Şentop: Türkiye, göç sorununda yeterince desteklenmiyor!

TBMM Başkanı Şentop, TBMM ile Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Mülteci, Göçmen ve Yerlerinden Edilmiş İnsanlar Komisyonu'nca ortaklaşa düzenlenen konferansta konuştu.

ABONE OL
GİRİŞ 24.11.2020 16:09 GÜNCELLEME 24.11.2020 16:09 SİYASET
Şentop: Türkiye, göç sorununda yeterince desteklenmiyor!
Şentop: Türkiye, göç sorununda yeterince desteklenmiyor!

TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, TBMM ile Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Göç, Mülteciler ve Yerlerinden Edilmiş İnsanlar Komisyonu tarafından ortaklaşa düzenlenen "Göçmen Çocukların Korunması ve Kayıp Çocukların Kurtarılması" konulu video konferansında yaptığı konuşmada, "Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin göç sorunu karşısında duyarsız kaldıklarına şahit oluyoruz. Mülteci ve göçmenlere en iyi şekilde koruma sağlayan Türkiye'nin bu konuda Avrupa ülkeleri tarafından yeterince desteklenmediğini üzülerek görüyoruz." dedi.

 

Konuşmasına, "göç etmek" gibi acı bir tecrübeyle, daha dünyayı yeni tanımaya başladıkları küçük yaşlarda yüzleşmek zorunda kalan; çıktıkları hazin yolculukta bazıları kaybolan, bazıları da hayatlarını kaybeden mülteci ve göçmen çocukların durumu hakkında istişarelerde bulunmak üzere düzenledikleri konferansa katılanlara teşekkür ederek başlayan Meclis Başkanı Şentop, 20 Kasım'ın Dünya Çocuk Hakları Günü olarak belirlendiğini ancak dünyanın, çocukların büyük bir kısmına kutlanabilecek günler ve hak ettikleri şekilde bir hayat sunamadığını kaydetti. 

 

Şentop, barış, istikrar ve güvenliğin hem toplumların hem bireylerin üzerinde ittifak ettikleri hem de tüm halkların içinde bulunmayı arzu ettiği ortamı tanımlayan değerler arasında olduğunu dile getirerek, ne var ki, baş döndürücü gelişmelere sahne olan dünyada, bu değerleri zedeleyen, çözüm aramak zorunda kalınan ciddi meselelerin olduğunun da gerçekliğine dikkati çekti.

Terör, savaş ve şiddet gibi küresel sorunların insanlığın geleceğini tehdit ettiğini, ortaya çıkardıkları göçmen ve mülteci akımlarının çok büyük trajedilere neden olduğunu ifade eden Meclis Başkanı Şentop, bu trajedilerin belki de en sessiz, en derin ama en çok yaralayan boyutunun ise mülteci ve göçmen çocukların durumu olduğunu vurguladı.

Son yıllarda Türkiye dahil tüm Avrupa'yı derinden etkileyen, dünyada eşine rastlanmamış bir insan hareketliliğine şahit olunduğunu bildiren Meclis Başkanı, "Komşumuz olan ülkelerde yaşanan çatışmaların, ülkemize yönelen göç hareketlerinde ciddi bir artışa neden olduğu hepinizin malumudur. Cesedi kıyıya vuran Aylan bebeğin içimizi ürperten görüntüsü hala akıllardadır. Ege'de Yunan sahil güvenlik güçlerinin silahla ve kaba kuvvetle müdahale ettiği botlarda ölüm kalım mücadelesi veren çocukların çığlıkları kulaklarımızdadır." ifadelerini kullandı. 

Türkiye’nin, Suriye'deki krizin bir sonucu olarak, yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye kapısını açan  ve dünyada en fazla mülteciyi misafir eden ülke olduğunun altını çizen Şentop, Türkiye'deki göçmen ve mültecilere insan onuruna yaraşır hayat şartlarını sağlamak için çabalarının da sürdüğünü kaydetti.

Bu çerçevede ülkenin göç ve iltica politikalarını kapsamlı bir şekilde gözden geçirdiklerini dile getiren Meclis Başkanı Şentop, şunları söyledi:

