Perinçek'in para kaynağı belli oldu

İddianamenin ek klasörleri arasında yer alan doküman, 'Fabrikatör' başlığını taşıyor. Şubat 2000 tarihli 27 sayfalık raporda, Perinçek'in liderliğini yaptığı Aydınlık hareketinin malî yapısı mercek altına alınıyor. Perinçek'in finansal kaynak oluştururken son derece gizli hareket ettiği ve hiçbir parti yetkilisine bu hususta bilgi vermediği ifade edilen çalışmada, şu bilgiler yer alıyor: "Görünürde üyelerin aidatları ve yayıncılık faaliyetleri dışında hiçbir finansal kaynağa sahip görünmemekle birlikte birçok ticarî şirket faaliyete geçirilmiş, yurtiçi ve yurtdışında ticarî girişimler yürütülmüştür. Çin ve Almanya ile ticarî ilişkiler içinde olan şirketlerden ciddi anlamda gelir elde edilmiştir."

Şubat 2000 tarihli raporda, Doğu Perinçek'in finansal kaynaklarını nasıl oluşturduğu anlatılıyor: "Grup, kişiler ve kurumlar hakkında elde ettiği istihbarat bilgilerini paraya dönüştürmüştür. Uygulanan yayıncılık anlayışı ile hedef seçilen kişilerden ve çevrelerden finans sağlanabilmektedir." Raporun 'Dış ilişkiler' başlığını taşıyan bölümünde ise İP lideri Perinçek'in özellikle Çin'le ilişkilerine dikkat çekiliyor: "Finansal anlamda destek gördüğü bir ülke olan Çin, Türk cumhuriyetleri üzerinden de destek amaçlı ticari ilişkiler kurulmasını sağlamıştır."

MGK bütçesinden ödenek iddiası

Perinçek grubunun gelir kaynaklarıyla ilgili tartışmalar sırasında Milli Güvenlik Kurulu'ndan İşçi Partisi'ne para aktarıldığı konusu da gündeme gelmişti. Tuncer Kılınç'ın genel sekreterliği döneminde (2001-2003) psikolojik savaş faaliyetlerini yürüten Toplumla İlişkiler Başkanlığı (TİB) bütçesinden İP'e para aktarıldığı uzun süre konuşulmuş ancak taraflar bu konuda net bir açıklama yapmaktan kaçındığı için bu bilgi doğrulanmamıştı.

Fabrikatör Perinçek'in hedefi

Doğu Perinçek'i 'fabrikatör' olarak tanımlayan ilk kişi eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşar Yardımcısı Mustafa Hiram Abas'tı. 'Siyasi ve şahsi maksatlar için uydurma veya şişirme haber üreten şahıs veya grup' olarak tanımladığı 'fabrikatör'ün Türkiye'deki misyonunu şöyle tanımlamıştı:

Türkiye'de hızla gelişen Sovyet yanlısı aşırı solu, yeni bir doktrinle bölmek, birbirine düşürmek, parçalamak.

Devlet içinde, orduda, MİT'te, poliste, Özel Harp'te kendi çizgilerinde olmayan, düşünce ve faaliyetleri ile organizatörü zor duruma düşürecek unsurları çeşitli yöntemlerle tasfiye etmek, bu kilit müesseselerde etkinliği artırmak.

Türkiye'de politik ve ekonomik istikrarsızlığı pompalayan faaliyetleri devam ettirerek, ülkenin güçlenip organizatörün emelleri dışında tamamen bağımsız ve milli bir politika izlemesini engellemek. Fabrikatör, misyonunu uzun yıllar boyunca başarılı bir şekilde yerine getirdi.

(Zaman)