ABD Başkanı Biden'ın soykırım sözlerine Bakanlık'tan yanıt
Adalet Bakanlığı: ABD Devlet Başkanı'nın açıklamalarının hukuki bir karşılığı yoktur. Bireylerin olduğu gibi devletlerin de lekelenmeme hakkı vardır.
ABONE OLABD Başkanı Joe Biden’ın, 24 Nisan’da 1915 olaylarının yıldönümüyle ilgili yaptığı açıklamada ‘soykırım’ ifadesini kullanmasının siyasi yansımaları sürerken, gözler hukuken bu açıklamanın ne anlama geldiğine ve sonuçlarına çevrildi. 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak niteleyen bir mahkeme kararı yok. Adalet Bakanlığı’na göre esasen ve usulen böyle bir mahkeme kararı verilmesi mümkün değil. Adalet Bakanlığı’nın açıklamasına göre 10 soruda soykırım iddialarının hukuki çerçevesi şöyle:
Soykırım nedir?: Soykırım, hukukun tanımladığı ve çerçevesini belirlediği uluslararası topluma karşı bir suç tipi. Bu suç uluslararası düzeyde ilk defa 1948 Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ile tanımlandı.
Türkiye BM Sözleşmesi’ne taraf mı?: Türkiye 1950’den bu yana bu sözleşmeye taraf. 149 devletin taraf olduğu sözleşme doğrultusunda ülkeler iç hukuklarında da “Soykırım Suçu”nu düzenlemiştir.
Mevzuatımızda soykırım suçu var mı?: 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu, 76. maddede soykırım suçunu, 77. maddede insanlığa karşı suçları uluslararası belgelerde ortaya konulan çerçeveye uygun şekilde düzenliyor. Bu suçlarda zamanaşımının işlemeyeceği de hüküm altına alındı. Zamanaşımının işlememesi kuralı 1 Haziran 2005’ten sonra işlenen suçlar için geçerli.
Soykırım suçunun unsurları nedir?: Bu suçun oluşması için öncelikle özel bir kasıtla hareket edilmesi gerekiyor.
Özel kasıt şu: Milli, etnik, ırki veya dini bir grubu, sırf bu niteliği nedeniyle, kısmen veya tamamen yok etmek amacıyla hareket edilmiş olmalıdır. Bu saikle belli bir gruba yönelen öldürme, yaralama gibi yok etmeye yönelik fiiller soykırım suçuna neden oluyor.
Bir fiilin soykırım olduğuna kim karar verir?: Hukuken bir fiilin soykırım suçunu oluşturabilmesi için ya iddia olunan eylemlerin gerçekleştiği ülke yargısının ya da yargılama yetkisine sahip bulunan uluslararası bir yargısal mekanizmanın, Uluslararası Ceza Mahkemeleri ya da Uluslararası Adalet Divanı’nın bu konuda karar vermesi gerekiyor. BM Sözleşmesi madde 6. suçlanan kişilerin hayatta olması da kovuşturma şartlarından biri.
ALMANYA, BOSNA, RUANDA
Dünya tarihinde soykırım suçuna ilişkin yargı kararları var mı?: 1945’te Nürnberg Mahkemesi, Almanya’nın savaş suçlarını ve insanlığa karşı suçlarını yargıladı. Teknik anlamda soykırımı ele almayan bu mahkeme uluslararası statü ile kurulmuştu. 1954’ten itibaren Almanya kendi çıkardığı kanunlarla Yahudi soykırımı faillerini yargılamaya başladı. 1965’te o kanunu değiştirerek, zamanaşımını kaldırmış ve bunu aleyhe biçimde, geçmişe yürütmüştür. Uluslararası düzeyde 1993’te Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, 1994’te Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi kurularak insanlığa karşı suçlar yargılanmış, soykırım tespiti yapılmıştır. 1998 Ruanda kararı dünya tarihinde bir uluslararası mahkeme tarafından soykırım kararı verilen ilk karardır. Uluslararası Adalet Divanı 2007’de Bosna’da bir soykırım olduğunu kabul etmiştir. Dolayısıyla, Almanya, Bosna ve Ruanda’daki olaylara “soykırım” demenin hukuki bir temeli vardır.
1915 olaylarını soykırım olarak niteleyen mahkeme kararı var mı ve olabilir mi?
Bu konuda bir yargı kararı yoktur. Esasen ve usulen de mümkün değildir. BM Sözleşmesi ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) kararlarında ortaya konulan çerçeve karşısında yargısal bir mekanizmanın harekete geçmesi sözkonusu olamaz. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ya da herhangi bir adla kurulan özel bir mahkeme, ancak hayattaki failleri yargılayabilir. İddia olunan failler hayatta değilse her ceza yargılamalarında olduğu gibi kovuşturma imkanı yoktur.
1915 olaylarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargılayabilir mi?
AİHM, Perinçek/İsviçre ile Mercan ve diğerleri/İsviçre kararlarında; 1915’te Osmanlı Devleti zamanında Ermeniler’in yaşadığı olaylar ve tehcirin uluslararası hukuk anlamında “soykırım” olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği konusunda Soykırım Sözleşmesi bağlamında Uluslararası Ceza Mahkemesi ya da Uluslararası Adalet Divanı’nın aksine bağlayıcı karar alma yetkisinin bulunmadığını ifade etmiştir. Dolayısıyla 1915 olaylarından kaynaklı herhangi bir hak iddiası AİHM nezdinde ileri sürülemeyecektir.
1915 olaylarını soykırım olarak kabul etmemek cezalandırılabilir mi?
Bu konu anılan davalarla AİHM önüne taşınmıştır. Bu davalarda, Ermeni soykırım iddialarını reddetmeyi suç olarak düzenleyen İsviçre hukuku AİHM’den ihlal kararı almıştır. Konu ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmiştir. Kararda, tarihsel olaylar hakkındaki görüş açıklamalarını cezai yaptırıma bağlamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile öngörülen ifade özgürlüğünü koruma yükümlülüğü ile bağdaşmayacağı vurgulanmıştır.
ABD Başkanı’nın açıklamalarının hukuki temeli var mı?
Ülkemizin de taraf olduğu Soykırım Sözleşmesi ve bu sözleşmeyi yorumlayan UAD içtihatları dikkate alındığında ABD Devlet Başkanı’nın açıklamalarının hukuki bir karşılığı yoktur. Bireylerin olduğu gibi devletlerin de lekelenmeme hakkı vardır. Tamamen siyasi saiklerle ortaya atılan mesnetsiz iddialar, asırlar boyunca adalet ve hukukla yaşamış bir milletin şanlı tarihine çamur atma arayışından başka bir anlama gelmemektedir.
-
adn adn 3 yıl önce Şikayet EtLaf la değil başka şeylerle tepki verelimBeğen Toplam 3 beğeni