Sivas'ta dedesinden öğrendiği mesleği 50 yıldır sürdürüyor

Sivas'ta Yeminli Tercüman Hasan Hüseyin Öztürk dedesinden öğrendiği Osmanlıca, Arapça ve Farsça sayesinde tapu ve senetleri günümüz Türkçesine çevirerek mesleğini 50 yıldır yaşatmaya devam ediyor. Öztürk Sivas'ta bu işi yapan tek kişi.

ABONE OL
GİRİŞ 24.05.2021 11:22 GÜNCELLEME 24.05.2021 11:45 YAŞAM
Sivas'ta dedesinden öğrendiği mesleği 50 yıldır sürdürüyor
Sivas'ta dedesinden öğrendiği mesleği 50 yıldır sürdürüyor

Sivas kent merkezinde yaşayan 83 yaşındaki Hasan Hüseyin Öztürk, dedesinden öğrendiği Osmanlıca, Arapça ve Farsça ile edindiği mesleğini yaşatmaya devam ediyor. Subaşı Hanında yaklaşık 50 yıldır mesleğini devam ettiren Öztürk, Sivas’ta tek olduğunu söyledi. Osmanlı döneminden kalan tapu ve senetleri günümüz Türkçesine çeviren Yeminli Tercüman Öztürk Arapça, Farsça ve Osmanlıca yazılı belgeleri kolaylıkla günümüz Türkçesine çevirebiliyor.

Televizyonda izlediği diziden etkilendi, taksici oldu

 
50 senedir bu mesleği yapıyor

Yeminli Tercüman Hasan Hüseyin Öztürk, mesleği haline gelen dilleri çocuk yaşlarda, dedesinden öğrendiğini belirtip,  “Yaklaşık 50 senedir bu mesleği yapıyorum. Bu mesleği çocukken öğrendim. Askere gidip geldikten sonra imam oldum. Daha sonra Sivas’a geldim. O zamanlar Sivas’ta Osmanlıcayı pek bilen yokmuş. Müftülük beni çağırdı ve ne iş varsa bana havale ettiler. Daha sonra devlet dairelerindeki eski nüfus defterleri, tapu dairesinin işlerini hep ben yaptım. Bugünlerde hala yapmaya devam ediyorum. Kazalar ve köyler dahil olmak üzere milletin tapusunu yazdım. Yeminli Tercümanlık mahkemelere baktığım için devlet bize yemin verdiriyor usulsüzlük, yolsuzluk yapmamamız için. Ben bu işe başladığım zamanlar benim emsallerde insanlar vardı onlar rahmetli olunca iş bize kaldı” diye konuştu. 


 
3 dil biliyor 

Öztürk, Arapça, Farsça ve Osmanlıca bildiğini belirterek,  “O zamanlar da yurt dışına gidenlerin pasaport işlerinin hepsini ben yaptım. Osmanlıca ve Arapça birazda Farsça bilmekteyim.  Eski lisanlar bu tapularda olsun gerekse devlet işlerinde olsun o zamanlar üç lisandan ibaretti, bir şimdiki Türkçe, bir Arapça, bir de Farsça üçü karışık. Ben Sivas’a geldikten sonra Arapça, Osmanlıca Farsça, Eski Türkçe yazılı ne işleri varsa ben yaptım.  Bu konuda çok öğretmen yetiştirdim. Bunların arasında birkaç tanesi de profesör oldu. Ben bunu talebeliğimde Sivas’ta öğrendim. Ayrıyeten hafızlık mektebine de gittim. İmamlıktan emekli olduktan sonra da Yeminli Tercümanlık mesleğine devam ettim” dedi.

KAYNAK : İHA