Erdoğan'dan Arap dünyasına çağrı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3. Türk-Arap Ekonomi Forumu'nda konuştu. Erdoğan, Arap dünyasına yönelik önemli mesajlar varirken birlik beraberlik çağrısı yaptı.
ABONE OLBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ve Arap ülkelerinin bulunduğu coğrafyadaki sorunların göğüslenmesinde, bölge ülkelerine tarihi bir sorumluluk düştüğünü belirterek, "Bölgemizin sorunları asla çözümsüz değildir. Bütün sorunların, bütün meselelerin üstesinden gelebilir, dayanışma ve yardımlaşma ile bütün engelleri aşabiliriz" dedi.
Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Arap Birliği Genel Sekreterliği ve Arap dünyasının önde gelen medya ve organizasyon kuruluşu Al-İktissatd Wal-Aamal tarafından Ceylan Intercontinental Otel'de düzenlenen "3. Türk-Arap Ekonomi Forumu"nun açılışına katıldı.
Başbakan Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, toplantıya katılan Arap ülkeleri yöneticilerine ve konuklara "Hoş geldiniz" dedi.
İstanbul'un bir dünya kenti olduğunu ifade eden Erdoğan, konuklara yoğun temaslarından fırsat bulduklarında, kentin güzelliklerini görmelerini tavsiye etti.
Erdoğan, İstanbul'un Bağdat'tan, Küdüs'ten, Mekke'den, Doha'dan, Beyrut'tan izler, sesler ve tatlar taşıdığını belirterek, şöyle devam etti:
"Bizler farklı diller konuşuyor, farklı coğrafyadan geliyor olabiliriz. Farklı renk ve farklı özelliklere sahip olabiliriz. Ancak ortak bir tarihi, kültürü ve değerleri paylaşıyoruz. Aynı yöne bakıyoruz. Aynı geleceğe birlikte yürüyoruz. Bizler dost, komşu ve yakın olmanın ötesinde, kardeş milletleriz. Kardeşler arasına sınır çekilemeyeceğine, sınır çizilemeyeceğine inanıyorum. Bizim sevinçlerimiz de, hüzünlerimiz de ortak. Bizim sorunlarımız da ortak, çözümlerimiz de... Örneğin bir Filistin, sadece Filistin'in değil, hepimizin ortak meselesidir.
Bu noktadan hareketle, bugün dünyanın karşı karşıya bulunduğu sorunları, özellikle bölgemizin sorunlarını göğüslemek noktasında hepimiz tarihi bir sorumluluğa sahibiz. Ortak amacımız ve ortak hedefimiz, bölgede ve dünyada barışı sağlamak, istikrarı ve refahı tesis etmek, ekonominin küreselleştiği, hukukun evrenselleştiği bir dünyada, her birimiz bu bilinç ve sorumluluk içinde hareket etmeliyiz, hareket ediyoruz."
Başbakan Erdoğan, bölgenin çeşitli sorunları olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Şunu bütün kalbimle, samimiyetimle ifade etmek isterim ki; bölgemizin sorunları asla çözümsüz değildir. Bütün sorunların, bütün meselelerin üstesinden gelebilir, dayanışma ve yardımlaşma ile bütün engelleri aşabiliriz. Ben bu forumu bu nedenle önemsiyorum. İnanıyorum ki bu forum, bölge ekonomisi, kalkınması, refahı ve istikrarına önemli katkılar sağlayacaktır."
Başbakan Erdoğan, "küreselleşen bir dünyada ülkelerin sınırlarını her türlü etkiye kapatıp, dünyaya bigane yaşamasının mümkün olmadığını" söyledi.
