Kürecik ve İncirlik kapatılacak mı? Erdoğan cevap verdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cenevre'de yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun Kürecik ve İncirlik’le ilgili itidal tavsiyesine cevap verdi ve "Her adımını dikkatli şekilde sürdüren bir iktidar var. Gerek İncirlik (üssü), gerek Kürecik (üssü), gerekirse ikisi birden… Biz nerede itidalli davranacağımızı, nerede kararlı adımlar atacağımızı gayet iyi biliyoruz."dedi.

ABONE OL
GİRİŞ 18.12.2019 12:58 GÜNCELLEME 19.12.2019 00:19 SİYASET
Kürecik ve İncirlik kapatılacak mı? Erdoğan cevap verdi
Kürecik ve İncirlik kapatılacak mı? Erdoğan cevap verdi

İsviçre’nin Cenevre kentinde aralarında Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk'ün de aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularını cevaplandıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Kılıçdaroğlu’nun Kürecik ve İncirlik’le ilgili itidal tavsiyesi var. Ancak arşivler, Kılıçdaroğlu’nun “Gerekirse İncirlik kapatılsın” sözünü hatırlatıyor..." sorusu üzerine şunları söyledi;

KILIÇDAROĞLU KENDİNE GÖRE TERS KÖŞE YAPMAYA ÇALIŞIYOR

 

"O açıklamalar hatırlanırsa demek ki çok isabetli olacak. Çünkü, “Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur” noktasında. Yalan ne yazık ki bol. Burada neyin itidalinden bahsediyorsun? Bir tarafta yaptırımları gündeme getirenler var. Bu adımı atmazsanız, “Bak, yaptırımdan bahsediyorlar. Neyi bekliyorsunuz?” diye söylemeye başlayacaklar. Kılıçdaroğlu kendine göre bizi ters köşe yapmaya çalışıyor.


GEREK İNCİRLİK, GEREK KÜRECİK, GEREKİRSE İKİSİ BİRDEN...

Her adımını dikkatli şekilde sürdüren bir iktidar var. Gerek İncirlik (üssü), gerek Kürecik (üssü), gerekirse ikisi birden… Eğer bu ülkenin değerlerine saygı duyuyorsanız, “Bu ülkenin geleceği için biz de bir şey katalım” diyorsanız, o zaman atılan bu adımlarda bize itidali nerede tavsiye edeceğinizi iyi düşünün. Buna kalsa bunlar, bize terörle mücadelede de itidal tavsiye edecekler. Hala da ediyorlar. Biz nerede itidalli davranacağımızı, nerede kararlı adımlar atacağımızı gayet iyi biliyoruz."

NET KANAL İSTANBUL CEVABI

 

SORU: Kanal İstanbul, Türkiye’nin gündeminde fakat daha çok çevre noktasından eleştiriler geliyor. Denizin tuz dengesinin bozulacağı, deprem riskinin artacağı vb. söyleniyor. Bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Buradan “Gezi” gibi bir çevre istismarı çıkar mı?

Bugüne kadar burayla ilgili bu değerlendirme yapanların ne gibi bir çalışması olmuş önce bunu sormak lazım. Bu iş Nasreddin Hoca hikayesine benzer: Nasreddin Hoca damdan düştüğünde hemen doktor çağırmışlar.  O, “Bana damdan düşeni getirin” demiş. Biz damdan düştük. Mesela bazı akademisyen arkadaşlar bana, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım sırasında, “Haliç temizlenmez. Haliç’in doldurulması lazım” demişlerdi. Ama ben damdan düşenlerle konuştum. Bana “Başkanım, Haliç’i doldurmaya kalkarsak iki dağ adeta bir araya gelir. Bir taraftan Fatih öbür taraftan Beyoğlu o da oraya iner” dediler. Biz ne yaptık? Haliç’in içindeki çamuru, 9,5 kilometre uzaklığa, Alibeyköy’e, taşocağına pompaj sistemiyle aktardık. Adeta tülbent gibi sistemle çamur üzerinde kaldı, su ise ters pompajla Haliç’e geri gönderildi. Orada 650 bin metrekarelik bir alan kazandık.

Kanal İstanbul’a bileşik kaplar usulüyle bakın. Tuzlu su, az tuzlu su... Bunlar bir araya geldiği zaman ortaya ne çıkar? Bunun bir ortalaması çıkar. Karadeniz’in tuz oranı nedir? Marmara’nın tuz oranı nedir? Olaya buradan bakılması lazım. Buradan bakarsanız, ortalamasını yakalarsınız. Kaldı ki bizim burada derdimiz şu: Hatırlayanlarınız varsa, Selimiye’nin önlerinde Independenta tankeri 7-8 ay yandı. Hatta o patlamada hamilelerin erken doğum yaptığı bile yazıldı. Bunun dışında gerek Karadeniz’den gelirken gerek Marmara’dan giderken yalılara çarpan kuru yük gemileri, tankerler oldu. Daha son zamanlarda da bu tür bir kaza yaşandı. Şimdi bu mudur çevre hassasiyeti yoksa bu tehlikelerden arınmış bir kanal mı?



BU İŞİN BİR DE BU GÜZELLİĞİ VAR

Kaldı ki Boğazlarda, Montrö’de bize tanınan bir hak yok, istedikleri gibi gelip geçiyorlar. Düşünün, sizin Boğazınızı kullanıyorlar ama hiçbir şey elde edemiyorsunuz. Öyle bir durum var. Kanal İstanbul ise böyle değil, Süveyş Kanalı’nda ve diğerlerinde oraların nasıl kendilerine ait hakları varsa biz de bu yatırımı yaptığımız zaman bu tür bir hukukumuz doğacak. Üstelik kaza endişesi de taşımayacaksın. İşin bir de bu güzelliği var. 

ÇOK DAHA FARKLI BİR NOKTAYA GELECEK

Bu proje kapsamında çok farklı bir İstanbul’u inşa edeceğiz. Üzerinde 5 tane köprünün olduğu, içme suyu hatlarının deplase edildiği bir modeli hayata geçireceğiz. Bundan inanın bunların haberi yok.  Hatta, televizyonlarda da Kanal İstanbul’la ilgili görüntüler var. O görüntüler işin nihai hali değil. Onlar üzerinde de bazı çalışmalar yapılarak çok daha farklı bir noktaya gelinecek. Bize göre bu proje, İstanbul’un güzelliğine çevrecilik açısından güzellik katacak ve Boğaz’daki çevre tehdidini ortadan kaldıracak.

BU YATIRIMLARDA GERİ ADIM ATMAMIZ SÖZ KONUSU DEĞİL

SORU: 17-25 Aralık kumpasının üstünden 6 yıl geçti. 6 yıl önce Türkiye’nin devasa projeleri engellenmeye çalışıldı. Hala engellemeler var mı?

Zaman zaman olmuyor değil maalesef...  Öyle de olsa, böyle de olsa biz bütün bu engellemelere rağmen projelerimizi hayata geçirmeye devam edeceğiz. İşte yüksek hızlı trenler çalışıyor, tüneller açılmaya devam ediyor. Birileri istemiyor diye bu yatırımları durduramayız. Geçen baktım; şehir hastaneleri ile ilgili de yine bir olumsuz yaklaşım sergilemişler. Ne imiş? “Yoğun bakımda ilaç, ameliyathanelerde sarf malzemesi yok” diyorlar. Sonra bir televizyonda izledim. Ankara Şehir Hastanesi’nin başhekimi öyle rakamlar verdi ki ben bile o rakamları hayal edemezdim.  Ameliyatlar noktasında da “Asla bir sıkıntımız söz konusu değil” diyor. Sonra ameliyat rakamlarını verdi. 3-4 tane hastane kaldırıldı. Nereye geldi onlar? Ankara Şehir Hastanesi’ne geldi. Şehir hastanesinde tedavi olanlar memnuniyetlerini bildirirken, ana muhalefetin başındaki zat, Türk Tabipler Birliği ideolojik yaklaşıyor. Onun için bizim bu yatırımlardan geri adım atmamız söz konusu değil. İşte şu anda İstanbul İkitelli’deki şehir hastanemiz devasa bir hastane oluyor. Avrupa yakasının ciddi bir bölümünün yükünü alacak. Anadolu yakasının da ihalesi şu anda yapılmak üzere. O da Samandıra’da, devasa bir alan üzerinde. Anadolu yakasında şu anda bir büyük hastane de Kartal’da bitmiş durumda. Zannediyorum hasta kabulüne başladı. Gayet modern, gayet güzel bir hastane oldu. Durmak, durdurmak söz konusu değil. Kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Ankara’da ikincisi de Etlik’te hızla devam ediyor.

YORUMLAR 34 TÜMÜ
  • Word 4 yıl önce Şikayet Et
    ABD haini gerekirse demiyor. Hemen yapıyor.
    Cevapla
  • He he 4 yıl önce Şikayet Et
    İkisini burden kapatacagiz
    Cevapla
  • O zaman 4 yıl önce Şikayet Et
    Abd nin tùm askerI ùslerini kapatalım
    Cevapla
  • Müco 4 yıl önce Şikayet Et
    Reis yaptırımlara Windows işletim sistemi ve Androit işletim sisteminide dahil edin, Rusya yasakladı bizimde bunu koz olarak kullanma zamanı geldi sistem hazır olduğunda yasaklayalım.
    Cevapla
  • Burhan 4 yıl önce Şikayet Et
    Kardeş iyi söylüyorsun da Android için de Windows için de onların yerine kullanabileceğimiz yerli bir işletim sistemimiz yok malesef.
    Cevapla
  • ...DEREKÖYLÜ... 4 yıl önce Şikayet Et
    Haydi inşeAllah.
    Cevapla
  • Baran 4 yıl önce Şikayet Et
    Çok önemli bir tespit.
    Cevapla
  • Adam gibi Adam 4 yıl önce Şikayet Et
    Amerika parası ödenmiş F35 leri vermiyorsa, Bizde İncirlik ve Kürecikte Amerikanın ve NATO nun neyi varsa hepsine El koyalım.!
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR