Mustafa Altıoklar'dan Başbakan Erdoğan'a hakaret!

Başbakan Erdoğan'a doktor olarak nansistik kişilik bozukluğu teşhisi koyan Altıoklar bununla da yetinmedi, rapor verilmesi gerektiğini söyledi. Altıoklar'ın 46 diye bahsettiği rapor, halk arasında "deli raporu" olarakta biliniyor.

Mustafa Altıoklar, CNN Türk'te Enver Aysever'in sorularını cevapladı. 

GEZİ PARKI TARTIŞMALARI

Gezi Parkı olaylarında, gençlerin adında 'adalet ve kalkınma' olan bir partiden adalet istediğini söyleyen Altıoklar, hareketin tamamen barışçıl taleplerle başladığını iddia etti.

İşte Altıoklar'ın Erdoğan'a oldukça ağır sözlerle yüklendiği o konuşmasından bazı bölümler;

"Gezi Parkı'nın o günü biliyordum, adalet isteyen bu çocukların üzerlerine saldırılacağını. Bu nedenle de çok endişeleniyordum. Kaldı ki çocuklar, gençler dünyada benzeri görülmemiş biçimde barışçıl bir yapıyla haretlerini ortaya koydular. Ben o çağrımda artık zafer çağrılarıyla geriye dönün dedim çünkü gördüğüm şu vardı. Yani hareketin arkasında şu vardı, hareketin arkasında bu vardı diyen abuk sabuk, saçma sapan komplocular var ya öyle bir şey yoktu. O çocuklar ve gençler kendi iradeleriyle oraya gelmişti. Hepsinin orada 'adalet' diye bir istekleri vardı. Adı 'adalet ve kalkınma' olan bir partiye karşı.

"DAYAKÇI BABAYA İSYAN ETTİLER"

Gezi'nin üçüncü gününde o çocukların yüzde 99.9'u, Başbakan o ziyaretini ertelediğinde, "Galiba yanlış bir hareket yaptık" deseydi bugün oy oranı 70'lere 80'lere varacaktı. O çocukların hepsi o kutsal babanın ağzına baktılar. O kutsal baba, dayakçı baba mı yoksa şefkatle yaklaşacak bir baba mı? Bir baktılar bu baba dayakçı bir baba! Kutsal babaya isyan başladı o andan itibaren. Sinmediler, susmadılar tam aksine isyan ettiler.

"ERDOĞAN'A 46 RAPORU VERİLMELİ"

"Başbakan bunu kafasından çıkaramaz. Narsistik kişilik bozukluğu var. Başbakan'ın psikolojik teşhisi, doktor olarak söylüyorum, nansistik kişilik bozukluğudur. Başbakan geri adım atamaz. Bu konuda yapacak hiçbir şey yok. Rapor vermek lazım, 46'ya girer.

Görmüyor musun devleti nereye götürdüklerini? Kendi askerimizi vurduracaktı Suriye'de. Koruduğumuz türbedeki askerlerimizi öldürtecekti. Neler yapıyorlar böyle."