CHP raporunda müthiş HSYK çelişkisi

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun Erzurum'daki özel yetkili savcıların yetkilerini almasını doğru bulan CHP'nin, geçmişte aynı Kurul'u ağır şekilde eleştirdiği ortaya çıktı. CHP'nin HSYK hakkında hazırladığı rapor:

ABONE OL
GİRİŞ 20.02.2010 14:36 GÜNCELLEME 20.02.2010 14:36 SİYASET
CHP raporunda müthiş HSYK çelişkisi
CHP raporunda müthiş HSYK çelişkisi

CHP tarafından 2001 yılında hazırlanan İnsan Hakları ve Demokratikleşme Raporu'nda, HSYK kararlarının yargı denetimi dışında tutulmuş olmasının sakıncaları sıralanırken, bunun hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı vurgulanıyor. Raporda, HSYK kararlarının yargısal denetim alanı dışında olmasını, 12 Eylül Cuntası ile sıkıyönetim komutanlıklarının yargıdan muaf tutulmasıyla aynı olduğu savunuluyor. Raporda, HSYK'nın yeniden yapılandırılarak yargı denetimine alınması isteniyor.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in soruşturmasını yürüten özel yetkili savcı Osman Şanal ile birlikte 4 savcının yetkilerini alan HSYK'nın bu girişimi yargıda reform talebini gündeme getirdi. Bugün HSYK'nın verdiği kararı savunan CHP'nin de bu yönde talepleri dile getirdiği, hatta parti olarak bir rapor bile hazırladığı ortaya çıktı. 2001'de CHP'nin kurmay hukukçuları Prof. Dr. Oya Araslı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Algan Hacaloğlu, Bülent Baratalı, Sinan Yerlikaya, Mesut Değer, Ali Dinçer, Prof. Dr. Yakup Kepenek, Atila Sav ile Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum ve Ceza Hukkuçusu Prof. Dr. Eralp Özgen'den oluşan Demokratikleşme Komisyonu'nca kaleme alınan raporda, HSYK'ya yönelik ağır ithamlar yer alıyor. Raporda, bu yapının yargı denetiminin dışında olduğu, bu durumun bir an önce değiştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

SAVCILARA KİMSE DOKUNAMAZ

Raporda, yargıç ve savcıları güvence altına alan Anayasa'nın 139. maddesine atıf yapılırken, hakim ve savcıların hiçbir şekilde etki altında bırakılamayacağı vurgulanıyor: "Söz konusu maddeye göre, yargıç ve savcılar, meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olmaları, görevlerini sağlık bakımından yerine getiremeyeceklerinin kesin olarak anlaşılması ve meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilmesi halleri dışında hiçbir şekilde azlolunamamakta; kendileri istemedikçe Anayasa'da gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamamakta; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa aylık, ödenek ve diğer haklarından yoksun kılınamamaktadırlar."

Raporda, HSYK'nın görevleri de anlatıyor. Buna göre, Anayasa'nın 140. maddesi yargıç ve savcıların özlük işlerinin, mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıçlık güvencesi esaslarına göre kanunla düzenleneceğini bildirmiş; yargıç ve savcıların mesleğe kabul edilmelerine, atanmalarına, geçici yetkilendirilmelerine, kadro dağıtımına, yükseltilmelerine, haklarında disiplin cezası verilmesine, bu görevden uzaklaştırılmalarına ilişkin yetkileri, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na verdiği belirtiliyor.

HSYK YENİDEN YAPILANDIRILMALI

CHP'li hukukçular, yargının bağımsız olmadığını vurgularken, bunun büyük ölçüde HSYK'nın yapısından kaynaklandığına işaret ediyor: "Anayasa'mız ilk bakışta, yargı ve yargıç güvencesini sağlıyor görünmektedir. Ancak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun oluşumuna ve yapısına ilişkin hükümler incelendiğinde, bu güvencenin yetersiz olduğunu söylemek gerekmektedir."

Raporda HSYK yapısında savunmanın temsilcileri olan avukat ya da baroların bulunmaması da "Kurul'un oluşum biçimi bakımından üzerinde durulması gereken bir başka husus da, yargının vazgeçilmez unsuru olan 'savunma' temsilcilerine, Kurul'da hiç yer verilmemiş olmasıdır." sözleriyle eleştiriliyor.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarının yargı denetimi dışında tutulması da 'sakıncalı bir durum' olarak nitelendiriliyor. Raporda HSYK'nın çalışma biçimi de değerlendirirken, Kurul'un saydam olmadığı ileri sürülüyor: "Kurul'un çalışma biçimi de bir başka olumsuzluk alanı oluşturmaktadır. Bugün Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, ayrı örgütü, özerk bütçesi, binası, sekretaryası bulunmayan; Adalet Bakanlığı memurları eliyle işlerini yürüten bir kurum görünümündedir. Kurul'un çalışmaları 'saydamlık'tan uzaktır. Yargıçlığa giriş için sınavların Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından değil Adalet Bakanlığı'nca yapılması; yargının bağımsızlığı açısından kuşkulara neden olmaktadır."

YARGISAL DENETİME KAPALI HSYK İLE 12 EYLÜL CUNTACILARI AYNI

CHP raporunda, HSYK'nın yargı denetiminin dışında tutulması, 12 Eylül darbecileri ile Sıkıyönetim Komutanlıklarının yaptığı işlerin yargısal denetim dışında tutulması raporda şöyle eleştiriliyor: "Anayasa'mızın 159. maddesinde de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kararlarına karşı, yargı mercilerine başvurulamayacağı bildirilmiştir. Anayasa'mızın geçici 15. maddesinde ise kimi yürütme işlem ve eylemleri yargısal denetim alanı dışına çıkarılmıştır. Anayasa'da yer alan bu istisnalara ek olarak, Sıkıyönetim Kanunu'nda da, Sıkıyönetim Komutanlarının yaptığı işlemlerin yargısal denetim dışına alındığı görülmektedir. Bu istisnaların hak arama özgürlüğü açısından da bir sınırlandırma niteliği taşıdığı açıktır. Hukuk devleti ilkesini tam anlamıyla yaşama geçirebilmek için, bu tür istisnaları ortadan kaldırmak ve tüm yürütme işlem ve eylemlerini yargısal denetime tabi tutmak gerekmektedir." değerlendirmesi yapılıyor.

KAYNAK : CİHAN
YORUMLAR 8 TÜMÜ
  • WiTaMiN 14 yıl önce Şikayet Et
    birisi yazmışki. atatürk milliyetçiliği. arkadaşım atatürk bi şahısa verilen soy isimdir bunu kafanıza sokun. atatürk miliyetçiliği demişsin atatürk bi şahıs sahsın milliyetçisi değil milletin milliyetçisi olun. ilke inklaplardan bahsediyorsunuz hiç biri uygulanmıyor. cumhur başkanları bile yemin ederken atatürk ilke ve inklaplarına bağlı kalacağıma diye yemin eder ama şapka takmaz. kanun olduğu halde hemde. kimsenin giymediği şapkayı değişmez maddeler arasına koymak komediden başka bişey değil :)
    Cevapla
  • metin durmuşoğlu 14 yıl önce Şikayet Et
    Ah baykal ahh. Yine şaşırttın bizi yafu xD Resmini görünce gülesim geliyor walla :):):)
    Cevapla
  • furkan demir 14 yıl önce Şikayet Et
    tutarsızın önde gideni. daha lafılarında sözlerinde tutarsız mesnetsiz olan bir adam nasıl ülkemizin iç ve dış meselelerinde bir başarı sağlayacak. oraya çıkmış işi gücü bırakmış hükümeti eleştirir. aferin bu adamı daha orada tutana... anlaşıldı sanırım.
    Cevapla
  • yavuz sentürk 14 yıl önce Şikayet Et
    asil sorun CHPde degil AK Partidedir!!!. biz CHP nin ne mal oldugunu zaten biliyoruz.. bu ülkenin %20sini olu$turan tutarsiz insanlar toplulugu.. heee bi din düsmanligini unutmayalim.. ama AK Parti artik kendi ayagina KURSUN SIKMAKTAN vazgecmesi lazim.. ben AK partinin kamuoyu baskisini bekledigini zannediyordum ama yanilmisim.. $u lanet olasi sivil anayasayi bir an önce meclise getirmeleri lazim.. ayrica ankaranin gündemi bizi ilgilendirmiyor, bizim gündemimiz sivil anayasa.. AK Parti 2003te daha cesaretliydi ve muhalefeti takmazdi.simdi ne oldu?
    Cevapla
  • halil kurban 14 yıl önce Şikayet Et
    EVRENSEL HUKUK. sırf hükümete muhalefet olsun diye hukukdan yana olmamak ne kadar üzüntü ve kahredici bir durum HSK nın eylemi hukuken çok sakıncalı çünki bu işin önü açıldı ve yargıtayın görevi olan duruma müdahil oldu hasan gerçekerin yaklaşımı esef verici kendi dairesinin vermiş oldugu kararı bile bilmeyen kişi o koltugu nasıl temsil eder mevcut hükümet secimle geldi ve secimle hesap verecek ya yargı mensupları hesap vermıyor aksine hukukun ırzına geciyorlar ortada HUKUKSUZLUK var
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR