Tuncelili iş insanı baba yadigarı asırlık su değirmeninde doğal yöntemlerle un üretiyor

Tuncelili iş insanı Mehmet Ali Yıldız, baba yadigarı asırlık su değirmeninde kimyasal gübre kullanılmamış topraklarda üretilen ürünlerle geleneksel yöntemleri kullanarak un üretiyor..

ABONE OL
GİRİŞ 05.08.2021 15:48 GÜNCELLEME 05.08.2021 17:42 YAŞAM
Tuncelili iş insanı baba yadigarı asırlık su değirmeninde doğal yöntemlerle un üretiyor
Tuncelili iş insanı baba yadigarı asırlık su değirmeninde doğal yöntemlerle un üretiyor

Tunceli'nin Pertek ilçesinin Yukarı Çay köyünde dünyaya gelen ve 25 yıl önce İstanbul'a göç eden 55 yaşındaki Mehmet Ali Yıldız bir grup arkadaşıyla memleketinde organik tarıma yönelik çalışma başlattı. Ata tohumlarının kimyasal gübre kullanılmamış topraklarda çoğaltılarak yaygınlaştırılmasını sağlayan Yıldız, daha sonra bu ürünlerin geleneksel ve sağlıklı yöntemlerle işlenip tüketiciyle buluşturulması için babadan kalma asırlık su değirmenini faaliyete geçirdi. Gelişen teknolojiye rağmen mesleğini atalarından öğrendiği şekilde sürdüren Yıldız, organik tarımın yaygınlaştırılması amacıyla da çevre il ve ilçelerde "karakılçık", "aşure" ve "gerek 79" buğday tohumlarının üretimine yönelik çalışmalar gerçekleştiriyor. Kışın İstanbul'da yaşamını sürdüren, yazın köyüne dönen Yıldız, şu sıralar zamanın çoğunu "babamın kokusu var" dediği ve yöresel mimariyle inşa edilmiş 400 yıllık su değirmeninde geçiriyor.

Düzceli kadınlar elleriyle yaptıkları yanık kremini yangın bölgelerine gönderdilerDüzceli kadınlar elleriyle yaptıkları yanık kremini yangın bölgelerine gönderdiler




TEKNOLOJİYE BÖYLE DİRENİYOR

Günün erken saatlerinde köyüne 5 kilometre uzaklıktaki değirmenin yolunu tutan Yıldız, ilk iş olarak su arkının ve su miktarının kontrolünü yapıp "savak" adı verilen borudan suların değirmen çarkına doğru akışını sağlıyor. Yıldız, yaklaşık 5 metre yükseklikten şiddetlice akan suyun değirmen taşını döndürmesiyle buğdayı değirmen sepetine boşaltıyor. Böylelikle yüzlerce kilo buğday birkaç saat içinde una dönüşüyor. Kentin tek tarihi su değirmeni özelliğini taşıyan yapıyı işleten Yıldız, özellikle yazın civar köylerden çok sayıda vatandaşın ürettiği buğdayları gönüllü olarak öğütmek için yoğun mesai harcıyor. Arkadaşlarıyla kurduğu Anka Dersim Girişimi ile de organik tarıma yönelik çeşitli projeler gerçekleştiren Yıldız, bu sayede hem teknolojiye direnen değirmenlerin ayakta kalmasını hem de atalık tohumlarla kentte üretimin yaygınlaşmasını hedefliyor.

DEĞİRMENLER İNSANLARIN UĞRAK YERLERİYDİ

Mehmet Ali Yıldız, dedesinin değirmenciliği babasına devrettiğini ve üçüncü kuşak olarak da kendisinin bu görevi üstlendiğini söyledi. İstanbul'da tekstille ilgilendiğini ifade eden Yıldız, "Önceden köyümüzdeki derelerin üzerinde yaklaşık 30-40 değirmen vardı çünkü bu bölgenin üretim alanları değirmenler, insanların rızkını veren ve ürettiği buğdayı una çevirip kışlık ihtiyacını çıkaran fabrikalardı. Buralar kutsal mekanlardı. Değirmenler, insanların bir yıl boyunca mücadele edip ekip biçtikten sonra uğrak yerleriydi." dedi.

Manavgat'taki yangında 4 evi yandı! 54 yıllık emeği 2 saatte kül olduManavgat'taki yangında 4 evi yandı! 54 yıllık emeği 2 saatte kül oldu


NÖBETLEŞE MESAİ YAPIYORLARDI

Yıldız, geçmişte iş yoğunluğundan kaynaklı değirmenlerde nöbetleşe mesai yaptıklarını belirterek şöyle konuştu: "Bu değirmenler suyun gücüyle çalışır. Enerjisini sudan alan, suyun baskısıyla taşa hareket veren ve bu taşın devriyle de buğdayı doğal ortamda una çeviren çok güzel teknolojidir. Belki bunu geliştirebilip her köye bir değirmen yapabilirsek vatandaşlar fabrikalara ihtiyaç duymadan ürettikleri buğdayları besin değeri yüksek un haline çevirebilir."

HER ŞEYDEN ÖNCE BABAMIN KOKUSU VAR

Atalarından kalma değirmenin yaklaşık 400 yıllık olduğunu dile getiren Yıldız, kimyasal görmüş buğdayları değirmeninde öğütmediğini, organik üretim yapan üreticilere ise kapısının sonuna kadar açık olduğunu anlattı. Yıldız, baba yadigarı değirmenin kendisi için çok özel miras olduğunu aktararak şunları kaydetti: "Her şeyden önce burada babamın kokusu var. Ben buraya girdiğim zaman babamı, geçmişimi yaşıyorum. Ben çocukken babam her yanıma geldiği zaman hep o kokuyu alıyordum ve bugün değirmeni ilk çalıştırdığımız zaman bunu daha iyi anladım. Değirmenlere sahip çıkmamız ve üretmemiz gerekiyor. Üreten insanların ve toplumların mutlu olduğunu düşünüyorum."

KAYNAK : AA
YORUMLAR 6 TÜMÜ
  • Bekir 3 yıl önce Şikayet Et
    Bugün ben de su değirmeninde öğütülmüş 3 kg mısır unu, 6 kg da buğday unu aldım.
    Cevapla
  • yılmaz ipek 3 yıl önce Şikayet Et
    ata yadigarını yeniden ayağa kaldırıp, başarı sağlanmış tebrikler.
    Cevapla
  • dinibütünoğlu 3 yıl önce Şikayet Et
    allah kolaylık versin
    Cevapla
  • Dadaş 3 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim kolaylık versin,hayırlı işlerin olsun inşAllah. Senln gibi geçmişine sahip çıkanlar çoğalırda organik un tüketiriz
    Cevapla
  • Karaoğlan 3 yıl önce Şikayet Et
    Bu değirmenci arkadaşın bahsettiği biraz yanıkımsı un kokusunu çocukluğumdan hatırlar gibiyim….. Üğütülen unlar çuvallara konulur üzerine kime ait olduğuna dair işaret konulurdu. Çok kutsal bir meslek…. Ustama saygı selam hürmetler…
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR