CHP saldırarak ne yapmaya çalışıyor?

Erdal Şen - Aslıhan Aydın'ın haberi

Genelkurmay ile Çankaya Köşkü'nü hedef alan açıklamalarıyla tepki çeken CHP Grup Başkan Vekili Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştiriler sürüyor. Siyasiler ve sivil toplum kuruluşları, anamuhalefetin kurumlar arası uyumdan rahatsız olmasına anlam veremezken, uzlaşma çağrısı yapıyor. 

Türk siyaset tarihinin en köklü partisi olan CHP, sürekli gerilim politikalarıyla gündeme geliyor. Anamuhalefet partisi, 'devletin bütün kurumlarıyla kavgalı' bir görüntü çiziyor. YÖK ve hükümetle yıldızı bir türlü barışmayan parti yönetimi, Ergenekon davası sebebiyle yargı ve emniyet teşkilatına ağır eleştirilerde bulunuyor. Son olarak Türk Silahlı Kuvvetleri ile Çankaya Köşkü hedef alındı. Partinin dış ilişkilerindeki tablo da farklı değil.

Türkiye'nin yarım asırdır üye olmaya çalıştığı Avrupa Birliği'ne cephe alan CHP, Sosyalist Enternasyonal'le bile köprüleri attı. Katı ve uzlaşmaz tavır, anamuhalefeti içte ve dışta gün geçtikçe yalnızlığa iterken, ülkenin enerjisinin boşa harcanmasına yol açıyor. Bu duruma dikkat çeken siyaset, hukuk ve ekonomi çevreleri, CHP'den artık uzlaşma bekliyor. 'Uyumsuzluk olursa kaybeden ülke olur.' uyarısında bulunuyor.

CHP'nin YAŞ'la ilgili eleştirilerine karşı çıkan askerî çevreler ise normal sürecin işlediğinin altını çiziyor. Uzun süreden sonra ilk kez ihraç olmamasını memnuniyetle karşılayan Emekli Subaylar Derneği Başkanı emek- li Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, buna üzülmenin bir partiye yakışmadığını vurguluyor. CHP'nin son dönemdeki politikaları parti içinde de tepki görüyor. Eski milletvekillerinden İnal Batu, parti yönetimini tutarsızlıkla suçluyor. Ardından şu ilginç tespitleri yapıyor: "27 Nisan bildirisini CHP alkışlarla karşıladı. Yerel seçimler yaklaşırken biz asker partisi değiliz demek istiyor olabilir."

CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun devletin iki temel kurumu hükümet ile Genelkurmay arasındaki uyumu sorgulamasına en çok eski savunma bakanları şaşırdı. Uygulamanın içinden gelen eski bakanlar, "Keşke bütün kurumlar uyumlu olsa." temennisinde bulunuyor. Bu isimlerden ANAP'lı eski bakan Hüsnü Doğan, "Bir muhalefet partisinin böyle bir konuyla ilgili olarak vakit harcaması... İşte ben bunu doğru bulmuyorum. Siyaseten de, ülkenin geleceği bakımından da muhalefet partisinin böyle bir konuyu gündeme getirmesini doğru bulmuyorum." diyor.

Sivil toplum dernekleri de benzer endişeleri taşıyor. Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, daha önce uyumsuz olmakla suçlanan hükümeti şimdi 'çok uyumlular' diye eleştirmelerini anlayamadığını söylüyor. CHP'yi çelişkili davranmakla suçlayan Uslu, şöyle devam ediyor: "Bu çelişki, günübirlik politika yapmak, uyumsuzluktan siyasi rant elde etmek gibi bir anlayış izlediklerini gösteriyor. Ayrıca rektör atamaları ile ilgili Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklama da çok manidar. Ahmet Necdet Sezer'in atamalarını 'yandaş basının işine gelir' anlayışı ile eleştirmediklerini açıkladı. Oysa bir sosyal demokrat parti, kişilere göre, siyasi eğilimlere göre değil, her yanlışa karşı çıkmalıdır."

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, anamuhalefete, "Belli kurumların arkasına sığınarak siyaset yapmayı alışkanlık haline getirirseniz hesaplarınız tutmadığında söyleyeceğiniz bir şey kalmaz." uyarısında bulunuyor. Ardından tavsiyelerini şöyle sıralıyor: "Baykal, iktidara yönelik bazı eleştirilerinde, kavga ortamının Türkiye'yi gerilettiğine vurgu yapıyordu. Şimdi empati yaparak aynı eleştiriyi kendisine yöneltmesi gerekiyor. Anayasa Mahkemesi kararını hazmedemiyor. 367'de kendi istediği oldu. Şimdi niye benim istediğim olmadı, parti kapanmadı diye çırpınıyor. Baykal, siyaseti millet adına yaparak bu sıkıntıdan kurtulabilir."

Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız da Türkiye'nin birliğine zarar veren her türlü söylemin karşısında olduklarını kaydediyor.

Süreci dikkatle takip ettiklerini vurgulayan Akyıldız, "Şu anda bizim gündemimizde yakında hükümetle oturacağımız toplu görüşmeler var. Ancak Kamu-Sen olarak, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü zafiyete uğratacak her türlü oluşuma, kuruma karşıyız. Kurum ya da kişi adı anmak istemiyorum. Türkiye'nin birliğine zarar veren her türlü olayın, girişimin, söylemin karşısındayız." diyor.

CHP'nin YAŞ'la ilgili eleştirilerine karşı çıkan askerî çevreler ise normal sürecin işlediğinin altını çiziyor. Uzun süreden sonra ilk kez ihraç olmamasını memnuniyetle karşılayan (ASDER) Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, buna üzülmenin "insan hak ve özgürlüklerine sahip çıkma iddiasındaki" bir partiye yakışmadığına dikkat çekiyor.

Eski Askerî Yargıtay Başkanı emekli Hakim Tuğgeneral Nursafa Pandar, süreç konusunda şu bilgileri veriyor: "YAŞ'ın yapacağı işlemler için başka yollar da tercih ediliyor. Yüksek Askerî Şûra toplantılarında ihraç yapılmaması, disiplinsizlik gösteren personelin ordudan uzaklaştırılmadığı anlamına gelmez. Disiplinsiz askerlerin ihracı ya da emekliye ayrılması, ilgili komutanların ve kuvvet komutanının olumsuz sicil vermesiyle YAŞ gündemine gelmeden de yapılabilir. Bunlar, Askerî İdare Mahkemesi'ne gidebilirler. YAŞ üyesi komutanlar, Ergenekon operasyonunda adı geçen personel ile disiplinsiz muvazzafların askerî yargı yoluyla ihracını benimsemiş olabilir."

Eski Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin: YAŞ kararlarını kaşımak doğru değil
Bu tartışmanın hiçbir siyasal ve sosyal yararı yok, zararı var. Zaten kurumlar arasındaki diyaloğun olmamasından Türkiye sıkıntı yaşıyor. Bu her şeyden önce saygı gerekir, uzlaşmagerekir. İhraç kararı verilecek bir olay yoktur, ondan olmamıştır. Hükümetin ve Silahlı Kuvvetler'in böyle bir pazarlığa girişebileceğini düşünmüyorum. İki kurumu da uzun yıllardır gayet iyi tanıyorum. Aralarında bulundum. Tutum ve davranışlarını çok iyi biliyorum.

Eski Milli Savunma Bakanı Oltan Sungurlu: Uyumsuzluk olursa kaybeden ülke olur
Benim Milli Savunma bakanlığım 28 Şubat sonrasına isabet etmesine rağmen bazı problemler vardı. Başbakan Sayın Yılmaz'dı. "Gerçekten zor durumlarda kalınıyordu. Sonuç itibarıyla bir uyum olması gerektiğini yaşayarak gördük. Keşke sürekli bir uyum olsa ülkemiz için ne güzel olur. Uyum varsa bunlardan mutluluk duymak lazım. Rahatsızlık duyulmamalı. Uyumsuzluk olursa kaybeden ülke olur. YAŞ'ta ihraçla ilgili dosyalar sadece Genelkurmay'ın elinde değil. Değişik birimlerden personelle ilgili dosyalar geliyor. Bunlar af edersiniz sümenaltı mı edilmiş yani. Devlette böyle gizli kapaklı bir şey olamaz.

Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk: İyi bir hizmet için kurumların uyumu şart
Hükümetin, devletin kurumlarıyla birlikte iyi bir hizmet verebilmesi için kurumların uyumlu çalışması gerekir. Araba alınması ayrı bir şey. Kamuoyuna sanki adeta bir şeyin bedeliymiş gibi, bazı konularda ses çıkarmanın bedeli gibi bir izlenim yaratılması o kurumları yıpratan bir durumdur. Elbette komutanlarımızın güvenilir araçlara sahip olması gerekir. Emekliliklerinde de alınabilir. Her zaman için çeşitli tehditlerle karşılaşabilirler.

Eski CHP Milletvekili İnal Batu: İmaj değiştirmek istiyorlar tutarlı görmüyorum
Yıllardır AK Parti'yi devlet kurumlarıyla kavga etmekle suçlayan CHP'nin şimdi önce Anayasa Mahkemesi ve daha sonra da Silahlı Kuvvetler'le giriştiği polemik gerçekten ilginçtir. Seçimlerde başarısız olmalarının nedenlerinden biri olarak CHP'nin bir devlet partisi olduğu, askerlerin siyasete girmesini özendirdiği söylenir. 27 Nisan bildirisinin alkışlarla karşılanması gibi. CHP yerel seçimler yaklaşırken bu görüntüyü, imajı değiştirmek istiyor. Biz asker partisi değiliz, AB reformlarına karşı çıkan bir parti değiliz demek istiyor olabilir. Ancak hem Ergenekon'un avukatlığına soyunur, hem de YAŞ'ta askerlerin tasfiye olmamasına karşı çıkarsa ben bunu tutarlı görmem. Ayrıca hiçbir TSK mensubunun atılmaması bir eksiklik değil. Bunda özel bir neden aramak, Büyükanıt'a araç satın alınması mukabilinde gibi iddiaları haklı bulmuyorum.

AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş: CHP'nin tavrı olağanüstü derecede şaşırtıcı
CHP'nin son günlerde ortaya koyduğu söylemler hem kamuoyunu hem de siyasi partileri olağanüstü bir şaşkınlığa itmiş durumda. Kurum ve kuruluşları tahrik etmek, kavga ve hırçınlıkta sınır tanımayarak kurumları rencide edici, aşağılayıcı eleştiriler yapmak Türkiye'nin huzurunu ve istikrarını engeller. CHP'li yöneticilerin, bu çerçevede biraz daha sakin olmaları ve son günlerde yaptıkları ölçüsüz eleştirileri iyi değerlendirmeleri gerekir.

Hürriyet Gazetesi Başyazarı Oktay Ekşi: Kılıçdaroğlu'nun lafını aklım almadı
Kılıçdaroğlu diyor ki "Hükümet ile askerin arası tuhaf bir biçimde iyi." Ne demek böyle bir şey. Zaten iyi olması lazım. Kötü olmasını bekleyebilir misin? Sistem onunla onun uyumlu çalıştırılmasını gerektiriyor. Kılıçdaroğlu sevdiğim de bir isim fakat böyle bir şey doğrusu aklımın aldığı bir laf değil. Yanlışların pek çok olduğu harika bir ülkede yaşıyoruz. Laikliği savunma askerin işi değil, CHP'nin işi, programıyla, tarihiyle. Sen 20 sene bu işi askerin üzerine ihale et. 21. sene senin işin değil de. Sen niye yıllarca oraya ihale ettin de şimdi hayal kırıklığı yaşama hakkını kendinde görüyorsun, yok ki böyle bir hakkın.

Eski Askerî Yrg. Bşk. Tuğ. Nursafa Pandar: CHP'li vekilin bilgi noksanlığı var
CHP'li vekil meseleyi bilmediği için rastgele konuşmuş. YAŞ'ın yapacağı işlemler için başka yollar da tercih ediliyor. Normal süreç işlemiştir. Yüksek Askerî Şûra toplantılarında ihraç yapılmaması, disiplinsizlik gösteren personelin ordudan uzaklaştırılmadığı anlamına gelmez. Disiplinsiz askerlerin ihracı ya da emekliye ayrılması, ilgili komutanların ve kuvvet komutanının olumsuz sicil vermesiyle YAŞ gündemine gelmeden de yapılabilir. Bunlar, Askerî İdare Mahkemesi'ne gidebilirler. YAŞ üyesi komutanlar, Ergenekon operasyonunda adı geçen personel ile disiplinsiz muvazzafların askerî yargı yoluyla ihracını benimsemiş olabilir. İddia edildiği gibi, Genelkurmay Başkanı ile Başbakan arasında ihraç olmaması konusunda bir pazarlık mümkün değil. Başbakan, ihraç edileceklerin durumunu bilmez.

Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi: Anamuhalefet, çifte standart uyguluyor
CHP Grup Başkan Vekili'nin sözleri insan hak ve özgürlüklerine sahip çıkma iddiasında olan bir partiye yakışmıyor. Anamuhalefet, 1980 sonrasında TSK'dan re'sen emekli edilen sol düşünceye sahip insanların haklarını savunurken, olağanüstü bir dönemde re'sen emekli edilenlerin haklarının savunulmaması çifte standarttır. Gelişme yeni bir dönemin başlangıcıdır. Bunu göremeyip yadırgayanlar gelişmeleri iyi değerlendiremeyenlerdir.

Zaman