ROKETSAN 130 km ile uzay sınırını aştı

TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Mesut Gökten, uzay sınırının 100 km kabul edildiğini, Roketsan’ın 130 km yukarı çıktığını söyledi. Gökten, Türkiye’nin kendi uydusunu ürettiğini hatırlatarak, “Ay’a gidecek araç da aslında bir uydu. Dünya yörüngesindekilerden farkı Ay’a gidiyor olması. Bunun üzerine yerleştirilecek bütün ekipmanları da Türkiye olarak üretebilecek durumdayız” dedi.

ABONE OL
GİRİŞ 16.02.2021 17:01 GÜNCELLEME 16.02.2021 17:07 TEKNOLOJİ
ROKETSAN 130 km ile uzay sınırını aştı
ROKETSAN 130 km ile uzay sınırını aştı

TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Mesut Gökten, kurumun çalışmalarını ve Milli Uzay Programını anlattı. Yeni Şafak'ta yer alan haberde uzay alanında ülkemizin kendi uydusunu ürettiğine ve Ay'a gidecek olan aracın da bir uydu olacağına dikkati çekti. 

TÜRKİYE'DEN BAŞKA SADECE GÜNEY KORE VAR

Uzay alanında faaliyet gösteren birçok şirketler, kurumlar var. TÜBİTAK Uzay Enstitüsü de bunlardan biri ama diğerlerinden farklı. Uzayla ilgili sistemleri uzay kesimi, yani uydular ve yer kesimi, yani yer istasyonu olarak ikiye ayırıyoruz. Kimi firmalar uzay kesimi, kimi firmalar yer kesimi üzerinde çalışıyorlar. Ama biz hem uydu üretiyor hem de yer istasyonları kuruyoruz. Sadece uyduyu üretmekle kalmıyoruz, uydularda bulunan neredeyse bütün alt sistemler için ekipman üretiyoruz. Mesela; uçuş bilgisayarı, güç dağıtım ve düzenleme ekipmanları, elektro-optik kamera, haberleşme sistemleri, antenler ve elektrikli itki motorlarını üretiyoruz. Yani tek çatı altında bu kadar çok çeşitli uzay teknolojisi üreten dünyada bizden başka sadece bir kurum var, o da Güney Kore’de.

E-DEVLET’TEN BAĞLAN GÖRÜNTÜYE ULAŞ

Uydu ve ekipmanları üretmenin yanı sıra uydu işletme yeteneğimiz de var. Rasat uydusunu kendimiz işletiyoruz. Uydu işletmesinden kastımız şu: Bir görüntü uydusunun görevi dünyadan görüntüler almak sonra bunları yer istasyonuna göndermek. Bu görüntüler dünyaya indikten sonra bunların kalibre edilmesi ve işlenmesi lazım, bu faaliyetler de yer istasyonunda bulunan operatörler tarafından kendi geliştirdiğimiz yazılımlarla yapılıyor. Elde ettiğimiz görüntüleri son kullanıcılara ulaştırmak da çok önemli. Bu iş için online portumuz gezgin.gov.tr kullanılıyor. Herhangi bir kamu kurumu buraya girip görüntüleri alabiliyor. E-devletten bağlanan bir Türkiye vatandaşı aynı şekilde bu görüntülere ulaşabilir.

AY’A GİDECEK ARAÇ DA UYDU

Milli Uzay Programı’ndaki çoğu şey uyduyla ilgili. Ay’a gidecek bir araç söz konusu, o da aslında bir uydu. Dünya yörüngesindekilerden en önemli farkı Ay’a gidiyor olması. Yoksa bir uydudan teknik olarak hiçbir farkı yok. Bunun üzerine yerleştirilecek bütün ekipmanları Türkiye olarak üretebilecek durumdayız. Neler gerekli olur dersek, mesela uçuş bilgisayarı lazım. Yanında yazılımı da lazım. Yazılımını yazabilmek için yörünge analizleri ve dinamik modelleme gibi yazılımlar gerekiyor. Bunların hepsini kendi bünyemizde geliştirmiş durumdayız. Dünya ile haberleşmesi için bir haberleşme sistemine ihtiyaç var. Uydu görevini yerine getirirken Dünya’da bulunan operatörleri ile haberleşmesi gerekli. Uydunun görevini yapması için operatörlerin komut göndermeleri şart. Ayrıca uydunun durum bilgisinin de alınması lazım. Mesela ekipmanların sıcaklığı nedir, bataryanın ürettiği gerilim nedir gibi birçok verinin operatörlere ulaşması lazım. Ay’a gidecek bir araç bunlar haricinde bir çok alt sistem ve ekipman olacak. Bunların çoğunda katkımız olacak.

YUNANİSTAN BAŞARAMADI

Türkiye’de uzay sanayisi 2000’li yıllarda gelişmeye başladı. Öncesinde Türkiye sadece uydu operatörü olarak sektörde yer alıyordu. Şunu da ifade etmek gerekli, karlı şekilde uydu işletmek çok önemli bir yetenek. Türksat bu konuda çok başarılı oldu. Şu anda 4 aktif uydusu var, yakında 5. ve 6. uyduları da gelecek. Uydu işletmesi işine girip de başarı sağlayamayan ülkeler oldu. Örneğin Yunanistan bu alanda başarı sağlayamadığı için milli uydu operatörlerini ArabSat’a satmak zorunda kaldı.

BU ÇALIŞMALAR LÜKS DEĞİL

Doç Dr. Mesut Gökten, uzay araştırmalarının lüks olmadığını vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu: “İnsanlar neden maraton koşuyorlar, çünkü başarma hissini yaşamak istiyorlar. Yani milli, gurur ve kişisel önemli bir etken. Yani işin bir de bilimsel merak tarafı var. Katma değeri olan birçok uzay uygulaması var. Dış bağımlılığı azaltması zaten söz konusu. Başkasına muhtaç olmadan kendi uydunuzu atabilmek tabi ki lüks değil.

YENİ REKABET ALANI

Uzay bir rekabet alanı oldu artık. Uzayın bir savaş alanı olmaması için bütün ülkeler gayret içerisinde. Ülkeler ‘bir de uzayda savaşmayalım’ diyorlar. İnsanlar karada savaştılar, ondan sonra denizlere indiler orada da savaştılar. Yeni kıtalara gittiler yine savaştılar. Uzayın biraz savaş alanı olmaması için BM nezdinde yürütülen faaliyetler ve sözleşmeler var. Uzayda rekabet tabi ki olacak ama inşallah savaş olmaz diyoruz.”

İlk 10 ülke arasına gireceğiz

Ay’a gitmenin büyük bir hedef olduğunu vurgulayan Mesut Gökten, “Bunun için büyük bir teknolojik atılım gerekiyor. Dünya yörüngesinin dışına çıkıyorsunuz. Onunla ilgili yörünge analizleri, yazılımlar, radyasyon analizleri bir üst seviyede oluyor. Bunları yaparken de teknolojide bilgi ve birikimimiz artacak. Teknolojide ileri seviye ülkeler grubuna girmiş olacağız. Ay’a gidebilen ülke sayısı sadece 7. Aya ulaştığımızda bu işi başaran ilk 10 ülke arasına girmiş olacağız” dedi.

AZ İNSANLA BÜYÜK İŞLER

Enstitüde 500-600 kişilik bir insan kaynağı olduğunu söyleyen Mesut Gökten, “Çok az insanla çok büyük işler yapmaya çalışıyoruz. Normal şartlarda bu kadar işi yapmak için birkaç bin kişi lazım. Daha önce yurt dışında çalışan sonradan Türkiye’ye gelen insanımız var. Yurt dışında eğitim alan ya da bu alanda çalışan arkadaşlar artık buradalar. Uzaya ilgi artıkça daha kalifiye insanlar bu işe girmeye başlayacak” dedi.

TÜRKİYE 130 KM. GÖĞE ÇIKTI

Roketsan’ın başarılı fırlatmalar yaparak 130 km. kadar yukarı çıktığını hatırlatan Gökten, “Uzayın sınırı pratik olarak 100 km. kabul edilir yani aslında uzaya bir roketimiz çıkmış oldu. Uzay sınırını aştık, bundan sonra küçük uyduların fırlatılmasıyla ilgili proje var. Roketsan, birkaç yıl içinde küçük uyduları yörüngeye yerleştirecek kabiliyete ulaşacak. Küçük uydudan kastımız 100 kilo altındakiler” diye konuştu.

3-4 AYA YENİ FIRLATMA

DELTA-V’nin uzay çalışmaları konusunda başarılı bir şirket olduğunu belirten Gökten, şöyle devam etti: “Onlar da hibrit motor geliştiriyorlar ve sık sık başarılı roket denemeleri yapıyorlar. 3-4 ay içerisinde yeni bir fırlatma olacağını tahmin ediyorum. Fırlatmalar şu an Sinop’dan Karadeniz’e doğru yapılıyor. Türkiye’de ideal bir konum yok aslında, mecburiyetten Sinop kullanılıyor. Yurt dışı iş birliği ile bir uzay liman kurulacağı açıklanmıştı. Okyanusa kenarı olan ve güneyde olan bir yer olabilir. Ekvatora daha yakın olursanız daha az yakıt harcıyorsunuz.”

KAYNAK : yeni şafak
YORUMLAR 2
  • İnanan 3 yıl önce Şikayet Et
    O kadar parayı Somali'de harcamak mantık hatası. Çünkü zaten yıllardır Sinop'ta uzaya füze atma merkezimiz var bu üs büyütülebilir. Örneğin 2011 de uzun menzilli balistik füze atışları olsun 2017 den beri her yıl uzaya roketsan burdan uzaya füze atıyordu. Yani Sinop 1 numaralı seçenek 2001 de Şile Tubitak uzay üssü merkezi olacaktı. Burası 2 numaralı seçenek ve tabiki birçok ülkenin yaptığı gibi gemi üzerine ( gemi üzerinde heryerden atabiliriz okyanustan bile) kurulan füze üssü olabilir buda 3. Seçenek. Somali üssü demek yüksek irtifa ya füze demek buda çok büyük füze 50 m boyunda 500-1000 tonluk füzeler demek biz zaten 10 yıllık uzay programında böyle füze projesi yok.
    Cevapla
  • Yakub 3 yıl önce Şikayet Et
    Barekallah. Gelecek bizim inşaAllah. Yalnız bu Türklük ile değil Akıllı Müslümanlar ile mümkün. Amerika birleşik devletleri endülüs ve osmanlı dan çaldıkları ile saltanat elde etti. Şuan ellerinde binlerce Müslüman ilim bilim teknoloji adamları tutsak. Içki alkol uyuşturucu bütün kötülüklerin anasıdır. Akıllı insanlar Müslümanlardır çünkü bunları kullanmazlar.
    Cevapla

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR