Küçük rollerin büyük sanatçısı: Erol Günaydın

Kavuklu Hamdi'den İsmail Dümbüllü'ye meddahlık geleneğinin son temsilcilerinden olan Erol Günaydın, sanat ve tiyatro tutkusuyla dolu bir hayatın ardından 79 yaşında hayata gözlerini yumdu.

ABONE OL
GİRİŞ 15.10.2012 16:04 GÜNCELLEME 15.10.2012 16:28 Tiyatro ve Sahne Sanatları
Küçük rollerin büyük sanatçısı: Erol Günaydın
Küçük rollerin büyük sanatçısı: Erol Günaydın

Sayısız tiyatro oyununda, filmde ve dizide rol aldı Günaydın. Kimi zaman yüzünde, görenin içini acıtan sıcak bir gülümseme oldu kimi zaman gözyaşı...

Bir dönemin çocuklarının ilgiyle izlediği ''Ayı Yogi'' karakterine sesiyle can veren Günaydın, son nefesine kadar sahnede sevdiği gibi, sevgiyle olmaya devam etti...

Kendisiyle yapılan söyleşilerden oluşan ''İki Kalas Bir Heves'' adlı kitapta, ''İnsanlar hayatımın en büyük serveti. Bütün gezdiğim yerdeki insanlara hep sevgiyle baktım, onlardan da sevgi gördüm. Kimseye kızamadım, herkese hak verdim. Belki bu sevgi dağıtımı beni çok mutlu ediyor. Bu sevgiyle belki bana hayat verdiler, nefes aldırdılar. Her zaman gülüyorum, gülümsüyorum. N'apayım...'' sözcükleriyle içinden taşan sevgiyi kelimelere döken Günaydın, hayata gözlerini Trabzon'un Akçaabat ilçesinde açtı.

Galatasaray Lisesi'nden mezun olduktan sonra profesyonel oyunculuk hayatına ''Papaz Kaçtı'' oyunundaki rolüyle adım atan Günaydın, Fransız ekolüyle gelenekselliği birleştirerek, Halide Edip Adıvar'ın unutulmaz eseri ''Sinekli Bakkal'' filminde Kız Tevfik tiplemesiyle ''zenne''liği denedi.

Yıllarca zenne olarak sahneye çıkan Günaydın, çocuk tiyatrosu kurup uzun seneler vatan toprağını karış karış dolaşarak halkı sanatla buluşturmaya çalıştı.

Kimi Akşehir'de Nasrettin Hoca kimi Ramazan'da meddah olarak gördü onu. Sanatçı, en sevilen diziler de filmlerde de rol aldı, küçük rollerin büyük sanatçısı da oldu...

Son yıllarda kendine özgü hiç de azımsanamayacak bir kitle edinen bir dizide, yatalak baba rolüyle izleyicinin gönlünde taht kuran Günaydın, bu rolü aslında biraz da mecburiyetten yatarak oynadı.

Günaydın, rahatsızlığının etkisiyle yürümekte zorlanmaya başladığında aslında seyirciye, elde ettiği başarının ve sevginin ne kadar haklı bir ''başarı'' olduğunu da gösterdi. Yattığı yerden sadece mimikleriyle oynayan Erol Günaydın, uzun süre bu başarısıyla konuşuldu.

Dizideki küçük rolünü öylesine işledi, öylesine süsledi ki beyaz camın karşısındakilere ''vay be'' dedirtmeyi başardı.

Ve günlerden bir gün tiyatroya olan aşkı sorulan Günaydın, buna şöyle cevap verdi:

''Tiyatroda beni en çok etkileyen, ahşaptır. Öyle güzel ahşaptır ki mis gibi kokar. Tiyatroya ilk girdiğimde o kokuyu aldım. Dedim ki tevekkeli değil, ustalar, 'iki kalas bir heves' derlerdi. İşte o kalasların kokusu sinmiş tiyatroya, benim hevesimle birleşmiş. O koku, hiçbir yerde olmayan bir kokudur. Vazgeçemediğim budur.''

AA

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR