Mısır'da bir Türk mirası: Tolunoğlu Ahmet Camii

Türklerin Mısır'a bıraktığı en önemli kültürel miraslardan biri olan Tolunoğlu Ahmet Camisi, yaklaşık 1140 yıldır bütün ihtişamıyla dimdik ayakta.

ABONE OL
GİRİŞ 27.11.2021 16:14 GÜNCELLEME 27.11.2021 16:14 SEYAHAT
Mısır'da bir Türk mirası: Tolunoğlu Ahmet Camii
Mısır'da bir Türk mirası: Tolunoğlu Ahmet Camii

Rivayete göre hikâyesi bir atın ayağının sürçmesi ile başlayan ve büyük bir külliyenin yapımı ile sona eren Tolunoğlu Ahmet Camisi, kendine özgü minaresi ile yaklaşık 1140 yıldır bütün ihtişamıyla dimdik ayakta duruyor.

Mısır'daki "ilk Türk devleti" olarak bilinen Tolunoğulları devletinin kurucusu Ahmet bin Tolun tarafından yaptırılan cami, başkent Kahire'deki Fustat'ın (eski şehir) kuzeydoğusunda yer alıyor.

Türklerin Mısır'a bıraktığı en önemli kültürel miraslardan biri olan Tolunoğlu Ahmet Camisi, Türklerin Orta Asya mimarisinin bir yansıması olarak da değerlendiriliyor.

Tamamen tuğladan inşa edilen külliye, cami, hastane, eczane ve iki hamamdan oluşuyor. 

Yapıya ait kitabe, harimde bulunan paye üzerinde yer alıyor. Söz konusu kitabede yapının hicri takvime göre 265 yılında (miladi 879) tamamlandığı bilgisi yer alıyor.

Memlük Sultanı Laçin döneminde restorasyon

Sanat tarihçileri, Memlük Sultanı Laçin döneminde aslına uygun olarak restore edilen Tolunoğlu Ahmet Camisi'nin, mimarisi ve süslemeleriyle Abbasi geleneğini, özellikle Samarra üslubunu devam ettiren bir eser olduğunu kaydediyor.

Kûfe planlı cami, ortada kare formlu üç kenarı revaklarla çevrili bir avlu ve bu avluyu kuşatan sahınlardan oluşuyor.

Dış avluya 19 kapıdan girilen külliyenin iç avlusuna da başka 19 kapıdan geçiliyor ve buradan harime giriş sağlanıyor.  

Caminin en önemli özelliklerinden biri minaresi

Camiyi Mısır'daki diğer İslami yapılardan ayıran en önemli özelliği olan minaresi, 1296'da Memlük Sultanı Laçin'in talimatıyla yapılan onarım sırasında düzgün kesme taşla orijinal şekline yakın bir formda yenilenmiş.

Caminin kuzeybatı köşesinde yer alan minare orijinalde tuğla malzemeden ve spiral şekilde inşa edilmiş.

Sultan Laçin, orijinalinde çeşme bulunan avlunun ortasında kubbeli bir şadırvan yaptırmış. Onarımlarda yapıya silindirik formlu yüksek bir kasnak üzerine oturan kubbe de eklenmiş.

Samarra üslubunun devamı

Abbasi geleneğini devam ettiren yapı, büyük oranda Irak'taki Samarra Camisi'ni andırıyor. Kahire'de bol miktarda taş bulunmasına rağmen caminin tuğla malzemeyle yapılması bile Samarra üslubunun devamının işareti olarak görülmekte. Minarenin sarmal bir formda inşa edilmesi de Samarra Camisi'nden esinlenildiğini gösteriyor.

Tolunoğlu Ahmet Camisi'nin süslemelerinde ise Abbasi, Samarra ve Bizans dönemi etkileri hissediliyor. Süslemelerin daha çok harimde yoğunlaştığı görülüyor.

Minber, ahşap malzemeden inşa edilmiş ve Sultan Laçin tarafından yenilenmiş. Geometrik ve bitkisel kompozisyonun birlikte kullanıldığı mihrap da devrin en güzel örnekleri arasında yer alıyor. 

"Mısır'ı sel alsa da cami kuru kalsın"

Camiyle ilgili bir rivayet daha var. Buna göre, Ahmet bin Tolun, caminin sarp kayaların bulunduğu yüksek bir yere yapılmasını ister.

Bunun sebebi sorulduğunda ise Tolunoğlu, "Öyle bir yere inşa etmeliyim ki Mısır'ı sel alsa da cami kuru kalsın, bütün Mısır yansa da ateş camiye dokunmasın." der.

KAYNAK : AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR