Tuğlada Çin ve İran ile yarışıyoruz!
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, atık tuğla üretiminde Çin'le ve İran'la yarış halinde olduğumuzu söyledi.
ABONE OLÇevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye Tuğla ve Kiremit Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, inşaat malzemeleri arasında tuğla ve kiremidin son derece önemli olduğunu belirtti. Son yıllarda izolasyon ve ısı yalıtımının öne çıktığına işaret eden Bakan Bayraktar, inşaat teknolojisi ve tekniğinin de çok değiştiğini ve geliştiğini vurguladı. Bakan Bayraktar, son 10 yılda Türkiye'nin yakaladığı istikrarın takdire şayan olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Dünya nüfusu arttı, 7 milyarı geçti. Bir taraftan da dünya alabildiğine küçüldü. Artık tuğla üretiminde Çin'le İran'la yarışıyoruz. Çin, açık ara birinci. Biz İran ile fifti fifti gidiyoruz. Biz kalite yönünden İran'dan ilerdeyiz. Üretim yönünden İran bizden ileride. Böyle bir durumdayız. Artık dünyada inşaat sektörü, Türkiye'nin en iyi bildiği iş. Son 10 yılda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kurduğu hükümetler döneminde 500 binden fazla konut yaptık. Özel sektör de 4,5 milyon konut yaptı. Türkiye'de 10 sene içinde 5 milyon konut yapıldı. İnşaat sektörümüz çok ciddi bir tecrübe kazandı, ciddi bir portföy oluşturdu."
Tuğla, kiremit, kil ve çamura dayalı yan malzemelerin, Türkiye için son derece önemli olduğuna dikkati çeken Bakan Bayraktar, "Bugün artık dünyanın çeşitli yerlerinden ateş tuğlaya benzer ürünler, ülkemize plastik ambalajlarla geliyor, ithal ediyoruz. Bunları görünce insan üzülüyor. İtalya'dan oradan buradan geliyor bu malzemeler. Aslında biz bunların artık kralını üretiriz. Üretiyoruz, üretmemiz de gerekiyor" diye konuştu.
"NÜFUSUN YÜZDE 77'Sİ ŞEHİRLERDE"
Bakan Bayraktar, 76 milyonluk Türkiye'nin nüfusunun yüzde 76-77'sine yakınının şehirlerde yaşadığını belirterek, bunun sonucu olarak da konut ihtiyacının artığını kaydetti. Geçen 10 yılda ülke genelinde kentsel dönüşüm konusunda da iyi adımlar attıklarını anlatan Bakan Bayraktar, ancak bunların yeterli olmadığını söyledi. Bakan Bayraktar, afet olsa da olmasa da yıkılmaya yüz tutmuş, ayakta duramayacak durumdaki binaların boşaltılmak zorunda olduğunu, bunların dışında vatandaşın isteğinin, gönüllülüğünün esas alındığını bildirdi. Bu işin netameli ve çok zor olduğuna işaret eden Bakan Bayraktar, "Şu anda aşağı yukarı 30 bölgede riskli alan ilanı yaptık. Vatandaşın talebiyle de yaklaşık 9 bine yakın birim konut riskli olarak tespit edildi" diye konuştu. Vatandaşlardan gelen taleplerin günden güne arttığını belirten Bakan Bayraktar, bunu çok daha iyi duruma getireceklerini söyledi. Türkiye'de deprem aksı üzerinde bulunan 6,5 milyon birim konutun risk taşıdığını dile getiren Bakan Bayraktar, bunların 20 yılda yenilenmesi, iki yıl içinde de vatandaşı inandırmaları, güvendirmeleri gerektiğini ifade etti. Bu doğrultuda Bakanlığın ana sorumluluğu üstlendiğini anlatan Bakan Bayraktar, Türkiye'yi riskli binalardan kurtaracaklarını bildirdi. Bunun sadece eskiyen, köhneleşen, mühendislik hizmeti almayan, deprem karşısında dayanıksız binaları tasviye etmek şeklinde olmayacağına işaret eden Bakan Bayraktar, işin ana ekseninde insanların can güvenliğini korumak olduğunu ancak bunun yanında modern hayatın gerektirdiği donatılarla bezenmiş yerleşim birimlerini üreterek insanlara daha iyi bir hayat hakkını sunacaklarını kaydetti. Bunun yanında inşaat sektörünün ciddi şekilde gelişeceğini, ekonominin canlanacağını, işsizliğin azalacağını vurgulayan Bakan Bayraktar, en önemlisinin de mühendislik müşavirlik sistemlerinin gelişmesi olduğunu belirtti. Türkiye'nin yurt dışında müteahhitlik alanında birçok iş aldığını ancak o denli para getiremediğini ifade eden Bakan Bayraktar, bunun Türkiye'nin oyun kurucu olmamasından kaynaklandığını, bir nevi taşeron gibi çalıştığını, bu nedenle müşavirlik sistemini geliştirmenin önemli olduğunu bildirdi. Dünyanın çeşitli yerlerinde 100 bin teknik eleman çalıştıran müşavirlik, mühendislik firmalarının bulunduğuna işaret eden Bakan Bayraktar, "Dünyanın her tarafında ofisleri var. Bunlar aynı zamanda misyonerlik faaliyetinde de bulunuyor. İş için, kendi kültürünü yaymak için misyonerlik faaliyetinde bulunuyor" dedi.
Teknolojiyi iyi okuyan, projeyi iyi okuyan ara teknik elemanlarının yetişmesi gerektiğini ifade eden Bakan Bayraktar, Hükümet olarak teknik okullara, meslek okullarına bu nedenle ağırlık verdiklerini bildirdi.
"YAT, UZAN, PARA KAZAN, BÖYLE BİR ŞEY YOK"
Hükümet olarak jakoben zihniyetleri ellerinin tersiyle ittiklerini, artık üreten hizmet yapan anlayışla yapılarını oluşturmaya çalıştıklarını dile getiren Bakan Bayraktar, şunları kaydetti: "Bunun için bizim çevre ve şehircilik il müdürlüklerimizde de eskiye göre şu anda 20 misli daha çok evrak geliyor, daha çok iş oluyor. Tabii 657 sayılı Kanun da bize uymuyor. Devlet memuru oluyor birisi, ondan sonra yat, uzan, para kazan, böyle bir şey yok. Çalışan, üreten, faydalı olan öne geçecek, ikili ilişkilerle nabız tutanlar değil. Kim üretiyorsa, kim başarılıysa, kim faydalıysa onlar öne geçecek. Ama siyasi kulislerde nabız tutarak öne geçenlere imkan vermemek lazım. Tarafsız, adil, üretken bir yapıyı kazanmamız lazım."
Dünyada devletler kadar şehirlerin de yarıştığını belirten Bakan Bayraktar, "Biz de İstanbul'daki depremselliği azaltmak, gecekonduları tasfiye etmek için yeni bir şehir kuruyoruz. Tabii çok fazla nüfus gelmemesi için buna da dikkat ediyoruz" dedi.
Bu çalışmanın Diyarbakır, Gaziantep, Konya ve çeşitli yerlerde de yapıldığını anlatan Bakan Bayraktar, "Önümüzdeki süreçte bu kentsel dönüşüm inşallah Türkiye'nin yeni vizyonu olacak" diye konuştu.