Karahasanoğlu: Duaya bile karşı çıkan bir CHP ile, hangi yüzle ittifakı sürdürüyorsunuz?

Yeni Akit Gazetesi Yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, Cumhuriyet Gazetesi'nin "İstanbul’daki bazı liselerde cuma gününün ders saatleri, cuma ezanına göre düzenlendi. İki lisede de cuma günü okulda mikrofondan ezan okundu" haberine tepki gösterdi.

Karahasanoğlu, ezandan, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'tan, 'israf' denilen önemli projelerden rahatsız olan CHP'liler ile diğer partilerin ittifak ilişkisini yazdı.

İşte Ali İhsan Karahasanoğlu'nun bugünkü yazısı:

CHP’liler “Lisede ezan” diye manşet atıyorlar.

Saadet Partisi eski genel Başkanı Mustafa Kamalak, “Vebalin büyüğü AK Parti’de” diyor ve CHP ile ittifakın yadırganmaması gerektiğini söylüyorlar....

CHP’liler “Yargıtay’da dua edilmesi, laikliğin dinamitlenmesidir” diye başlık atıyorlar..

İyi Partililer, “İnançlarından kopuk bir gençlik oluşturulduğu”nu söyleyip, CHP ile ittifak yapıyorlar.

CHP’liler, “Menderes erken seçim kararı alsaydı, idam edilmezdi” diyorlar..

Menderes’in partisinin devamı olduğunu iddia eden Demokrat Partililer, adeta Menderes’in idamı sırasında ülkede hukuk olduğunu, ama sonraki yıllarda özellikle AK Parti iktidarında hukukun yok edildiğini iddia edip, CHP ile ittifaklarını gururla anlatıyorlar..

CHP’liler Diyanet İşleri Başkanı’na, sabah akşam küfrediyorlar..

DEVA Partisi, dindarların bu ülkede yıllarca haksızlık yaşadıklarını söyleyip, ardından CHP ile ittifak arayışına koyuluyorlar..

CHP’liler, “Lisede Cuma namazına göre öğle tatili ayarlaması” diyerek manşet atıyorlar..

“CHP’nin yasakları ile, ben bizzat kendim mücadele ettim.. Eşim o yasakların mağduru oldu” diyen Ahmet Davutoğlu, CHP ile birlikte seçime girmenin yollarını arıyor..

Türkiye, çelişkiler ülkesi..

Sorsak Mustafa Kamalak’a..

“CHP’nin, dindarları bu ülkede inim inim inlettiği eski yılları boşverin. Bugün dahi, lisede ezan diyerek, lisede cuma namazına göre öğle tatili diyerek, dindar karşıtlığını ispatlayanlarda vebal yok ise.. senin vebal dediğin ne ki?”

Ne cevap verir acaba?

Sorsak İyi Parti’lilere..

“Duaya bile karşı çıkan bir CHP ile, hangi yüzle ittifakı sürdürüyorsunuz”

Bir karşılık verebilirler mi acaba?

Sorsak Demokrat Partililere..

“Menderes’in astırıldığı dönemde hukuk vardı da. AK Parti iktidara gelince mi, hukuk iflas etti? Menderes’in idamına karşı çıkarken, sırf oy toplama amacında mısınız? Gerçekten Menderes’i seviyorsanız katilleri ile nasıl seçime giriyorsunuz?”

Sorsak DEVA Partililere..

“CHP’lilerin Diyanet İşleri Başkanı’na yaptıkları hakaretleri, dua karşıtı açıklamaları, ailenizin yanında bir açıp okusanız.. Eşinizin, annenizin, babanızın yanında, duaya yapılan o saygısızlıkları okusanız.. Birinci derece akrabalarınız bile, size ‘dua karşıtı bu adamlarla mı seçime gireceksiniz, yazıklar olsun size’ demez mi?”

Sorsak Gelecek Partililere..

“AK Parti’nin  mükemmel olamadığını öne sürerek çıktığınız yolda, şimdi din karşıtlığından yolsuzluğa kadar sizin idealinizdeki devlet anlayışının tam zıttı uygulamalar içinde olan CHP ile seçim ittifakına nasıl savrulabildiniz?”

Gerçekten hayret etmemek elde değil.

Bütün bu partilerin AK Parti’ye yamamak istedikleri suçlar neler?

“Yolsuzluk”

Yolsuzluğun kralı, Sinan Aygün’e “ne verecen abi” diyen Mansur Yavaş’ın adamlarının yaptıkları değil miydi?

Siz Mansur Yavaş’ın partisi ile ittifak yapın..

AK Parti’nin tarihinin hiçbir döneminde, “Ne verecen abi” söylemini gösteremediğiniz halde..

“25 milyon vermen lazım abi” sözlerinin bir tekrarını 25 yıllık Milli Görüş çizgisinde göremediğiniz, gösteremediğiniz halde..

O yolsuzluğun mimarı CHP ile ittifak yapabiliyorsunuz da.

AK Parti’ye demediğinizi bırakmıyorsunuz.

AK Parti’ye ne suçlama yapılıyor?

“Liyakate gereğince önem verilmiyor.”

Peki CHP mi liyakate önem veriyor?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na alınacak işçiler için, “% 35 kadronun CHP’lilere, % 15’in İyi Partililere, % 15’in de diğer ittifak partilerine tahsis edildiği” itirafına rağmen, CHP’yi ittifaka layık görüyorsunuz da.

Böyle bir itirafı gösteremediğiniz AK Partiye niye hakaret üzerine hakaret yağdırıyorsunuz?

AK Parti’ye ne suçlama getiriyorlar?

“İsraf  çok!”

İsraf diye gösterdikleri ne?

Dün Yavuz Sultan Selim köprüsü idi..

Dün Avrasya Tüneli idi.

Dün Marmaray idi..

Bugün Çanakkale Köprüsü..

Öyle bir algı oluşturuyorlar ki..

Sanırsınız ki, AK Parti akşam oturuyor..

“Müteahhitlere para lazım. Hangi işi uydursak da, müteahhitlere para aktarsak” diye düşünüp.

Ertesi sabah, hiçbir işe yaramayacak köprüler yapıyor, tüneller için karar alıyor..

Elini vicdanına koysun.

En koyu CHP’li söylesin..

En koyu AK Parti düşmanı söylesin..

Bugün, Yavuz Sultan Selim köprüsü olmasa, o tırlar, o kamyonlar önceki yıllarda yapılan iki köprüden geçmeye kalksa.. İstanbul’un trafiği nice olur?

Avrasya tüneli olmasa, bir kıtadan diğerine geçmek isteyen özel aracı olanların hali nice olur?

Partizanlık yapmadan söylesinler. 

İsterlerse ekranlarda, isterlerse karanlık bir odada yüzlerini göstermeden cevaplasınlar..

Marmaray yapılmamış olsaydı, İstanbullunun çilesi nice olurdu?

İstanbullular derken.. En yoğun AK Parti düşmanlığı yapan mühendisinden doktoruna, avukatına kadar tüm AK Parti karşıtlarını da içine alarak hepsine yapıyorum çağrımı..

Halkalı’dan Gebze’ye kadar giden tren hattı yapılıp bitirilmemiş olsa..

O güzergahta işi ve ikametgahı olan insanların hali nice olurdu?

Kaç saatlerini, yollarda geçirirlerdi. Akşam evlerine gittiklerinde, yorgunluktan ne durumda olurlardı?

Sorum tüm muhaliflere..

Bu hizmetler, bir israf mıdır?

Bu hizmetler, aslında birkaç müteahhite para kazandırmak için uydurulmuş işler midir?

Halkın gözünün içine bakarak.

İstanbulluların gözlerinin içine bakarak, cevap verebilir misiniz?

Fatih’in portresi diyerek, avuç içi kadar bir tabloya 10 milyon TL bayılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na tek kelime edemeyen muhaliflerin hepsine yapıyorum çağrımı..

El yazması Kuran sayfaları diyerek, 4 milyon TL’yi Londra’ya aktaranlara tek kelime edemeyen tüm muhaliflere söylüyorum..

Çanakkale Köprüsü israf mıdır?

Müteahhitlere para kazandırmak için uydurulmuş gereksiz bir iş midir?

Tüm dünyanın alkışını toplayan İstanbul Havalimanı, eski maden ocaklarında batırılan gereksiz bir yatırımdan mı ibarettir.

Söyleyin de bilelim..

Sahadan kaçmayın.

Kafanızı çıkartıp, iftiranızı açıp, ortalıktan toz olmayın..

Dürüstçe, mertçe, “İstanbul Havalimanı, uçakların rahat iniş, kalkış yapamadıkları, güvensiz bir havalimanıdır. Müteahhitler bu havalimanı üzerinden paralarını kazandılar. Ama bu havalimanı sayesinde Türkiye’nin bir kazanımı olmadı” deyin..

Diyebiliyorsanız, hodri meydan..

Sakın.. “Bu bahsettiklerin faydalı hizmetler olabilir. Ama ...” demeyin..

Düne kadar. Tüm bu hizmetler için..

Haince.. Alçakça iftiralar eşliğinde..

Müteahhitleri zengin etmek için uydurulmuş işler” dediniz..

Bu ülke insanına hizmet için yapılan çalışmaları, “israf” gibi gösterdiniz.. 

Esas israf, o köprüler yapılmasaydı, yollarda harcanan zaman idi. Yollarda harcanan benzin-mazot idi..

Yapılamayan, yetiştirilemeyen işler idi!