Arınç'tan Rektör Parlak'a sert çıkış

Manisa Milletvekili Bülent Arınç, günlerdir Türkiye'nin gündemini meşgul eden üniversitelerde başörtüsü yasağının kalkması ile ilgili kanun düzenlemesine karşı çıkanları çağ dışılıkla nitelendirdi. "Türbanın çözüm yeri kanun yapma yeri TBMM'dir" diyen Arınç, ben bu kanunu uymam diyen rektör, Anayasayı çiğneyen bir insan demektir. Ben bu kanun çıktıktan sonra başörtülü bir öğrenciyi iyi not veremem diyen bir rektör çağ dışında kalmış bir rektördür" dedi.

AK Parti Manisa Gençlik Kolları Kongresine katılan Bülent Arınç'ın gündeminde türban tartışmaları vardı. Arınç, önce baştan beri yasağın kalkmasına karşı çıkan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı, ardından başörtüsü serbest olursa üniversiteleri kilit vururuz diyen rektörlere sert bir dille eleştirdi. Arınç'ın konuşmaları salondan büyük alkış aldı. Avrupa'daki üniversitelerde okuyan başörtülü öğrencilerin mezuniyet diplomalarına oradaki rektörlerin verdiğini hatırlatan Bülent Arınç, "Sana ne oluyor ki ben üniversitelerde başörtüsü serbest olduğu gün bu öğrencilere kötü not verebileceğim diyorsun. Sen hangi ülkenin insanısın. Sen nasıl rektör oldun. Bu yetkiyi nerden alıyorsun. Bu ayrımcılığı nasıl yapabileceksin. Senin bu sözüne karşı alkış tutanlar varsa onlara bin defa yuh olsun" diye konuştu.

Hiç bir ayrımcılığa izin vermeyeceklerini dile getiren Bülent Arınç, şöyle konuştu: "Ne yani bir daha seçim olmayacak mı bu ülkede, onu mu demek istiyorsun. Bir tiyo mu aldınız birisinden yoksa. Bu ne saçmalıktık Allah aşkına, bu ne cüretliktir. Anıtkabire gitmek ne zamandan beri bir imtiyaz oldu. Bu Cumhuriyetin kurucusunu ziyaret etmek 70 milyonun hakkıdır. Nefret topluyorsunuz. Millet size takacağı sıfatı çok iyi bilir. Bu kadar nefret size az bile. Anayasa yok mu? Sen nasıl bunu söyleyebilirsin. Hem Muharrem ayında genel merkezde kazanlarla aşure dağıtacaksın hem de ben başörtülü öğrenciye kırık not veririm diyen rektöre haklı göreceksin. Hani Hz Ali'nin, hacı bayram velinin hoş görüsü nerde? Özgürlüğü, sevgisi nerde? Aşure dağıtacağına bu işleri zoraki diktaya götürmek isteyenleri, totaliter rejimi arzu edenleri önce durdur."

Arınç, yeni türban yasasını anaya mahkemesine götürme arzusunda olanları da şu yanıtı verdi, "Anayasa diyor ki, mahkeme bu kanunu iptal ederse konu tekrar meclise gelir, kuralı meclis koyar diyor. Burası TBMM arkadaşlar, burası İstiklal Caddesi'nde gezen insanların toplandıkları yer değil. Yasama hakkı var bu meclisin."

Türk ordusunun ilerici bir güç olduğunu dile getiren 22. Dönem TBMM Başkanı Arınç, bu ordunun hala darbeden medet umanlara pirim vermeyeceğini vurgulayarak, seçimlerde başarısız olan partilerden milleti sevmelerini, yönünü millete çevirmelerini istedi. Siyasi hayatları boyunca hep milletten yana olacaklarını dile getiren Arınç, "Tokat yesek, yere düşsek de hep milletten yana olacağız. Çünkü varlık sebebimiz millet. Biz siyaseti böyle anlıyoruz. " açıklamasında bulundu. Arınç, türban konusunda CHP hariç diğer muhalefet partilerinin AK Parti'nin bu girişimine destek çıktıklarını, iki hafta içinde konu meclis genel kurulunda oylanarak yürürlüğe gireceğini kaydetti. Arınç, Türkiye'de 25 yıldır süren başörtü sorunun giderileceğini müjdeledi.

CHP'nin laiklik elden gidiyor diye bağırdığını işaret eden Arınç, bu söylemi çok yanlış bulduğunu böyle bir şeyin olmadığını söyledi. Sosyal Demokrat olduğunu söyleyen bir partinin sivil anayasaya karşı çıkmasına bir anlam veremediğini ifade eden Arınç, "Dünyanın pek çok ülkesini ziyaret ettim. Pek çok parlamentosunda konuşma yaptım. Anayasalarını inceledim. Beş yıl biz boş durmadık. Oralarda sosyal demokrat partiler, özgürlüklerin peşindedir. Sosyal güvenliğin çatısını kurma peşindedir. İfade özgürlüğünü genişletmenin peşindeler. Askeri rejimlere karşı sivil iradeyi güçlendirmenin peşindeler. Ya Türkiye'de? CHP sosyal bir parti değil. Olsaydı, Bekir Mustafa'nın Ayasofya'ya imam olduğu gibi olurdu." diye konuştu. Arınç, binlerce kişinin mağdur olduğu bu sorunu iktidarın çözmek zorunda olduğunu belirterek, "Bunun yeri de sokak değil parlamentodur. Bu işi çözeceğiz" dedi.