Hükümet'ten karşı bildiri Video
Yargıtay'ın bugün AK Parti hükümetine yönelik tartışmalara yol açan bildirisine Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek zehir zemberek bir bildiri ile cevap verdi:
ABONE OLYargıtay'ın bugün sabah saatlerinde gelen hükümete yönelik zehir zemberek açıklamalarına şu ana kadar hükümet adına resmi açıklama gelmedi. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in 'zamansız ve gereksiz açıklama' şeklindeki sözleri muhalefetin tepkisini çekti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Yargıtay Başkanlar Kurulunun bildirisine, "Yayınlanan bildirinin yalnızca demokratik meşruiyeti değil, hukuki meşruiyeti de yoktur. Bu siyasi bir bildiridir ve hiçbir şekilde kabul edilemez" diyerek tepki gösterdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengi Mir Mehmet Fırat ve AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin ile birlikte TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Çiçek, Yargıtay Başkanlar Kurulunun bildirisinin demokrasi ve hukuk sistemi adına çok büyük bir talihsizlik olduğunu ifade ederek, Yargıtay Başkanlar Kurulunun, "bildiri yayınlamak gibi bir görev ve yetkisine kesinlikle sahip olmadığını" belirtti.
"Demokratik hukuk sistemimizde kaynağını anayasa ve yasalardan almayan hiçbir yetki millet adına kullanılamaz" diyen Çiçek, yayınlanan bildirinin demokrasi ve hukuk sistemi adına çok büyük bir talihsizlik olduğunu söyledi.
Çiçek, "Yayınlanan bildirinin yalnızca demokratik meşruiyeti değil, hukuki meşruiyeti de yoktur. Bu siyasi bir bildiridir ve hiçbir şekilde kabul edilemez" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Yargıtay Başkanlar Kurulunun, bir siyasi organ olmadığını ve siyasi tartışmaların tarafı olamayacağını belirterek, "Kendini siyasi muhalefetin yerine koyamaz, bir muhalefet partisi gibi davranamaz. Yasama ve yürütme organlarının faaliyetlerini, anayasa veya yasa yapma süreçlerini tartışmak, yargının işi değildir" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ve AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin ile birlikte TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Çiçek, Yargıtay Başkanlar Kurulu bildirisine yanıt verdi.
"Yargıtay Başkanlar Kurulunun bugün yayınladığı bildiri, demokrasimiz ve hukuk sistemimiz adına çok büyük bir talihsizlik olmuştur" diyen Çiçek, her şeyden önce Yargıtay Başkanlar Kurulunun, bildiri yayınlamak gibi bir görev ve yetkiye kesinlikle sahip olmadığını kaydetti.
Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Demokratik hukuk sistemimizde, kaynağını anayasadan ya da yasalardan almayan hiçbir yetki millet adına kullanılamaz. Ne Anayasamız ne de yasalarımız Yargıtay Başkanlar Kuruluna böyle bir görev ve yetki vermemiştir. Bu itibarla, yayınlanan bildirinin yalnızca demokratik meşruiyeti değil, hukuki meşruiyeti de yoktur. Bu, siyasi bir bildiridir ve hiçbir şekilde kabul edilemez.
Dikkat çekici bir başka husus da Yargıtay Başkanlar Kurulunun, milletimiz adına ve bütün bir yargı erkini temsilen konuşma hakkını kendinde görmesidir. Anayasamıza göre yargı, millet adına karar vermektedir. Ancak bu durum, millet adına konuşma yetkisine sahip olduğu anlamına gelmez; doğrudan milletimizden aldığı temsil yetkisiyle görev yapan yasama ve yürütme organlarını hedef alma hakkı vermez. Bildirinin içeriği bir çok açıdan sorunludur."
"MAHKEMEYİ ETKİLEMEYE DÖNÜK, HUKUK DIŞI TAVIR..."
Çiçek, Yargıtay Başkanlar Kurulunun, Anayasa Mahkemesinde görülmekte olan parti kapatma davası bağlamında "iddianameyi kutsayan ve eleştirilmez kabul eden bir yaklaşımla iddianameden yana davaya taraf olduğunu" söyledi.
Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerindeki değişiklikle ilgili davanın Anayasa Mahkemesinde karara bağlanma arifesinde yayınlanan bu bildirinin, açıkça mahkemeyi etkilemeye yönelik, hukuk dışı bir tavır olduğunu ifade eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kamuoyundaki tartışmaları yargı bağımsızlığına müdahale sayan Yargıtay Başkanlar Kurulu, bu bildiriyle yüksek mahkemede görülmekte olan davalara taraf yapılmış, Anayasanın 138. maddesi bizzat kendileri tarafından açıkça ihlal edilmiştir.
Ne yazık ki bildiriyle Yargıtay Başkanlar Kurulu, kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olarak yasama ve yürütme organlarının yetkilerine de müdahale etmek istemiştir. Kendilerini her türlü eleştiri ve değerlendirmeden muaf tutarken, başka bir mahkemede görülmekte olan davaları etkileyici beyanlardan kaçınılmamış, yasama ve yürütme organlarına her türlü haksız eleştiri reva görülmüştür.
Haftalardır, devam etmekte olan bir dava süreci, bazı emekli Yargıtay başsavcılarının aleyhte görüşleriyle gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında tartışılırken, hatta yüksek mahkemenin istenilen kararın verilmemesi halinde çatışma çıkacağı tehditlerine muhatap olduğu sırada sessiz kalan Yargıtay Başkanlar Kurulu, davalı tarafın kamuoyuna mal edilmiş bir iddianame ve hakkındaki suçlamalara yine kamuoyu önünde verdiği cevapları, bildiriye konu yapmıştır. Bu çelişkilerin izahı kabil değildir."
"SİYASİ TARTIŞMALARIN TARAFI OLAMAZ"
Yasama ve yürütme faaliyetlerine katılmanın, bu çerçevede tartışmalarda yer almak, eleştiri ve öneriler getirmek, demokratik hukuk sisteminde siyasi bir iş olduğunu belirten Çiçek, "Yargıtay Başkanlar Kurulu, bir siyasi organ değildir, siyasi tartışmaların tarafı olamaz, kendini siyasi muhalefetin yerine koyamaz, bir muhalefet partisi gibi davranamaz. Yasama ve yürütme organlarının faaliyetlerini, Anayasa veya yasa yapma süreçlerini tartışmak, yargının işi değildir" dedi.
Siyasi muhalefetin, siyasi partilere bırakılması gereğine işaret eden Çiçek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Unutulmamalıdır ki bu tür bildiriler, yargıyı kaçınılmaz olarak siyasi tartışmaların konusu ve tarafı haline getirmektedir. Yargıyı, bu tartışmaların dışında ve tarafsız tutmak öncelikle yine yargı mensuplarının görevidir. Yargı mensupları, görevlerini yaparken kendi ideolojik ve siyasi görüşlerinden de bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Aksi takdirde, yargıyı siyasallaştıran bu tür bildirilerden en fazla zararı yine yargı kurumunun göreceği, vatandaşlarımızın adalet duygusunu ve yargıya güvenini sarsacağı bilinmelidir."
Basın toplantısında, hazırlanan metni okuyan Çiçek, gazetecilerin soru sorma isteğini kabul etmedi.
İLİŞKİLİ HABERLER |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
-
selahattin er 16 yıl önce Şikayet Etşer güçler yine atakta.... bağımsız olan ve herkes tarafında bilinen bazı kurumlar,ne yazıkki bağımsızlık ilkesini yitirmişlerdir.bunun ülkemize zararı olduğu gibi,kendilerininde zaman içinde erimesine ve günün birinde yok olmasına sebep olacağı aşikardır. söz konusu kurumlar zaten halkla barışık değil.halkla barışık olmayanlar zaten bitmeye mahkumdur.bunu kendileride çok iyi biliyorlar.tek yaptıkları şey kaos yaratmak.bana göre bunlar ilerlememizi istemeten yabancı güçlerin şer maşalarıdır.bu nedenle herkesi duaya davet ediyorum.Beğen
-
AYNALAR SÖYLEYİN BANA 16 yıl önce Şikayet EtBöyle rezalet hiçbir yerde görülmez. Ergenekon çetesi, kendisine hesap sorulmasını hazmedemedi tabii. Buz dağının altı, ne kadar derindir kimbilir?... Halkın elinden, böyle mesnetsiz ve ucuz dalaverelerle kurtulabilecek misiniz bakalım??....Beğen
-
Celil YILMAZ 16 yıl önce Şikayet EtYeni Görev. Görev AKP ye düşüyor. Yargıtayı Ak Partinin eleştirmesi yetersizdir. Gerekli hukuki işlemi yapmalıdır. Eğer yapmazsa korkak olduğu ortaya çıkar. Ben başbakan olsam bugün Yargıtay başkanını görevden alırdım.Beğen
-
hayta hayta 16 yıl önce Şikayet Etyargı bagımsızlıgını kaybetmiştir.... Birlik beraberlik gerek,irken olanlara bak... tarih affetmez...Beğen
-
KAZIM AK 16 yıl önce Şikayet EtFANATİK. Böylesine fanatik bir şekilde siyaset yapan yargıçların bulunduğu bir ülkede yaşamak bizi endişelendiriyor umarım demokrasiden vazgeçmeyiz.Beğen