"Kurumsal altyapımızda ve mevzuatımızda birçok gerekli değişikliği hayata geçirdik. 2013'te kabul ettiğimiz 'Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu' ile misafir ettiğimiz yabancıların insan haklarını koruyan, göçe ilişkin süreçlerin kısa sürede sonlandırıldığı, göçün tüm aşamalarını kapsayan bir göç yönetiminin temellerini attık. Güçlü kurumsal altyapımız ve kapsamlı mevzuatımız sayesinde, mültecilere ücretsiz olarak sağladığımız eğitim ve sağlık başta olmak üzere tüm temel hizmetleri, küresel salgın döneminde bile hiçbir kesintiye gitmeden sürdürdük. Halen 600 binden fazla Suriyeli çocuk ülkemizde ücretsiz eğitim almaktadır. Şimdiye dek Suriyeli misafirler için 40 milyar dolardan fazla kaynak harcandığını da defaatle gündeme getirdik. Ancak teessürle ifade etmeliyim ki, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin göç sorunu karşısında duyarsız kaldıklarına şahit oluyoruz. Mülteci ve göçmenlere en iyi şekilde koruma sağlayan Türkiye'nin bu konuda Avrupa ülkeleri tarafından yeterince desteklenmediğini üzülerek görüyoruz. Halbuki olması gereken, uluslararası toplumun bu soruna daha çok duyarlılık göstermesi ve Türkiye'nin fedakarca üstlendiği bu yükün hakkaniyet çerçevesinde diğer ülkeler ve uluslararası kuruluşların iş birliğiyle paylaşmasıdır."

"ÜRKÜTÜCÜ VERİLER"

Mustafa Şentop, göç odaklı sorunların çözümü noktasında karşılarına çıkan uluslararası iş birliği eksikliğinin, Avrupa'da gözlemledikleri diğer olumsuz gelişmelerden bağımsız olmadıkları düşüncesini taşıdıklarını belirterek, "Bilhassa 'Avrupa değerleri' retoriğini kalkan olarak kullanan yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın Avrupa'da zirveye çıkmakta olduğunu, İslam ve Müslüman karşıtlığının son yıllarda had safhaya ulaştığını büyük bir endişeyle müşahede ediyoruz. Fransa'da geçenlerde bir eve baskın düzenleyen polisin 10 yaşındaki 4 çocuğu gözaltına almasını ve karakolda 11 saat boyunca sorgulamasını da yabancılara ve özellikle Müslümanlara karşı artan önyargının bir tezahürü olarak görüyoruz. Göç akımlarının yarattığı mülteci meselesinin Avrupa'nın içinde olduğu bu değerler krizinden bağımsız okunamayacağı kanaatindeyiz." ifadelerini kullandı.

Avrupa'nın, sorunun çözümüne yönelik ciddi bir sorumluluk üstlenmemesi sebebiyle en büyük mağduriyeti yaşayan savunmasız grupların başında, göçmen ve mülteci çocuklar geldiğine işaret eden Şentop, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere çok sayıda uluslararası kuruluş ve göç konusunda çalışan birçok sivil toplum kuruluşunun, Avrupa'ya gelen göçmen ve mülteci çocukların kaybolmaları hususunda ürkütücü veriler sunduğunu kaydetti.

Göç esnasında kaybolan çocukların bulunup korunması konusunda işleyen etkin mekanizmaların olmayışı ve Avrupa ülkeleri arasında güçlü bir dayanışmanın tesis edilememiş olmasının, meseleyi ciddi bir insan hakları sorunu haline getirdiğini vurgulayan Şentop, Avrupa Konseyi üyesi bazı ülkelerin dahi somut çözümlerin gerekli olduğunu görmezden gelmesi ve bu yöndeki çağrılara kulaklarını tıkamasının daha da üzücü olduğunu söyledi. 

AKPM Türk Delegasyonu üyelerinden AK Parti İstanbul Milletvekili Serap Yaşar'ın "Avrupa'da Kayıp Mülteci ve Göçmen Çocuklar" başlıklı raporunu çok önemsediklerini de ifade eden Şentop,  AKPM'de kabul edilen bu çalışmada, Avrupa'daki hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların son derece ihmalkar davrandığı bu meselenin, çocukların üstün yararı ilkesi merkezinde hem gerçekçi hem de insani ve vicdani yönden ele alındığını söyledi. Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu raporun, göçmen ve mülteci çocuklar meselesini uluslararası toplumun gündeminde tutmak, Avrupa ülkelerine ve uluslararası kuruluşlara görev ve sorumluluklarını göstermek ve uluslararası topluma vicdani yükümlülüklerini hatırlatmak noktasında önemli bir mihenk taşı olduğu kanaatindeyim. Eminim ki, AKPM'de yürütülen çalışmaları müteakiben düzenlediğimiz bu konferans, sözünü ettiğim sorunlara çözüm bulma noktasında önemli bir katkı teşkil edecek, tüm uluslararası ve ulusal platformlarda bu konu hakkındaki farkındalığı artırmakla beraber bu konuda ortaya konacak yeni çalışmaları teşvik edip önemli bir ihtiyacın giderilmesine hizmet edecektir."

Meclis Başkanı Şentop, konferansın gerçekleştirilmesinde emeği geçen AK Parti İstanbul Milletvekili Serap Yaşar ile 2016-2018 yılları arasında AKPM Göç, Mülteciler ve Yerlerinden Edilmiş İnsanlar Komisyonu başkanlığını deruhte eden, Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Sahibe Gaforoca, AKPM Başkanı Rik Daems ve katılımcılara teşekkür etti.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR