TCMB uyardı: Büyüme düşecek işsizlik artacak

Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu toplantı özetini yayımladı. Rapora göre işsizlikte artış enflasyonda sınırlı düşüş görülüyor.

ABONE OL
GİRİŞ 01.10.2015 15:42 GÜNCELLEME 01.10.2015 15:42 Türkiye Ekonomisi
TCMB uyardı: Büyüme düşecek işsizlik artacak
TCMB uyardı: Büyüme düşecek işsizlik artacak

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, küresel piyasalardaki belirsizlikler ile güven endekslerindeki zayıf seyrin, büyüme görünümü ve istihdam üzerinde aşağı yönlü risk oluşturduğu belirtilerek, bu görünüm altında talep koşullarının enflasyondaki düşüşü destekleyeceğinin değerlendirildiği bildirildi.

Kurulun, 22 Eylül 2015 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetinde, ağustos ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,4 arttığı, yıllık enflasyonun da 0,33 puan yükselerek yüzde 7,14 olduğu anımsatıldı.

Bu dönemde tüketici fiyatları üzerinde Türk lirasındaki (TL) birikimli değer kaybının etkilerinin izlendiği belirtilen özette, gıda grubu yıllık enflasyonunun bir önceki aya kıyasla yükseldiği, petrol fiyatlarındaki azalışın etkisiyle enerji grubu yıllık enflasyonundaki düşüş eğiliminin ise sürdüğü bildirildi.

Özette, temel mal ve hizmet gruplarında yıllık enflasyonun yukarı yönlü bir seyir izlediği kaydedilerek, bu doğrultuda çekirdek enflasyon göstergelerinin yıllık artış oranlarının da yükseldiği ifade edildi.

Mevsimsellikten arındırılmış göstergelerin ise enflasyonun ana eğiliminin yavaşlamakla birlikte yüksek seyrini sürdürdüğüne işaret ettiği belirtilen özette şu ifadelere yer verildi:

"Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon temmuz ayındaki yatay seyrin ardından ağustosta 0,46 puan artışla yüzde 9,71 oldu. Taze meyve ve sebze fiyatlarında son aylarda gözlenen düzeltme eğilimi meyve fiyatlarındaki artışlarla tersine döndü. Bunun yanında kırmızı et fiyatlarındaki yükseliş eğiliminin sürmesiyle yıllık enflasyon işlenmemiş gıda grubunda arttı. Buna karşılık, işlenmiş gıda grubunda yıllık enflasyon yavaşlama eğilimini sürdürmüş, ancak aylık fiyat artışı yüzde 0,83'le bir önceki ayın ardından bu dönemde de yüksek seyretti."

Özette, eylül ayına ilişkin öncü göstergelerin, taze meyve ve sebze fiyatları kaynaklı olarak işlenmemiş gıda yıllık enflasyonunun yükselebileceğine işaret ettiğine vurgu yapılarak, "Öte yandan, enerji fiyatları ağustosta yüzde 0,76 azalarak enflasyona olumlu katkısını sürdürdü. Bu grupta yıllık enflasyon petrol fiyatlarındaki düşüşün desteğiyle yüzde 1,26'ya geriledi" denildi.

"TL'deki birikimli değer kaybı, temel mal grubu fiyatlarını olumsuz etkilemektedir"

PPK Özetinde, hizmet grubu fiyatlarının ağustosta yüzde 1,14 arttığı ve grup yıllık enflasyonunun 0,24 puan yükselerek yüzde 8,65'e çıktığı hatırlatıldı.

Bu dönemde yıllık enflasyonun ulaştırma dışındaki tüm ana kalemlerde artış kaydederken, grup genelinde TL'deki değer kaybının yansımalarının izlendiği aktarılan özette, gıda fiyatları kaynaklı maliyet baskılarının sürmesiyle lokanta ve oteller grubunda fiyatların aylık yüzde 2,05 arttığı, böylelikle bu grupta son dokuz yılın en yüksek aylık enflasyonunun gerçekleştiği bildirildi.

Özette, diğer taraftan petrol fiyatlarının düşük seyrine istinaden ulaştırma hizmetleri yıllık enflasyonundaki yavaşlama eğiliminin devam ettiği belirtilerek, "Ulaştırma hizmetlerindeki bu görünüme karşılık diğer alt kalemlerdeki olumsuz gelişmelerin etkisiyle, ağustosta hizmet enflasyonu ana eğiliminde bozulma kaydedilmiştir" ifadesi kullanıldı.

Temel mal grubu yıllık enflasyonunun ağustos ayında 0,52 puanlık artışla yüzde 6,58'e yükseldiğine değinilen özette, şunlar kaydedildi:

"TL'deki birikimli değer kaybı başta dayanıklı tüketim malları olmak üzere temel mal grubu fiyatlarını olumsuz etkilemektedir. Nitekim bu dönemde dayanıklı mal grubu fiyatları elektrikli ve elektriksiz aletler öncülüğünde yükseliş eğilimini sürdürdü ve grup yıllık enflasyonu yüzde 7,04 seviyesine ulaştı. Eylül ayına ilişkin göstergeler, dayanıklı tüketim malı fiyatları üzerinde döviz kuru etkilerinin sürdüğüne işaret etti.

Özetle, Para Politikası Kurulu enerji fiyatlarındaki gelişmelerin enflasyonu olumlu yönde etkilemeye devam ettiği, ancak döviz kuru hareketlerinin çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi geciktirdiği değerlendirmesinde bulundu."

"Öncü göstergeler, üretimde ılımlı bir artışa işaret etmektedir"

PPK özetinde, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan milli gelir verilerine göre, 2015 yılı ikinci çeyreğinde Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yıllık bazda yüzde 3,8 arttığı anımsatıldı.

Bu dönemde nihai yurt içi talebin hem özel kesim hem de kamu kesimi kaynaklı arttığı belirtilen özette, özel kesim talebindeki artışın daha kuvvetli olduğunun dikkati çektiği ifade edildi.

Özette, ikinci çeyrekte yıllık büyümeye en yüksek katkıların sırasıyla özel tüketim ve özel yatırımlardan geldiğine işaret edilerek, şunlar kaydedildi:

"Bu dönemde yurt içi talepteki artışın sürmesi sonucu ithalat artış kaydederken dış talepteki zayıf seyre bağlı olarak ihracatta gözlenen gerilemeyle net ihracat yıllık büyümeye negatif katkı yapmaya devam etti.

Sanayi üretimi temmuzda mevsimsellikten arındırılmış verilerle haziran ayına göre yüzde 1,5 gerileyerek ikinci çeyrek ortalamasının yüzde 0,9 altında gerçekleşti.

Üretimde görülen bu gerilemede, hazirandaki yüksek oranlı artışın düzeltmesinin yanı sıra çalışılan fiili işgünü sayısının köprü günü gibi etkilerle azalmasının etkili olduğu düşünülmektedir. Ağustos ayına ilişkin öncü göstergeler üretimde ılımlı bir artışa işaret etmektedir."

Harcama tarafına ilişkin verilerin, yılın ikinci yarısında yurt içi talebin ilk yarıya kıyasla daha ılımlı seyredebileceğine işaret ettiğine vurgu yapılan özette, "Temmuz ayında tüketim malları üretimi aylık bazda gerilerken tüketim malları ithalatı otomobil kaynaklı arttı.

Otomobil satışlarında süregelen güçlü artış eğilimi temmuz-ağustos döneminde bir miktar yavaşladı. Beyaz eşya satışları temmuz-ağustos döneminde ikinci çeyreğe kıyasla sınırlı bir oranda geriledi" ifadeleri kullanıldı.

"Büyüme kompozisyonunun net ihracat lehine değişeceği öngörülmektedir"

Özette, tüketici güven endekslerindeki zayıf seyrin ağustos ayı itibarıyla sürdüğü belirtilerek, inşaat sektörüne ilişkin göstergelerin inşaat faaliyetlerinde kuvvetli bir toparlanmaya işaret etmediği, firmaların gelecek dönem yatırımlarına ilişkin beklentilerinde belirgin bir toparlanma gözlenmediği bildirildi.

Yılın ilk yarısında ihracatın zayıf seyri ve tüketim talebinin artmaya devam etmesi nedeniyle, cari işlemler dengesindeki iyileşmenin duraksadığına işaret edilen özette, ağustos ve eylül ayına dair verilerin ithalat talebinde yavaşlamaya işaret ederken, ihracat siparişlerinde bir miktar toparlanma gözlendiği dile getirildi.

Özette, gelecek dönemde Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın da katkısıyla büyüme kompozisyonunun kademeli olarak net ihracat lehine değişeceğinin öngörüldüğü aktarılarak, "Kompozisyondaki bu değişimin ve petrol fiyatlarındaki düşük seviyelerin katkısıyla cari dengedeki iyileşme eğiliminin belirginleşmesi beklenmektedir" değerlendirmesi yapıldı.

Bu yılın haziran ayında tarım dışı istihdamın yatay seyrettiği, işgücüne katılım oranının ise artmaya devam ettiği belirtilen özette, şunlar kaydedildi:

"Böylelikle işsizlik oranlarında yükseliş gözlenmiştir. Bu dönemde hizmetler istihdamı artmaya devam ederken sanayi ve inşaat istihdamı sınırlı oranda azalmıştır.

Sanayi üretimi ve anket göstergeleri, yılın ilk yarısında makul oranlarda artan sanayi sektörü istihdamının üçüncü çeyrekte tarım dışı istihdam artışına katkı vermeyebileceğine işaret etmektedir.

Bu gelişme diğer öncü göstergelerle birlikte değerlendirildiğinde önümüzdeki dönemde istihdamda güçlü bir artış beklenmemektedir. İktisadi faaliyetin görünümü ve yatırım eğilimindeki zayıf gidişat istihdam üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır."

Özette, mevcut göstergelerin gelecek dönemde yurt içi talebin ilk yarıya kıyasla daha ılımlı seyredebileceğine işaret ettiği vurgulanarak, "Küresel piyasalardaki belirsizliklerle güven endekslerindeki zayıf seyir büyüme görünümü ve istihdam üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır.

Bu görünüm altında, talep koşullarının enflasyondaki düşüşü destekleyeceği değerlendirilmektedir" denildi.

 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, gelecek dönemde para politikası kararlarının enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacağı bildirildi.

PPK'nın 22 Eylül 2015 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetinde, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurların yakından izleneceği ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki temkinli duruşun sürdürüleceği belirtildi.

Özette, sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle kredilerin yıllık büyüme hızlarının makul düzeylerde seyrettiği belirtilerek, Kurul'un, yakın dönemde finansal koşullarda yaşanan sıkılaşmanın da etkisiyle kredilerin büyüme eğiliminde kayda değer bir düşüş olduğuna dikkati çektiği vurgulandı.

Özellikle, yabancı para cinsi ticari krediler ile tüketici kredilerinde son haftalarda belirgin bir ivme kaybının gözlendiği aktarılan özette, Kurul'un, söz konusu gelişmenin büyük ölçüde talep kaynaklı olduğunu değerlendirdiği bildirildi.

Özette, yılın ilk yarısında dış talepteki zayıf seyrin korunurken, iç talebin büyümeye ılımlı düzeyde katkı verdiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi:

"Tüketici güveninin düşük seviyeleri ve yakın dönemdeki satış verileri yılın ikinci yarısında tüketim talebinde bir yavaşlama gözlenebileceğine işaret etmektedir. Son dönemde yatırım ve dayanıklı tüketim mallarının göreli fiyatlarında gözlenen yükseliş, ithal bileşeni yüksek olan bu sektörlerde talebi azaltıcı etki yapacaktır.

Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde ithalatın yavaşlaması beklenmektedir. İhracat tarafında ise jeopolitik faktörlerin olumsuz etkisine rağmen Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracatımızı olumlu etkilemesi beklenmektedir.

Bütün bu değerlendirmeler çerçevesinde Kurul, önümüzdeki dönemde büyüme kompozisyonunun kademeli olarak net ihracat lehine değişeceğini öngörmektedir. Bu gelişmenin cari dengeye olumlu olarak yansıması beklenmektedir.

Ayrıca, dış ticaret hadlerindeki gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri de cari dengedeki iyileşmeyi desteklemektedir. Bu doğrultuda, ağustos verisi ile birlikte cari işlemler dengesinde iyileşme eğiliminin belirginleşeceği öngörülmektedir."

Özette, enerji fiyatlarındaki gelişmelerin enflasyonu olumlu yönde etkilemeye devam ettiği dile getirilerek, yılbaşından bu yana gözlenen birikimli döviz kuru gelişmelerinin enflasyon görünümü üzerindeki olumsuz etkisinin petrol fiyatlarındaki düşüşle kısmen telafi edildiği belirtildi.

Bununla birlikte, döviz kurunda gözlenen birikimli hareketlerin çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi geciktirdiğine işaret edilerek, "Öncü göstergeler döviz kurundan yurt içi fiyatlara geçiş etkisinin enflasyonu olumsuz etkilemeye devam ettiğine işaret etmektedir.

Kurul, son dönemde enflasyon beklentilerinde gözlenen artışı da dikkate alarak genel fiyatlama davranışlarının yakından izlenmesi gerektiğini ifade etmiştir" denildi.

"Gerekli görülen süre boyunca likidite politikasındaki sıkı duruşun korunmasına karar verildi"

Özette, gıda fiyatlarındaki oynaklığın devam ettiğine değinilerek, her ne kadar yılın son çeyreğinde işlenmemiş gıda fiyatlarının bir miktar düzeltme yapması beklense de fiyatların eylül ayı itibarıyla izlediği seyrin yıl sonu gıda enflasyon tahminine dair yukarı yönlü risk oluşturduğuna işaret edildi.

Ayrıca, küresel piyasalarda süregelen oynaklıkların para politikasında temkinli bir duruş gerektirdiği belirtilerek, bu değerlendirmeler çerçevesinde Kurul'un, yurt içi ve küresel piyasalardaki belirsizliklerin enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri ile enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklıkları dikkate alarak, gerekli görülen süre boyunca likidite politikasındaki sıkı duruşun korunmasına karar verdiği bilgisine yer verildi.

Özette, gelecek dönemde para politikası kararlarının enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacağı bildirilerek, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurların yakından izleneceği ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki temkinli duruşun sürdürüleceği ifade edildi.

Kurul'un, toplantıda "küresel para politikalarının normalleşme sürecinde yol haritası" kapsamında alınan ve alınması öngörülen önlemlerini de değerlendirdiği kaydedilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Yol haritasında kamuoyuyla paylaşılan tedbir paketinin son bir ay içinde büyük ölçüde uygulanmaya başlandığı belirtilmiştir. Bu doğrultuda, son dönemde döviz likiditesini, çekirdek yükümlülükleri ve uzun vadeli borçlanmayı destekleyici yönde adımlara devam edilmiştir.

Ayrıca likidite politikasının operasyonel çerçevesi sadeleştirilmiştir. Bu doğrultuda piyasa yapıcısı bankalara tanınan borçlanma imkanı faiz oranı kaldırılırken teminat koşullarında sadeleştirmeye gidilmiştir.

Kurul, Türk lirası işlemler için teminata döviz depo getirilmesine dair yapılan düzenlemelerin bankaların likidite yönetimini etkinleştireceğini ifade etmiştir. Atılan bütün bu adımların küresel şoklara karşı ekonominin dayanıklılığını artırdığı belirtilmiştir.

Merkez Bankasının mevcut politika duruşunun enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici nitelikte olduğu tekrar vurgulanmıştır."

Özette, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmelerin enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edildiği dile getirilerek, "Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır.

Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir" denildi.

Özette, son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesinin Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olduğu üzerinde durularak, "Küresel belirsizliklerin yüksek olduğu mevcut konjonktürde bu kazanımların korunarak daha da ileriye götürülmesi önem taşımaktadır.

Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbir makroekonomik istikrarı destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır" açıklamasına yer verildi.

KAYNAK : AA
YORUMLAR 3
  • misafirx 8 yıl önce Şikayet Et
    Büyük sözü dinlemediler zamanında, şartlar müsait iken faizleri düşürmediler. Cumhurbaşkanımızın haklı olduğu ortaya çıkıyor. Şimdi hiç düşüremezler. Merkezin öngörüleri tutmuyor maalesef. Keşke cumhurbaşkanımızı dinleselerdi....
    Cevapla
  • Vatandaş 8 yıl önce Şikayet Et
    İnsanlar şunu anlamıyorlar. Dolar karşısında merkez bankası faizleri artırma kararı alsaydı eğer, doları durdurmazlar ve sürekli faiz artışı için dahada körükler ve istediklerini elde ederlerdi. Yani bunun arkası gelmezdi ve eski Türkiyeye dönerdik tekrar.
    Cevapla
  • Yıldırım 8 yıl önce Şikayet Et
    O'nun bütün öngörüleri tuttu değil mi? Mesela Suriye? Ne dersin bayağı öngörülü değil mi???
    Cevapla

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR