Kafalarında demir kırdıran rahipler

Çin'in güneyindeki Henan eyaletine bağlı Luoyang ( Luoyan) ile Zhengzhou (Cıncov) şehirleri arasında kalan Dengfeng bölgesindeki bulunan dünyaca ünlü Şaolin (Shaolin) Tapınağı, buradaki rahiplerin müzik ve ritimle birleşen gösterisindeki akıl almaz hareketlerine sahne oluyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de son Çin ziyaretinde gezdiği ve hayran kaldığı bu tapınakta sıcak soğuk demeden her gün kaplan, leopar, turna, kartal, köpek, yılan, tavşan, ördek, kurbağa, akrep gibi hayvanlardan esinlenilen birçok kungfu sitili sahneye gösteriliyor. Bin yıllık ağaçların bulunduğu tapınakta yağmurdan dolayı gösteriler kapalı bir bölmede yapıldı. Geçmişte Çin imparatorlarına özel muhafızlar yetiştiren tapınakta yapılan kungfu gösterileri gösteriyi ilk kez canlı olarak izleyen turistlerin her gün hayran bakışlarına tanıklık yapıyor.
Genelde gençlerden oluşan ve ayrı ayrı yapılan gösterilerde başlarında demir ve odun kıran Şaolin talebelerinin performansları izleyenlere unutulmaz anlar yaşattı. Göstericilerden kimisi lastikleşmiş vücudunu her türlü şekle sokarken, kimisi de elindeki kılıç yada zinciri müthiş hızla çevirerek karşılıklı dövüş gösterisi yaptı.

Şaolin tapınağının yetkilisi, gösteriler için talebelerin çok ciddi bir eğitimden geçtiğini belirterek burada yetiştirdikleri talebelerin bu alanda yapılan uluslararası yarışmalara katılmadığını söyledi. Yetkili, yarışmalara katılanların başka kungfu okullarında eğitim aldıklarını ifade etti.

Gösterinin ardından konuşan 8 yaşındaki Shi Xiaoguan (Şı Şiaoguan) bu tapınağa kendi isteğiyle 5 yaşında geldiğini söyledi. Büyüyünce ünlü bir kungfu artisti olmak istediğini belirten Shi, televizyonlardan izlediği gösterilerin kendisinin bu tapınağı seçmesinde büyük rol oynağını ifade etti. Shi, burada matematik ve diğer dersler de alıyor.

19 yaşındaki Lin Xiucai (Lin Şiuçai), tapınaktaki eğitimini tamamladıktan sonra yurtdışına gidip kungfu öğretmek istediğini kaydetti. Lin, bu ülkenin Singapur olduğunu belirtti.

-TARİHÇESİ-

1500 yıl sene önce büyük kungfu ustaları, iyi insanları himaye edip, kötülerle mücadele yolunu seçmişti. Yapılan dövüş sonunda rakipler birer birer ölüyordu. O dönemde hükümetin vereceği cezalardan kaçmak ve kendi hayatlarını kurtarmak amacıyla bir çok kungfu dövüşçüsü Şaolin tapınağında dünyadan elini eteğini çekmiş rahiplerin yanına sığınmışlar. Böylelikle geleneksel Çin savunma sanatı olan kungfu, Budist dünyasına girerek Şaolin kungfu sanatını ortaya çıkarmıştır.

Budizm'in bir dalı olan Zen ile Uzakdoğu'nun savunma sanatlarını birleştiren bir disiplini izleyen Şaolin rahipleri, zihinlerini saflaştırmak için uzun saatler boyunca dağlarda meditasyon yapıyor. Bu sayede konsantre ve içten gelen bir kuvvet ile bedenlerinin dirençlerini arttıran rahipler, vücutlarını acı ve eziyete karşı etkisiz hale getirdikten sonra acı ve ağrıyı hissetmez hale geliyor. Kendilerini bu işe adamış rahipler hayvansal gıda almıyor ve evlenmiyor.

Bölgede bir tane Şaolin tapınağı bulunurken, burası aynı zamanda Budizm dininin Hindistan'dan getirilerek ilk defa Çin'e yayıldığı yer olarak da kabul ediliyor.

(Cihan)