Mesut Yılmaz'ı çok terletecek sorular

Ergenekon Örgütü hakkında yorum yapanlar arasına katılan eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın açığını yakalayan İsmet Berkan konuyu bakın nereye taşıdı?

ABONE OL
GİRİŞ 16.01.2009 13:55 GÜNCELLEME 16.01.2009 13:55 SİYASET
Mesut Yılmaz'ı çok terletecek sorular
Mesut Yılmaz'ı çok terletecek sorular

İsmet Berkan'ın yazısı

Tamam da o hafriyat neden hâlâ orada?

En son konuşması, hatta belki hiç konuşmaması gereken insanlar da Ergenekon'da dayanamıyor, konuşuyor.

Böyle insanlardan biri de, halen bağımsız Rize Milletvekili olarak parlamentoda bulunan eski başbakanlardan Mesut Yılmaz.

Yılmaz, 1997 yılında, 28 Şubat kumpasları sonrasında Başbakan olduğunda aslında çok büyük bir fırsatı da yakalamıştı: Susurluk'u çözmek ve Türkiye'de asker-sivil ilişkilerini, güvenlik gücü-hükümet ilişkilerini olması gereken hale getirmek, bir anlamda 'post-modern darbe' sonrasında hızla 'normalleşme'yi sağlamak fırsatını...

Çok da umut verdi başlangıçta. Güvenilir bürokrat ve müfettiş Kutlu Savaş, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanvekili sıfatıyla, gücünü de bizzat Başbakan'dan alarak Susurluk'u araştırmaya başladı.

Mesut Yılmaz bu araştırmanın doğru dürüst yapılmasına, adam gibi bir sonuç elde edilmesine o kadar büyük önem veriyordu ki, mesela Milli İstihbarat Teşkilatı Kutlu Savaş'a arşivini açmayınca, Savaş'la birlikte MİT'e gitti, orada bir koca gününü geçirdi ve gereken bilgilerin alınmasını sağladı.

Diyorum ya, o dönem çok ümit veriyordu Yılmaz ve yaptığında da samimi gözüküyordu. Ama sonra, Kutlu Savaş'ın raporu yazıldı, ekindeki 11 klasör belgeyle birlikte Başkana Yılmaz'a teslim edildi ve açıkçası Susurluk o gün orada bitti.

O kadar bitti ki, Mesut Yılmaz bizzat kendi emriyle hazırlanan soruşturma raporundaki kimi suç ihbarlarını bile mahkemeye göndermedi, adalete yardımcı olmadı. Sadece yardımcı olmamakla kalsa neyse, bazı mahkemeler gayrıresmi yollardan Kutlu Savaş'ın raporuna ulaştılar ve Başbakanlık'tan raporun ilgili bölümüne ilişkin belgeleri istediler, onlar da gönderilmedi.

Mesela raporda Musa Anter cinayetini kimin işlediğinin saptandığı söyleniyordu. Bu saptamanın sonucu herhangi bir mahkemeye gönderilmedi. Böyle başka faili meçhul bilinen cinayetler ve olaylar anlatılıyordu ama hiçbir şey mahkemelere yansımadı.

Kısacası, Başbakan olarak Mesut Yılmaz, en azından kendi yazdırdığı raporda yer aldığı kadarıyla Susurluk'u örtbas etti.

Ağır bir tabir kullandığımın farkındayım: Evet, Susurluk'u örtbas etti.

Ve şimdi o Mesut Yılmaz çıkmış, 'Bugün yaşananlar eskinin hafriyatı' diyor.

Diyelim ki öyledir, bugün yaşananlar Susurluk'ta başlayan çeteleşmenin devamıdır, hafriyatıdır.

Peki ama sormazlar mı adama o hafriyat neden orada duruyor? Kim yığdı o molozları sokak ortasına? Kim o hafriyatı temizlemedi de kokuşmuş halinin bugüne kadar sarkmasına neden oldu?

Benim anladığım, Mesut Yılmaz bu sözleri sarfettiği televizyon programına soru sorulmaması şartıyla katılmış.

Neden acaba sorulardan kaçıyor Yılmaz? Cevaplayamayacağı, mahçup duruma düşeceği sorular sorulmasından mı çekiniyor?

İbrahim Şahin'in tutuklanması sayesinde Ergenekon'la birlikte Susurluk da güncellik kazandı bir kez daha.

Mesut Yılmaz konuşsa, sorulara cevap verse ve hepimize Kutlu Savaş raporunun gereğini neden yapmadığını, 'araştırma'yı neden güvenlikle ilgili diğer devlet kurumlarını da, özellikle Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nü de kapsayacak bir 'soruşturma'ya neden dönüştürmediğini anlatsa, hiç değilse elindeki raporu ve eklerini o sırada İstanbul DGM'de görülmeye başlanan Susurluk davasına neden göndermediğini anlatsa...

Hadi Mesut Bey, kendi hafriyatınızı temizleme fırsatı çıktı. Bu kadar olsun hizmet edin ülkenize, demokrasiye...

KAYNAK : Radikal
YORUMLAR 22 TÜMÜ
  • fikretçiçek 15 yıl önce Şikayet Et
    Yapamaz. Mesut bey kendi hafriyatını yaparsa;(tarihi eser çıkmaz)altından çıksa,çıksa kanalizasyon çıkar.Pis kokularını zaten tüm Türkiye bilir.
    Cevapla
  • mustafa sarı 15 yıl önce Şikayet Et
    işte böle..... ya deli oluyordum bu soruyu ne zaman soracaklar bu adama diye.her izllememde deli oluyordum.satın ismet berkanı tebrik ediyorum.bide sayın baykala sorarsa halkın gerçekten merak ettiği soruları sevinirim.
    Cevapla
  • ALİ BODUR 15 yıl önce Şikayet Et
    post-modern ciler. bu mesutu ne için yolladı acaba rizeliler meclise adam sadece devletin bütcesine yük oluyo otur otur ay sonu git atm den maaşı çek berna ile ye iç 550 kişinin içinde hak ederek maaş alan 5 kişi yoktur . 1997 de post-modern ne çanak tutan başta siliman demirel cevik bir mesut yılmaz bakın şimdi eserinizi bu güzelim memleketi siz bu hale getirdiniz
    Cevapla
  • sedat topcu 15 yıl önce Şikayet Et
    çınar bahçacı, bak kardeşim!. bu partiler anap,akp ikiside konjonktür partisidir. bir başka deyişle zamane partileridir. örnekleyecek olursak, anap 12 eylül sonrasında ortaya çıkmış, yol,köprü vs. yapmış fakat gelirde adalet konusunda sınıfta kalmıştır.zengin daha zengin fakir daha fakir hale gelmiştir, rüşvet alabildiğine yayılmıştır. akp ise 28 şubatın olağanüstü koşullarında piyasaya sürülmüş ve kuruluşunda vaat ettiği gelir adaleti, özgürlükler ve sivil anayasa konusunda sınıfta kalmış, sistem partisi oluvermiştir.
    Cevapla
  • Tümer Özüşen 15 yıl önce Şikayet Et
    mahkemei-kübra. sözde aklandın ha sen aklanmayı mahkemei- kübrada görürsün tabi inancın varsa o kadar yetim hakkı yediniz haram demediniz tabi burada rizelilerin suçuda yok değil
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR