Ali Paşa'ya neden Hekimoğlu denildi?

Sultan Birinci Mahmud devrinde iki, Üçüncü Osman devrinde ise bir defa sadaret mührü kendisine teslim edilen Ali Paşa'ya neden Hekimoğlu denilmişti?

ABONE OL
GİRİŞ 27.02.2014 19:40 GÜNCELLEME 27.02.2014 19:40 Tarih ve Fikir
Ali Paşa'ya neden Hekimoğlu denildi?
Ali Paşa'ya neden Hekimoğlu denildi?

Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi şubat sayısında Tarihçi Yazar Soner Demirsoy'un kaleme aldığı makale şu bilgilere yer veriliyor:

Çocukluk ve gençlik yıllarında devrin icap eden ilimlerini en iyi şekilde tahsil etti. Kabiliyetleri sayesinde dikkatleri üzerine çekti. Sultan Üçüncü Ahmed Han devrinde genç yaşında silahşorlukla saraya alındı ve dergâh-ı âlî kapıcıbaşılığına yükseldi. Zile voyvodalığı ile taşra çıktı. Burada yaptığı icraatları hızla yükselmesini temin etti. Başta Osmanlı Devleti'nin muhtelif eyaletlerindeki valilikler olmak üzere pek çok kademede vazife yaptı. İki defa Sultan Birinci Mahmud, bir defa da Sultan Üçüncü Osman Han devrinde olmak üzere sadaret mührü üç defa kendisine teslim edildi.

Doğuda İran ile yapılan savaşlarda Tebriz'i geri almasıyla Sultan Birinci Mahmud Han'a gazilik unvanı kazandırdı (15 Kasım 1731). Batıda da Avusturya ile yapılan savaşlarda Bosna'da önemli başarılara imza attı (18 Eylül 1739). Yaptığı icraatlar ve kazandığı zaferlerle ismi halk tarafından derin muhabbetle yâd edildi. Ahmet Cevdet Paşa yaklaşık 130 yıl sonra teftişe gittiği Bosna'da Hekimoğlu Ali Paşa'nın Nemçe seferinde kazandığı başarının destanlaştırılıp kahvehanelerde saz ile söylenmekte olduğunu ve Boşnakların bundan çok hoşlandıklarını Tezâkir adlı eserinde anlatmaktadır.

İstanbul'a Hediye Ettiği Eserlerinde Yaşıyor

Ali Paşa geride pek çok hayır eseri bırakmış bir şahsiyettir. Fatih'te Kocamustafapaşa ile Davutpaşa semtleri arasında cami, sebil, çeşme, kütüphane ve tekkeden meydana gelen bir külliyesi vardır. Paşanın Kabataş'taki muhteşem çeşmesi Osmanlı mimarisini en iyi şekilde temsil etmektedir. Bununla birlikte Çemberlitaş'ta Atik Ali Paşa Camii'nin avlu duvarında bir başka çeşmesi daha bulunmaktadır. Üsküdar'daki Bandırmalızâde Tekkesi de yine Ali Paşa'nın İstanbul'a bir hediyesidir.

Neden Hekimoğlu Denildi?

Ali Paşa'nın babası Nuh Efendi adında bir kişidir. Aslen Giritli olan Nuh Efendi kendi memleketinde tıp sahasında eğitim gördü. Sonrasında Müslüman olarak Osmanlı hizmetine girdi ve Safiye Hanım'la evlendi. Nuh Efendi'nin bu evlikten sekiz oğlu oldu. Bunlardan ikincisi olan Ali, İstanbul'da dünyaya geldi (4 Haziran 1689). Nuh Efendi, Rumeli kazaskerliği payesiyle hekimbaşı iken vefat etti (22 Ekim 1707). Babasının mesleğine istinaden Ali Paşa'ya "Hekimoğlu" ismi verildi.

Sultana Hürmeti Katledilmekten Kurtardı

Ali Paşa kaynaklarda hak ve adalete riayet eden, tecrübeli, cömert, dürüst, iş bilir, hayırsever bir kişi olarak tarif edilir. Gerektiğinde devletin menfaati için kan dökmekten çekinmeyen, halka yapılan zulmü affetmeyen ciddi bir devlet adamı olarak gösterilir. Harp hilelerini çok iyi bilip tatbik ettiği, en müşkil durumlarda bile sakinliğini koruduğu anlatılır. Üçüncü defa sadaretten azledildiğinde katledilmek üzere Darussaade ağasının odasından alınıp sandalla Kızkulesi'ne götürülürken Sultan Üçüncü Osman Han'ın kasırdan kendisine baktığını görünce hiç telaşa kapılmadan padişaha olan hürmet ve muhabbetini gösterir. Buna karşılık padişah:

Ne garip adamdır, böyle vakitte bîperva (çekinmeden) istifini bozmayıp cesurane tekâpu (hürmete gayret) eyler, ne korkmaz gayur adamdır, demiş. Neticede böyle bir durumda bile soğukkanlılığını muhafaza etmesi, padişaha olan hürmet ve muhabbetini göstermesinin yanında valide sultanın da araya girmesiyle paşanın cezası Kıbrıs'ta Magosa Kalesi'nde kalebentliğe çevrildi.

Adaletsizliğe Müsaade Etmezdi

Paşanın son derece kalabalık bir maiyeti vardı. Kendi hizmetindeki insanların halka en küçük bir eziyet etmesine müsaade ve müsamaha etmezdi. Ali Paşa 1736'da Bosna valisi tayin edilmişti. Avusturya kuvvetleri üç sene arka arkaya dört, beş yerden Bosna'ya hücum etmişlerdi. Ali Paşa her defasında muvaffakiyetle düşmana mukabelede bulundu ve Belgrad'ın geri alınmasında hem harp hem de diplomasi sahasında devlete pek çok makbul hizmetlerde bulundu. Bu zaferin hemen arkasından ise Mısır'daki karışıklığı gidermek,

Kölemen beylerinin yeniden devlete bağlılığını temin etmek ve Mısır hazinesini göndermek üzere Haziran 1740'da Kahire'ye hareket etti.

Vasiyeti ve Ölümü

Hekimoğlu Ali Paşa Ekim 1757'de beşinci defa Anadolu valiliğine getirildi. Hayatı boyunca türlü tehlikeler atlatan Paşa 14 Ağustos 1758'de 69 yaşında Kütahya'da mesane hastalığından vefat etti. Naaşı önce Kütahya'ya defnedildi; fakat vasiyeti ve ailesinin müracaatı üzerine İstanbul'da ilk sadrazamlığı sırasında yaptırdığı caminin yanındaki türbesine gömüldü.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR