Gerçek Mevlana hangisi
Mevlana'ya atfedilen ve Mevlânâ’yı oturur şekilde gösterir resim, Çelebi ailesi ve Mevlânâ araştırmacıları tarafından kabul görmüyor.
ABONE OLMevlânâ’nın yaygın bir biçimde kullanılan bu resmi İran’da, 1960’lı yıllardaki bir yarışmada birincilik kazandı. Mevlânâ’nın oturur bir şekilde ve şişmanca tasvir edildiği bu resim, daha sonra Konya Mevlânâ Müzesi’ne hediye edilince çeşitli etkinliklerde de kullanılmaya başlandı.
UZUN BOYLU, ÇEKİK GÖZLÜ, ZAYIF
“Mevlânâ’nın sağlığında resmi yapılmış mıdır?” sorusu hâlâ belirsizliğini korurken, Eflaki Ahmet Dede’ye ait “Menakıb’ül Arifin” adlı Farsça eserde Mevlânâ, ortanın biraz üstünde boyu olan, çok zayıf, hafif çekik gözlü ve soluk benizli biri olarak tasvir ediliyor. Ayrıca Mevlânâ Müzesi’nde sergilenen hırkası düşünüldü- ğünde boyunun 1.80 civarında olacağı tahmin ediliyor. Hz. Mevlânâ’nın daha sonraki yüzyıllarda da çeşitli resim ve minyatürleri yapılmışsa da hiçbiri bir diğerine benzemiyor.
İRAN GÖZÜYLE RESMEDİLMİŞ
Selçuk Üniversitesi Mevlânâ Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ali Temizel, Türkiye’de yaygın şekilde kullanılan resmin İran’da yapıldığını doğruladı ve “İranlı gözüyle resmedilmiş- tir. Yapılan araştırmalar ve kaynaklar Mevlânâ’nın Doğu Türklerinden olduğunu gösteriyor. Bu nedenle daha zayıf olduğunu, gözlerinin o resimdeki gibi yuvarlak değil de daha çekik olduğunu değerlendiriyoruz. Elde başka resim olmadığı için bu resim kabul görmüş. Aslında bir resimden ziyade onu sembolize eden bir simgeye dönüşmüş durumda” dedi.
AİLE TARAFINDAN KABUL GÖRÜLEN RESİM
Faruk Çelebi, kendisi doğmadan yıllar önce, 1942 yılında görülen bir rüya üzerine çizilen ve kendisine çok benzeyen Mevlânâ resminin aile tarafından daha çok kabul gördüğünü belirtti. Çelebi, resmin hikâyesini şöyle anlattı:
"Her yıl Şeb-i Arus törenlerinde karşılaştığım Fahir Erkey adında bir psikolog vardı. Babam 1996’da vefat ettikten sonra beni ısrarla evine davet etti. Evine gittiğimde duvardaki resimle beni karşılaştırıp, ‘Suphanallah... Ne kadar büyük bir benzerlik’ dedi. Resmin 1942 yılında çizildiğini belirterek, tasavvuf üzerine bir dernekleri olduğunu, bu derneğin üyesi 2 kişinin aynı gece Hz. Mevlânâ’yı rüyasında gördüğünü anlattı. Bu kişilere bir ressama rüyasında gördükleri Mevlânâ’yı resmettirmelerini söylemiş. İkisinin de ayrı ayrı tarifleriyle yapılan çalışmada bu resim ortaya çıkmış.1942’de yani ben doğmadan seneler önce çizilmiş bir resim. Ben de baktığımda kendime benzetiyorum.”
TORUNU MODEL OLDU
Dünyaca tanınan kişilerin balmumu heykellerini sergilemesiyle bilinen ünlü Madame Tussauds Müzesi'nin Aralık ayında açılacak müzede sergilenecek 60 tarihi kişilikten birinin, 13. yüzyılda yaşamış şair, düşünce adamı ve mutasavvıf Mevlânâ Celaleddin Rumi olacağı öğrenildi. Müze yetkilileri, Mevlânâ figürünün hayata geçirilebilmesi için, Mevlânâ’nın 22. kuşak torunları olan Esin Çelebi Bayru ve Faruk Hemdem Çelebi’ye ulaştı.
HEYKEL NİYAZ DURUŞUNU TEMSİL EDİYOR
Faruk Çelebi, model olmasıyla ilgili şunları söyledi: “Önce terüddütle yaklaştık. Aile olarak Mevlânâ figürünün popülist amaçlarla kullanımına ezelden beri karşı dururken böyle bir şeye şahsen alet olmaktan çekindim. Müze yetkilileri, amaçlarının heykeli herhangi bir model yerine aileden biriyle yapmak olduğunu anlattı. Aile fertleri arasında teklifi değerlendirdik ve kabul ettik. Çalışmaların her aşamasında bizden onay aldılar. Ben bazı sert ifadelerin yumuşatılmasını istedim. Benim için çok büyük bir şerefti.”
-
hazeyn 44 8 yıl önce Şikayet Etsekle degilde manaya baksak bence ...Beğen
-
Ahmet aslan 8 yıl önce Şikayet EtNey ve sema da mevlanayla alakası olmayan biatlar.Beğen