu yerdeyiz.  Yaklaşık 2 bin 200 rakımlarındayız. Zirvenin olduğu yerde bulunuyoruz. Bu yörede zirvede dağın eteklerinde Köyceğiz kısmında ve Beyağaç kısmında yaşayan Yörüklerin yılda bir kere Ağustos ayının son Perşembe günü hasat şenliği şeklinde buluştukları bir günü, bugün burada yaşıyoruz. Yaklaşık bu organizasyonu 700 yıldan bu yana devam ettiğiyle ilgili bilimsel veriler var. Özellikle bu bölgedeki, kurban ziyaretiyle ilgili akademik çalışmaları da biz Beyağaç bölgemizde Pamukkale Üniversitesi ile birlikte, Sıtkı Koçman Üniversitesi ile birlikte bu yıl Aksaray Üniversitesi ve Mehmet Akif Üniversitesinden hocalarımızla birlikte çalışıyoruz. Devam ediyoruz. Biraz özetlemek gerekirse yöre halkı, yöre insanı, buraya gelmeyi bir ihtiyaç hissediyor. Gelmediği zaman önümüzdeki yıl hasadının ürünün bereketli olmayacağını düşünüyor. Burada muhterem bir zaat Eren Babanın yattığına inanıyor. Bizim tahminimiz öngörümüz o dur ki Anadolu’nun Türkleşmesi, Müslümanlaşması sırasında Horasandaki erenlerin Anadolu’ya İrşat için görevlendirilen veli zaatlardan birisi olduğunu düşünüyoruz. Yöre halkı her yıl Ağustos ayının son perşembesi buraya çıkıyor burada küçükbaş hayvanın kesiyor. Eşiyle dostuyla arkadaşlarıyla burada çevirme kebap şeklinde yiyor artanlarını da Beyağaç’a veya Köyceğiz’e götürüyor orada da konu komşusuna dağıtıyor. Burada biraz kutsama durumu söz konusu buradaki mezarın içindeki toprağın buradan vatandaşlarımız tarafından alınarak araziye serpme küçük taşlardan alarak zahire ambarlarına koyarak bereket getirdiğinin inancı var. Bizde atalarımızın yaklaşık 700 yıldan bu yana gerçekleştirdiği bu yıl Beyağaç’tan akademisyenlerle beraber misafirlerimizle beraber yöre halkımızla beraber geldik gerçekleştiriyoruz biraz sonra öğleden sonra program burada bitecek. Köyceğizliler Köyceğiz’e, Beyağaçlılar, Beyağaç’a geri dönecek. Bir yıl sonra tekrar buluşacaklar” dedİ.

BEYAĞAÇ BÖLGENİN PARLAYAN YILDIZI

“Beyağaç doğal güzellikleriyle Denizli’nin farklı ilçelerinden bir tanesi” diyen Başkan Akçay, “Özellikle son dönemde pandemi dönemi salgın hastalık dönemi ve son yıllardaki turizm anlayışının değişmesiyle Beyağaç bu bölgenin Denizli’nin parlayan yıldızı. Doğal turizmin alt yapısıyla ilgili bizim Beyağaç’ta çalışmalarımız var. Misafirlerimizi konaklattığımız Hanay evler var. Orada devam eden inşaatlarımız var. Turizm alt yapısıyla alakalı. Topuklu Yaylası var bu güzergah üzerinde 1400 rakımlı bir yayla. Bu bölgenin en güzel yaylası suyuyla beraber, Yumaklı Yaylası Karagöl Yaylası. Beyağaç’la Köyceğiz arası yaylalarla dolu değişik rakımlarda değişik güzelliklerde. Burada salgın döneminde insanların turizm anlayışının değişmesiyle beraber kendilerini güvence altına almasıyla beraber kendini doğanın içerisine bırakması nedeniyle son zamanlar da bu taraflar yükseler bir değer niteliğinde inşallah önümüzdeki günlerde biz elimizdeki mevcut doğal güzelliklerin kıymetini kadrini bilerek onları tahrip etmeden bozmadan inşallah bizden sonraki nesillere aktarmak iletmek yetiştirmek gibi kültür ögelerimizi taşımak gibi bir sorumluluğumuz var. İnşallah bu sorumluluğumuzu gerçekleştireceğiz. Yıllarca bu eren günü etkinliklerini sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

DOĞA HARİKASI KARTAL GÖLÜ

Kartal Gölünün ender doğa harikalarından birisi olduğuna dikkat çeken Başkan Akçay, şöyle konuştu “Kartal Gölü, buraya yaya olarak 3,5 kilometre mesafede. Biz her yıl Çarşamba günü vatandaşlarımız Kartal Gölü’ne geliyorlar. Orada Eren Günü etkinlikleri kapsamında Kartal Gölü Yörük Şenliklerini icra ediyoruz. Gece orada konaklayarak sabahleyin erkenden şafak vakti geleneksel yürüyüşümüzü gerçekleştiriyoruz. Buradaki urgan ziyaretimizi yapıyoruz. Kartal Gölü’de 1903 rakımlı çok özel bir göl. Tabiatı koruma alanı içerisinde korunacak hassas alan içerisinde doğa harikası bir yer. Biz hem Beyağaç’ımızı hem Yumaklı’mızı hem Karagöl’ümüzü Kartal Gölümüzü Topuklu Yaylamızı ve Ereni bu bölgeyi doğa tutkunu izleyicilerimizi. Bizleri izleyen bütün izleyicilerimizi davet ediyoruz. Kendilerini misafir etmekten şeref duyacağımız belirtmek istiyoruz” 

İlçe sınırlarında yer alan anıt orman hakkında da bilgiler veren Başkan Akçay, “Çok kısa sürede içerisinde yaşadığımız yangınlar çiğerlerimizi dağladı. Ülkemizin her yerinde çıkan yangınlarda yayan ağaçlar bizi olumsuz etkiledi. Bu yangın döneminde en çok endişeye sevk eden sebep, 1350 yaşlarında anıt karaçam ormanımız var. Dolayısıyla bu değerimizi kaybetmekten korktuk. Yaklaşık 1350 yaşında 79-80 civarında bir ağaç var. Ama yaş olarak daha az olan bin yaş, sekiz yüz yaş ayrı bir orman var orada. Karaçam ormanı olarak bir olarak tek ağaçlar var ama orman şeklinde sadece bu bölgede var. Orayı gözümüz gibi koruyoruz. Orayı da bizden sonraki nesillere inşallah yakmadan, yıkmadan, bozmadan bizden sonraki çocuklarıma geleceğimize, gezginlerimize oraları gezme fırsatı vereceğiz” şeklinde konuştu.                     

KAYNAK : İHA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR