Kurtulmuş'tan Can Atalay açıklaması: Kimse TBMM'ye ödev vermeye kalkmasın
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, gündemdeki konulara ilişkin açıklama yaptı. Can Atalay hakkındaki tartışmanın Anayasa'dan kaynaklandığını belirten Kurtulmuş, kimsenin TBMM'ye ödev vermemesi gerektiğini vurguladı.
ABONE OL- "Bu Meclis yeni bir anayasa yapma gücüne sahip değildir demek, 'yeni anayasayı sadece askerin dipçiğiyle yaparız' demekle eş değerdir."
- "Hiç kimse TBMM'ye ödev vermeye kalkmasın. Yasama-yürütme-yargı birbirinden bağımsızdır."
- "Eğer Orta Doğu'daki bu süreç devam eder, özellikle komşu ülkelere sıçrarsa, bu kadar ısınan suyun kimi yakacağı belli olmaz."
Son dakika haberi: TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, gündemdeki konulara ilişkin açıklama yaptı. Kurtulmuş'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
SİYASETTE 50+1 TARTIŞMASI
"Referandumla birlikte sistem değişikliğine gidildi. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor. Uzunca bir süredir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ilgili birtakım revizyonların yapılabileceği iktidar tarafında da muhalefet tarafında da konuşuluyor. 50+1 gibi konuları münferit olarak ele almak yerine Anayasa değişikliği kapsamında bu ve benzeri konuların beraber tartışılması taraftarıyım.
Şahsen tercih edeceğim yöntem ve yol Anayasa tartışmaları içinde doğru zaman gelince bu konunun tartışılmasıdır.
Yaptığımız tartışmalar ülkemizin geleceğiyle ilgili. Anayasa yapma yetkisi Meclis'te. Hiçbir partinin tek başına Anayasa yapma gücü yok. Bir partinin Anayasası olmaz, milletin olur.
İttifak ile 50+1 aynı tartışma değil. Meclis'te grubu olan 6 siyasi parti var, 14 parti de temsil ediliyor. 28'inci dönemin en büyük avantajlarından biri. İttifakların olması işin akışının gereğidir.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Önce iklimin oluşturulması gerekiyor. Mühim olan partiler arasında müzakere ortamının oluşturulabilmesidir. Partilerin fikirleri A ve Z kadar zıt olabilir. Ama Türkiye'de yeni Anayasa çalışması fantezi değildir. Türkiye'deki bütün siyasi partilerin 12 Eylül Anayasa'sıyla sorunları vardır.
Daha önce 64 maddenin üzerinde partilerin uzlaştığı çalışmalar yapıldı. Önyargıları kenara bırakmamız gerekiyor. 'Anayasa müzakerelerine katılmayız' demenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Her partinin çalışmaları var. Bunların hepsi ortaya konulur.
Yapabilirsek bu benim değil, Meclis'in başarısı olur. Hiçbir partinin de meselesi değildir. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili düzeltme gereği varsa burada muhalefet partilerine de büyük görev düşüyor. Makul bir noktada konsensüs oluşursa bu noktalarda adımı atarak yolumuza devam ederiz.
Bu Meclis yeni bir anayasa yapma gücüne sahip değildir demek, 'yeni anayasayı sadece askerin dipçiğiyle yaparız' demekle eş değerdir.
Bu Meclis, Türkiye'de istediği Anayasa değişikliğini yapmaya muktedirdir. Sivil irade artık Türkiye'de sistemin sahibidir. Ne yaparsanız yapın, yüzde 100 herkesin kabul edeceği bir metin ortaya çıkmayabilir. Devlet eksenli değil, millet eksenli bir Anayasa'ya ihtiyaç var.
CAN ATALAY'IN DURUMU
Türkiye İşçi Partisi Milletvekili, Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay'ın durumuna ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, bu tartışmanın da mevcut Anayasa'dan kaynaklandığını anlattı.
TBMM'nin bu konudaki tavrının belli olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Türkiye'de güçler ayrılığı prensibi anayasal bir zorunluluktur. Her güç, kendi bağımsızlığı içerisinde kendi anayasal yetkilerini kullanmak durumundadır. Ama hiçbir gücün TBMM'ye görev verme hakkı ve salahiyeti yoktur." ifadesini kullandı.
TBMM'nin, tartışmanın bir tarafı haline getirilmemesi için özel bir gayret gösterdiğini anlatan Kurtulmuş, "TBMM, kendi gündemine sahiptir. Hiç kimse TBMM'ye bir ödev vermeye kalkmasın. Yasama, yürütme, yargı birbirinden bağımsızdır, birbirinin işlerine müdahale etmezler ama yasama görevini yüklenmiş olan TBMM, gerektiğinde bütün yasaları ve anayasayı da değiştirecek tek güçtür." düşüncesini dile getirdi.
ÖZEL'İN 'KÜRTLER DAHA AZ EŞİT' SÖZÜ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, "Türkiye'de herkes eşittir, fakat Kürtler daha az eşittir" açıklamasının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Bu söz, Türkiye'deki gerçeği yansıtmıyor. Türkiye'de 85 milyon vatandaşımız eşit, özgür yurttaşlardır. Kürt kardeşlerimizin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Türkiye'de gelemeyeceği hiçbir makam yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve bazı milletvekillerini örnek gösteren Kurtulmuş, "Türkiye'de 'Bu Kürttür, şu pozisyona getirmeyelim' diye bir tartışma zaten yoktur. Mesele etnik kimlik üzerinden bir ayrıştırma ortaya koymaksa ya da mesele terör örgütüyle bir şekilde dirsek temaslı bir siyaset tarzı içinde bulunmaksa buna hiçbir devlet razı olmaz." dedi.
Orta Doğu'daki ülkelerin iç çatışmalarının körüklendiğine dikkati çeken Kurtulmuş, "Türkiye gibi bölgenin en önemli ülkesi olan bu ülkenin siyasetçilerinin bu anlamda kullandığı dile dikkat etmesi lazım." diye konuştu.
Etnik ve mezhebi konularda bütün siyasetçilerin ve bütün halkın uyanık olması gerektiğini belirten Kurtulmuş, "Bu konuda yeni tartışmaların fitilini ateşleyecek birtakım konular gündeme getirirsek, zaten elin oğlunun istediği budur, emperyalizmin ekmeğine yağ süreriz." görüşünü paylaştı.
İSRAİL'İN GAZZE'DEKİ KATLİAMLARI
İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını başlattığı 7 Ekim'den bu yana TBMM Başkanı olarak 22 ülkeden 41 üst düzey yöneticiyle bu meseleyi konuştuklarını aktaran Kurtulmuş, ayrıca katıldığı 5 uluslararası toplantıda sürekli konuyu gündeme taşıdığını söyledi.
Batılı ülkelerin İsrail'e karşı borçları olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Hitler ve Mussolini zamanında yapılanları, Avrupa kıtasındaki Yahudi soykırımını, o antisemitik siyasetin nasıl Yahudilere baskı uyguladıklarını hatırlıyorlar ve belki de özür dilemek için bugün o özür dilemeyi Filisin halkına yapılan zulüm üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Ses çıkarmıyor, destek oluyorlar. Biz, Türkiye olarak üzerimize düşeni yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu, tarihi bir sorumluluk." diye konuştu.
İsrail'in saldırıları sonucu binlerce çocuğun hayatını kaybettiğine dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Kuvözlerde oksijen bitti, çok sayıda çocuğun çırpınarak, ağlaya ağlaya öldüğü görüntüler dünyaya servis edildi. Bu insanlığın bittiği yer. Siyaset artık ne konuşacak? Kuvözdeki bebekleri koruyamıyorsa canı çıksın öyle siyasetin. Hangi uluslararası sistem, hangi uluslararası ilişkiler, hangi Birleşmiş Milletler... Böyle baktığınızda kahroluyorsunuz ama bir de sorumluluğunuz var. Bu konuda Türkiye olarak tüm gücünüzü seferber etmeye çalışıyorsunuz. İnşallah şimdi geldiğimiz noktada bu ateşkes kalıcı olur ve bundan sonrası yapılması gerekenleri de insanlık cephesini tahkim ederek hep beraber yapmamız lazım. Batı ülkelerinin hükümetlerine kalsaydı bu ateşkes olmazdı."
Kurtulmuş, İsrail'in saldırına yönelik Avrupa başkentlerinde gerçekleştirilen protestoların ateşkesin sağlanmasına katkı yaptığını; uluslararası camiada sivil inisiyatiflerin "İsrail'in bu faşist politikalarına ve Netanyahu ile çetesine karşı baskının arttırılması gerektiğini" dile getirdi.
Kurtulmuş, Netanyahu ve hükümetinin, savaş suçlarını işleyenlerin Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesine gitmesini sağlamaya yönelik başvuruların çoğaltılması gerektiğini söyledi. Kurtulmuş, "Artık insanlık vicdanı uyanışa geçmiştir. Sürekli olarak bunu arttıracak ve insanlık cephesini kuvvetlendirecek işler yapmamız lazım." dedi.
İsrail ile Filistin arasındaki kalıcı çözüm için yerine getirilmesi gereken üç konu bulunduğunu anlatan Kurtulmuş, 1967 sınırlarında ve başkenti Kudüs olan, tam bağımsız bir Filistin Devleti'nin tanınması, Yahudi yerleşimcilerin işgal ettikleri bölgelerden atılması ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere Müslümanlar ile Hristiyanların kutsal mekanlarının korunması şartlarının sağlanmadığı sürece meselenin çözülemeyeceğini kaydetti.
Kurtulmuş, "Tarih boyunca dünya barışının kapısı, Orta Doğu kapısıdır. Orta Doğu barışının anahtarı ise Filistin topraklarının özgürleşmesidir. Bu sağlanmadan dünya barışı sağlanmaz." dedi.
"BU KADAR ISINAN SUYUN KİMİ YAKACAĞI BELLİ OLMAZ"
İsrail'deki faşistler öyle görünüyor ki hazır burada bu kadar gücü varken işimizi bitirelim diye düşünüyor. Avrupa ülkelerinin verdiği siyasi desteği kesmesi lazım. Herkesin aklını başına toplaması lazım. Dünya zaten ateş çukurunun içinde. Eğer Orta Doğu'daki bu süreç devam eder, özellikle komşu ülkelere sıçrarsa, bu kadar ısınan suyun kimi yakacağı belli olmaz. Soykırıma varan bu katliamların durdurulması şarttır.
İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİ
İsveç'in NATO'ya katılım protokolüyle ilgili değerlendirmesi sorulan Meclis Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'nin bu konuda verdiği sözleri yerine getirdiğini, muhataplarından aldığı sözlerin de tamamıyla yerine getirilmesini beklediğini söyledi.
Türkiye'nin, Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda verdiği sözü yerine getirdiğini anımsatan Kurtulmuş, "Aynı şekilde İsveç'in de sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz. Bu konuda bazı olumlu adımlar atıldı. Bunların tamamıyla gerçekleşmesini bekliyoruz. Cumhurbaşkanlığından gelen tezkere Dışişleri Komisyonu'nda havale ettik. Komisyon kendi gündemi içinde meseleyi değerlendirecek, sonra da Genel Kurula gelecektir. TBMM'de süreç kendi gündemi içerisinde işliyor." diye konuştu.
Kurtulmuş, "İsveç'ten beklenmedik bazı açıklamalar geliyor. Muhalefet partisi liderinin 'cami kapatılsın' yönünde açıklaması var. Bu tür açıklamalar süreci uzatır mı?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Avrupa kendi kurucu değerlerinden süratle uzaklaşmaya doğru gidiyor; bu kadar çok ırkçılık, İslam ve yabancı düşmanlığı... Senin haddine mi kardeşim, 'Avrupa'nın temelini çok kültürlülük üzerine kurduk' diye övünüyorsunuz ama cami kapatılsın... Böyle bir şey olabilir mi? Sen kimsin? Ama Avrupa'daki bu faşist, ırkçı siyasetler o kadar yükseliyor ki ben Avrupa adına endişe duyuyorum. Bir gün Avrupa, Türkiye'nin insancıl değerlerine sığınmak mecburiyetinde kalacak. Böyle devam etmez. Şu anda gördüğü yabancıya, Müslümana, öteki olarak gördüğüne saldırıyor ama bu faşist, otokratik kafa, bir müddet sonra belki kendisinden daha fazla demokrat değerleri savunan Avrupalılara da saldıracak. Çok büyük bir alarm zilidir, bunu görmesi lazım Avrupa'nın."
- İÇTÜZÜK TARTIŞMALARI
Kurtulmuş, Meclis içtüzüğünün değişikliği konusundaki değerlendirilmesi sorulması üzerine, içtüzük konusunda eksiklerin belli olduğunu belirterek, "Yerel seçimden sonra hızlı bir şekilde konunun gündeme getirilmesini ümit ediyorum." dedi.
Mecliste geçmiş dönemlerde 36 saat kesintisiz süren oturumlar olduğunu aktaran Kurtulmuş, komisyonlarda meselelerin çok daha iyi tartışılması, ihtisas komisyonlarının da esas komisyon gibi tartışmaların zemini haline dönüştürülmesi gerektiğini, Genel Kurul aşamasında sadece oylamaların yapılabileceğini dile getirdi. Genel Kurulda sert tartışmaların ve zaman zaman da kavgaların olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Türkiye artık bu görüntüleri hak etmiyor. Son derece nezih, medeni bir şekilde daha evvel tartışmaları yapılan yasaların oymaları Genel Kurulda yapılsın. Belli günlerde Meclis bir konuda faaliyeti sürdürsün. Bir gün uluslararası sözleşmeler gündeme gelsin, bir gün partilerin grup teklifleri gündeme gelsin. Bunlar konuşulur, mühim olan etkin, hızlı, muhalefetin sözünün de daha fazla değerlendirildiği, komisyonların güçlendirildiği bir çalışma prensibinin, Meclis yasama kalitesinin artırıldığı bir süreci oluşturabileceğimizi düşünüyorum. Ümit ederim ki partiler de destek verir. Meclisin böyle bir ihtiyacı var."
Kurtulmuş, TBMM'nin 28. Dönem 2. Yasama Yılı'nın açılış gününde İçişleri Bakanlığına yönelik gerçekleştirilen terör saldırısı hatırlatılarak, "Meclis güvenliği açısından yeni kararlar bekleniyor mu?" sorusuna, "İlave güvenlik tedbirleri alınıyor, alınacaktır, arttırılacaktır. Meclisin diğer resmi kurumlara göre aşırı bir ziyaretçi yoğunluğu var, çok fazla insan giriyor. Güvenlik endişelerinin daha üst düzeyde olduğu bir kurum burası. Her türlü güvenlik tehdidi değerlendirmesi yapılıyor, ilave tedbirleri alacağız." şeklinde konuştu.
-
Misafir 11 ay önce Şikayet Et"Hiç kimse TBMM'ye ödev vermeye kalkmasın. Yasama-yürütme-yargı birbirinden bağımsızdır.".... buna inanacak kadar saf bir kimse olduğunu sanmıyorum ama haydi hep beraber inanmış gibi yapmaya devam edelimBeğen Toplam 1 beğeni
-
Misafir 11 ay önce Şikayet Etasgari ücretli haftada 45 saat çalışıp 11500 alıyorsa sizlerde aldığınız maaş kadar çalışın.Beğen Toplam 3 beğeni
-
Misafir 11 ay önce Şikayet Etkesinlikle natoya girmemeliBeğen
-
Murat 11 ay önce Şikayet EtLiyaketsiz kim varsa dolmuş meclise o maaşlar haramdır haram.Beğen Toplam 3 beğeni
-
İsmail 11 ay önce Şikayet EtSayın KURTULMUŞ; Muhalefet için durmadan teröristlerle işbirliği yapıyorlar onlarda işbirlikçi terörist söylemleriniz sürekli söyleniyor... Muhalefet ve işbirlikçileri teröristlerin Dokunulmazlıklarını kaldırmak da Meclisimizin görevi lütfen yerine getirsinler de bizde bilelim şu teröristleri...Beğen Toplam 2 beğeni