Bir ülkenin ve bir bölgenin, barış ve huzur içinde yaşamasının kalkınma için yeterli olmadığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yanı başımızda meydana gelen olaylar, bölgemizde var olan sorunlar, artık bizleri de yakından etkiliyor ve ilgilendiriyor. Özellikle ekonominin küreselleştiği bir ortamda, bölgesel sorunları çözmeden ekonomik kalkınmayı sağlamak eskiye göre daha da güçleşmiş durumda. Savaşlar, çatışmalar, göç, çevre sorunları, özellikle de terör, artık tek tek ülkelerin değil, bölgelerin, hatta tüm dünyanın ortak sorunu haline geliyor. Örneğin Türkiye'ye yönelik bir terör tehdidi, sadece Türkiye'yi değil, başta komşuları olmak üzere tüm bölgenin istikrar ve güvenini etkisi altına alabiliyor. Böyle bir ortamda, tehditlere karşı ortak mücadele vermek, ortak tavır sergilemek ve de dayanışma içinde olmak zorunluluğumuz var."
-TÜRKİYE'NİN ÇABASI-
Başbakan Erdoğan, "Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ekonomik işbirliği ve dayanışmanın" ortak mücadelenin önemli bir ayağını oluşturduğunu kaydederek, Türkiye'nin kendi bölgesinden başlayarak dünyanın diğer bölgelerine doğru genişleyen bir barış ve refah çemberi oluşturmak için çaba gösterdiğini vurguladı.
Türkiye'nin bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da "barış çabalarına katkı sağlamaya, kalkınma ve yeniden yapılandırma girişimlerine destek vermeye kararlılıkla devam edeceğini" ifade eden Erdoğan, tüm bölge ülkeleri ile geliştirilen özgün ve karşılıklı güvene dayalı ilişkilerin, bu konuda gereksinim duyulan güç ve ivmeyi sağladığını dile getirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Dost ve kardeş bölge ülkeleri ile olan üst seviyedeki siyasi diyaloğumuz ve ekonomik ilişkilerimiz artarak devam edecektir. Türkiye, Arap dünyası ile batı ülkeleri arasında bir köprü olmayı, bir barış, kalkınma ve refah köprüsü olmayı hedefliyor. Onun için gayret gösteriyor. Türkiye'nin AB katılım sürecinin, Arap ülkelerindeki kardeşlerimiz tarafından çok yakından izlendiğini biliyoruz. Türkiye'nin birliğe üyeliği hiç kuşkusuz sadece Türkiye'yi ya da sadece AB'yi ilgilendiren bir konu değildir. Türkiye'nin birliğe üyeliği, hem bölgenin hem dünyanın barış ve istikrara kavuşmasında önemli bir adım olacaktır. Bu anlayışla müzakerelere kararlılıkla devam ediyoruz. Bazı Avrupa ülkeleri tarafından önümüze engeller çıkarılsa da kararlılığımızdan asla taviz vermiyoruz ve reformlarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz.
Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği, farklı kültürlerin birlikte yaşayabileceklerini ortaya koyacak ve Avrupa'nın çok kültürlülüğünün en tartışılmaz delili olacaktır. Bazı ülkeler ya da bazı odaklar, bu barış projesini sabote etmenin mücadelesi içinde olabilirler. İslam dünyasını rencide eden, İslam dünyasının kutsal değerlerine saygısızlıkta bulunan, Müslümanlar ile terörü aynı kefeye koyan ve ayrışmayı körükleyen anlayışa karşı en güzel cevap, Türkiye'nin AB'ye katılması olacaktır."
-EKONOMİK GELİŞMELER-
Erdoğan, Türkiye'nin 2007 yılında 659 milyar dolara ulaşan gayri safi yurt içi hasılası ile dünyanın en büyük 17. ekonomisi olduğunu ve yine Türkiye'nin bugün Avrupa'nın en büyük 6. ekonomisi vasfını taşıdığını vurgulayarak, 2007 yılı sonunda toplam ihracatın 107 milyar doları, toplam dış ticaret hacminin ise 270 milyar doları aştığını bildirdi.
Türkiye'nin yıllık ihracatının 121 milyar dolar seviyesinde bulunduğuna işaret eden Erdoğan, 2007 yılı ihracat artış hızı bakımından ise Türkiye'nin yükselen büyük ekonomiler kategorisinde Çin'den sonra ikinci sırada yer aldığını kaydetti.
Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında ihracat artış hızı bakımından ise birinci sırada bulunduğunu dile getiren Erdoğan, son 5.5 yılda ekonominin hemen her göstergesinde ulaşılan seviyelerin, yapısal reformlarla kalıcı hale getirildiğini söyledi.
Erdoğan, enerji piyasasında, sosyal güvenlik reformu ve yeni istihdam yasası ile de iş gücü piyasasında yeni düzenlemeler gerçekleştirdiklerini anımsatarak, Ar-Ge Yasası ile verimlilik ve nitelikli iş gücünü artırmayı hedefledikleri belirtti.
-GAP, DAP VE KOP PROJELERİ-
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Güneydoğu Anadolu Projemiz (GAP), Doğu Anadolu Projemiz (DAP) ve Konya Ovası Projemiz (KOP), ülkemizin şu anda en önemli çıkışını sergileyen projelerdir. Uzun yıllardır yapımı süren, ancak tamamlanamayan GAP projesine önemli miktarda kaynak aktardık ve 2012 yılı sonu itibariyle GAP, DAP ve KOP projelerini tamamlamayı hedefledik. Bölgenin etkin şekilde sulanması ile hem bölge hem Türkiye ekonomik açıdan çok önemli kazanımlar elde edecek. Bu proje gıda ve tarım sektöründe Türkiye'ye önemli avantajlar sağlayacak. GAP'ın tamamlanmasıyla bölgede 4 milyon kişiye iş imkanı sağlanacak. 2012 yılında bu projeyi bitirdiğimizde Türkiye, enerji, gıda-tarım ve ekonomi-finans noktasında çok önemli bir merkez haline dönüşmüş olacak."
-
ÇİÇEK YÜKSEL 16 yıl önce Şikayet Etgüzel günler. doğru demiş başbakan.biz birbirimize düşersek başkaları neler yapmaz? biz müslümanlar olarak birbirimize köstek değil destek olmalıyız.birbirimize dayanmalı ve kenetlenmeliyiz.bizim ortadoğuyla arap-iran halklarıyla ortak bir tarihimiz var.ortak bir kaderi paylaşıyoruz.bizi birbirimize düşürmeye çalışanların oyununu bozalım.yaptıkları zulümler yanlarına kalmamalı.şimdi ayrılık gayrılık değil,birlik zamanı.ırkçılık zamanı değil.Beğen
-
yaşanmamış yıllar 16 yıl önce Şikayet Etbirlik zamanı. inşallah avrupa amerika sevdasını bi kenara bırakıp,kendi asıl benliğimize döneceğimiz günleri göreceğiz.şimdi bu habere yorum yapanlar arasından araplar şöyle araplar böyle,birinci dünya savaşında bizi sırtımızdan vurdular zaten türkün türkten başka dostu yoktur gibi teraneler okuyacağız.geçmişte birtakım sorunlar yaşadık diye hepten düşman mı kesilelim,kıyamete kadar birbirimizi mi çekiştirip duralım yani? sanki biz sütten çıkma akkaşık,bizim dışımızdakiler tu kaka.yok öyle şeyBeğen
-
serdar taş 16 yıl önce Şikayet Etislam ülkeleri ve birlik. araplara bakalım sünni ve şii diye ikiye bölünmüş halde.adamlar birbirinin kuyusunu kazıyor.bu ortamda islam birliği mi olur?para ve çıkar ne gerektirirse birlik orda.abirliğide aynı şekil.din temelli bu iş olur demek ütopik olur.Beğen
-
modern müslüman 16 yıl önce Şikayet Ethelal sana başbakanım. Allah\'ın izniyle bütün İslam ülkeleri biraraya gelip gönül ve güç birliği yapacak ve muhteşem bir dünya düzeni kurulacak.Korkmadan yılmadan aşkla şevkle girin şu olaya artıkBeğen